Anadolu Yaklaşımı sicil affına benzer

BANKACILARLA görüştüğümüzde aldığımız izlenim şu ki; Anadolu yaklaşımı daha önce çıkarılıp işlemeyen sicil affına benzeyecek.

Anadolu Yaklaşımının İstanbul Yaklaşımı kadar bağlayıcılığı ve özendirici yönleri bulunmuyor. Yani bu yasa çıkarsa, ancak isteyen bankalar, uygun gördükleri takdirde, uygun gördükleri şirketler için kredi kolaylığı sağlayacaklar. Yani zorunlu bir kredi kolaylığı söz konusu olmayacak.

Şimdi düşünün; bir banka, zaten yaşayacağına inandığı bir şirket varsa, ona verdiği krediyi yeniden çevirmek için, zaten mümkün olduğunca kolaylık sağlamaz mı? Türkiye’de banka satın alan yabancıların bile ilk gözünü diktikleri alanın küçük ve orta ölçekli sanayi olduğunu biliyoruz. Yani geri ödeyebileceğine inandıkları küçük ve orta boy işletmeler için bankalar zaten yeterince kredi vermeye, daha önce kredi verdilerse bu krediyi büyüterek sürdürmeye zaten niyetliler. Zaten bunu bir iyi kar getirecek bir plasman kalemi olarak görüyorlar.

Demek istediğimiz o ki; böyle bir yasaya gerek olmadan da bir banka zaten yeterlilik gördüğü küçük ve orta boy işletmeye kredi kullandırıyor. Görmediğine ise zaten kullandırmaz.

Yani yasada zorunluluk olmayacağı için, bu yasa artı bir kolaylık getirmeyecek.

Vergi ve SSK prim borçlarında kolaylık getirilmesi söz konusu olmazsa, bu yasanın işlevi iyice azalacaktır. Aldığımız bilgilere göre hem Maliye hem de Çalışma Bakanlığı bu konularda artı bir kolaylık getirilemeyeceğini söylüyorlar. Zaten IMF’in de, yeni bir SSK veya vergi affına yanaşmayacağı da herkes tarafından biliniyor.

Peki o zaman, bu yasa niye gündeme getirildi?

Her şeyden önce bu yasayı hazırlayan Kurumun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) olması, baştan yanlış. Daha önce de hatırlarsak, BDDK’nın tüketici derneği gibi davrandığına şahit olmuştuk. Bu yasada da BDDK, KOBİ derneği gibi bir tavır içinde olmuştur. Görevi bankacılık sektöründeki riskleri azaltmak, sektörün sağlığı için kurallar koyup, af gibi bu kuralları yalama eden uygulamalardan kaçınmak hatta bu tür girişimler olursa bunlara karşı çıkması gereken bir Kurum olan BDDK; maalesef burada "Hükümetin güdümünde popülist bir karar hazırlayan Kurum" görüntüsü vermiştir.

KAMU BANKALARI YİNE DEVREDE

Bu yasa, bazı odaların, kendi üyelerinin durumunu çözmek için gündeme getirdikleri, siyasete baskı yapıp, siyasetin de bağımsız bir kuruma hazırlattığı bir yasa. Biliyorsunuz, bu yasa daha önce de çok konuşuldu taslaklar hazırlandı ama gündeme getirilmemişti. Bizce şimdi acilen devreye sokulmasının nedeni; Hükümetin de seçim öncesi, yasanın hitap ettiği kesimden destek alma çabasından başka bir şey değildir.

Peki bütün bu saydıklarımıza rağmen uygulama şansı olur mu?

Özel bankacılarla konuştuğumuzda, bu yasaya dayanıp da artı bir kolaylık sağlayacakları şirket olmayacağını söylüyorlar. O zaman geriye bir tek kamu bankaları kalıyor. Kamu bankaları ve Vakıfbank gibi kamu sermayeli bankalar, "yasa çıkarmazsanız yapamayız" diye geri çevirdikleri talepleri, bu yasa sayesinde karşılayabilirler. Yani yine kılıfı hazırlanıp kamu bankalarının zor durumdaki şirketler için kullanılması söz konusu olacak.

Daha önce bankalara, çek karnesi ya da kredi alıp ödemeyerek "kara liste"ye girmiş borçlular için, biliyorsunuz bir af çıkarılmıştı. Bunun adına da sicil affı denmişti. O zaman da özel bankalar "af çıksa da bize borç takana bunu uygulamayız" demişlerdi ve uygulamamışlardı. O zaman da bunun sadece kamu bankalarına borç takanlara geçerli olacağını söylemiştik, öyle oldu. Aslında kamu bankalarında sicil affından yararlananların açıklanması, bizce çok yerinde olacaktır. Aslında bu girişimden yararlananlar da açıklanmalı, tabii ki.

İşte Anadolu Yaklaşımı da sicil affı gibi olacak. Yani sadece kamu bankalarından kredi kullananlar faydalanacak. Bu arada bazı siyasiler özel banka yönetimlerine açıp, bazı şirketler için nüfuzlarını kullanırlar, özel bankalar da bu sözlere uyarlar mı, orası bilinmez, tabii ki.
Yazarın Tüm Yazıları