Şimdi açalım...
Konu Alex’in kendisi değil. Fenerbahçe’nin genlerinde hep Alex’vari futbolcular olmuştur. Didi döneminden bu günlere kadar, Cemil Turan’lardan İsa’lara, Oğuz Çetin’lerden Okocha’lara bir çok 10 numara bu takımın maestroluğunu yaptı. Oyun düzenlerinde d e hep etkili oldular... Tıpkı şimdi olduğu gibi. Ancak bir sorun var...Alex özelliklerinde bir alternatif yok Fenerbahçe’de. Bu nedenle gözler hep Alex’i arıyor. Emre deseniz, Alex’e yedek olacak bir oyuncu değil. Artık sürekli Alex’in pozisyonunda oynayacak olsa eminim ki bunu yapabilir ama böyle bir ihtimal yok. Bu nedenle derim ki; Daum takım içersinden, belki de gençlerden bir Alex alternatifi yaratmalı...
Güiza’ya sabretmek
BEN hala çözemedim...
La Liga’da dünyanın en iyi takımları ve defans oyuncuları arasında, dünya yıldızı golcülerle rekabet edip nasıl gol kralı olunabilir?
Daha doğrusu bir sezon boyunca ve en son dün gece de izlediğim Güiza, İspanya’da nasıl gol kralı olabilmiş? Aragones mi vatandaşının dilinden anlamamıştı yoksa Daum mu Güiza’nın verimli olabileceği kurguyu yapamıyor ?
Hadi taraftarın sabrını bir kenara koyalım... Böyle bir Güiza’ya Daum ne kadar dayanır, hep birlikte göreceğiz...
Kaptan’ın mücadelesi
Taraftar her zaman ki gibi bütün ihtişamıyla, takımının ve stadın kalbi olarak yerlerini aldı...Daum sahaya “evine hoşgeldin” pankartının gölgesinde çıktı... Alex sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalıncaya dek herşey güzeldi... Maça Alex’siz başlayan Fenerbahçe, en can alıcı yerinden yoksun kaldı ve takımın organizasyon bozuldu... Ve Fenerbahçe hiç bir pozisyon üretmeden ilk yarı bitti. Daha önce de belirttiğim gibi Alex’in özelliklerinde bir alternatif olmaması Fenerbahçe için büyük bir handikap...
Ve Emre sahnede...
İkinci yarıda da pek değişen birşey yoktu. Emre’nin defansif bir görevi olmasına rağmen, yaptığı baskı ve pozisyon üretme çabası alkışa değerdi. Özellikle sağ ayağıyla çektiği şutun direklerden dönmesi maçın en önemli anlarından biriydi. Nitekim Emre’nin bir başka şutuna ofsayt pozisyonunda ayak koyan Kazım, 70. dakikada takımına gol kazandırabildi. 82. dakikada yine Emre sahneye çıktı ve kornerden bir gol attı. Dos Santos’un golü ve Kamanan’ın volesine mucize bir dokunuş yapan Volkan’ın kurtarışları da tam fotoğraflıktı...
DAUM’A KIYAK (!) YAPAN ADAM
AMERİKA’da çaylak bir polisin Bob Dylan’ı tanımaması ve kimlik sorması haberini okumuştum dün...Nasıl olur da Amerika’da Bob Dylan’a kimlik soracak kadar tanımayan bir polis olabilir diye düşünmüştüm...
Buna benzer bir durum dün Kadıköy’de yaşandı... Hatta daha beter !...
Kadere bakın ki maçın ikinci yarısında biri gerçekten lambaya püff dedi(!) ve sahanın ışıkları söndü...
Bu kesinti o kadar uzun sürdü ki, maçın havası tamamen kayboldu. Hava kaybolmadan önce, Fenerbahçe Denizli’ye oranla biraz daha iyiydi.
İlk dakikada Alex’in şık pası ve Güiza’nın iyi vuruşuyla gelen gol, dengeleri bozdu. Ancak şunu söyleyebilirim ki, Fenerbahçe hücuma çıkarken pozisyon üretmekte zorluk çekiyor. Özellikle kanat oyuncuları hücuma istenildiği kadar etki yapamıyor.
Bu arada Önder Turacı’nın gittikçe yükselen performansını da göz ardı etmemeli. Zaten Milli takıma da davet edilerek bu çıkışını pekiştirmiş oldu. Özellikle lambanın püflemesiyle kesilen oyun aslında Denizli’nin dezavantajı oldu. Oyunun soğuduğu gibi, oyuncular da soğudu, oyunun ritmi de kayboldu...
Bir anlamda Fenerbahçe 30 dakikalık bir karşılaşmaya 1-0 galip başlamış gibi oldu. Umarım şehirlerimizde bundan sonra böyle elektirik kesintileri yaşanmaz, birileri lambaya püff demez...
En azından yetkililer Süper Lig karşılaşmalarının oynandığı saatlerde daha dikkatli olurlar...
Ugurinho Borales
BİR an için Uğur Boral stilinde hızlı bir kanat oyuncusunun Fenerbahçe’ye transfer olduğunu varsaylım. İsmi Ugurinho Borales, uyruğu da Brezilya olsun. Yedek kalabilir miydi sizce?
Mustafa Denizli “Öyle sözleri başkanlar verir” diyerek “Beni bağlamaz” tarzında bir açıklama yaparken, Daum, “Şampiyon olacağız” dedi.
İşte başkanları ve teknik direktörleri, bu büyük sözleri sarfeden takımlar dün gece bir araya geldi.
Ben dün gece, ne üst üste üç yıl ne de beş yıl şampiyon olacak takım göremedim.
Şimdi diyeceksiniz ki, daha bir maçta bunu göremediğini nasıl söylersin...
Peki ben bir maç izleyip bunu söylüyorum da, bu sözleri verenler, daha hiç bir maç izlemeden onlarca maçın skorunu görmeden, bilmeden nasıl konuşuyorlar...
Aziz Yıldırım, dün geceki maçla bu iddiada bir adım önde.
Seneye Süper Kupa finali garanti
Ayakkabıların, giyisilerin, saçın ve insan teninin kirini gizler...
Temiz olan ortamlara girilebilmesi için, mikroplu olma ihtimali olan şeylere aracılık eder.
Bir anlamda kirle temas etmek için üretilirler...
Galoşların temizlenmesi mümkün değildir.
Pisliğe ya da mikroba dokunmuş galoşların tekrar temizlenme ihtimali yoktur.
Ancak yeniden dönüşüme tabi tutulurlar.
Şimdi ne alaka diyeceksiniz...