Aykut Kocaman’ın gözlerinde bu kez başka bir sevinç vardı... Ankaraspor’dan beri hep inandığı ve çok şey beklediği Özer Hurmacı, hocasını fazlasıyla gururlandırdı, ayrı ve özel bir tebessümüne sebep oldu. Maçın başındaki o gol, hem Fenerbahçe’ye hem de Özer’e ilaç gibi geldi... Umarım yanılmam ama o gol, Özer’i ateşleyecektir ve F.Bahçe orta sahasındaki rekabeti arttıracaktır. Maça gelince... Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Mehmet Topuz, Volkan Demirel gibi bir çok oyuncusunun eksikliğine rağmen Fenerbahçe büyüklüğüne ve şampiyonluğuna yakışır bir maç daha çıkardı.
HAKAN ARIKAN YIRTTI !
ALLAHTAN Hakan Arıkan o golü geçen sezon yemedi!.. Mazallah orta sahadan gol yedi diye tutuklanır mıydı bilmem ama, böyle pozisyonların futbolda olduğunu anlatana kadar, başı çok ağırırdı herhalde... Hele de golü Fenerbahçe’den yediyse vay o kalecinin haline...
TOP 5
Özer Hurmacı’nın akıllara durgunluk veren o muhteşem golü.
Emre’nin şahane pasları ve asistleri.
Uzun süre forma giymeyen F.Bahçe kalecisi Mert’in harika performansı.
Fenerbahçe en önemli puanlarını hep İstanbul BŞB’ye kaybetmiştir çünkü. Fakat bu kez...
Bu kez, üstelik Fenerbahçe tarihinin en büyük acısını yaşarken endişelenmedim bile. Çok rahattım...
Buna ister “Fenerlilerin içini sonsuz bir kredi duygusu kapladı” deyin, ister “Fenerbahçe’nin geçen sezon da olduğu gibi, zaten yenemeyeceği takım yok” deyin. Her ne sonuç olursa olsun, Bravo Şampiyon...
TOP 5
1- Aykut Kocaman’ın muhteşem motivasyonu.
2- Gökhan Gönül’ün süper dönüşü.
3- Tek kelimeyle Büyük Fenerbahçe taraftarı.
4- Alex ve Stoch’un şahane golleri.
Özellikle yaptıkları transferlere ve yine özellikle Amrabat’a bayıldım doğrusu. Yani Fenerbahçe için en zor deplasmanlardan biri daha, üstelik üç puan alınarak geride bırakıldı. Psikolojik travma eşliğinde, “belirsiz” bir ligde, 66 saatte bir maç yaparak, üstelik bir çok önemli sakat oyuncu yüzünden, ideal kadrosunu bir türlü kuramadan oynayan bu takım, herkese gereken mesajı fazlasıyla veriyor... Geçen hafta kalkan o hain bayrak(!) olmasa seri devam edecekti. Ama istemediler, tarihe geçen Kadıköy Kadınları’nın daha fazla sevinmesini...İşte bu yüzden; Aykut hocanın taktik olarak çok iyi yönlendirdiği bu oyuncular da sabırla çentik atıyorlar duvara. İşte bir çentik daha...
TOP5
1- Fenerbahçe’nin yükselen yıldızı Caner Erkin.
2- Kayseri’yi de Kadıköy’e çeviren, her koşulda takımına sahip çıkan, en büyük taraftar.
3- Tertemiz bir maç yöneten Kuddusi Müftüoğlu.
4- Oyun içinde ve dışında takımını iyi hazırlayan Aykut Kocaman.
5- Kayserispor’lu Amrabat’ın seyir zevki yüksek, güzel futbolu.
DEPLASE KEYİFLER
Kadıköy Kadını’nın takımlarını yalnız bırakmayacaklarını biliyordum. Ama bu kadarını da tahmin etmiyordum doğrusu... Göğsüm kabardı ve çok gururlandım. Ama sadece bir Fenerbahçeli olarak değil, bir Türk olarak tüylerim diken diken oldu... Bu ülkenin ne kadar büyük bir ülke olduğunu anlamak için statdaki kadınları görmek yetermiş meğer diye düşündüm... 45.000 kadın ve çocuğun okuduğu İstiklal Marşı'nda artık daha fazla kendimi tutamadım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Çünkü onlar bizim en güvendiklerimiz, onlar bizim geleceğimiz ve onlar bizim gizli güçlerimizdi... Beşiktaş formalı ve Galatasaray formalı kadınları ve çocukları da gördüm statda, Fenerbahçelilerle kol kola oturmuş medeniyet ve sulh dersi verir gibiydiler... “Birlik ve Beraberlik” çok erkeksi bir laftır. Ama Fenerbahçe Stadı'nda bunun da yanlış olduğunu gördüm. Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu bu tünelden çok daha çabuk ve güçlü çıkacağına şahit oldum...
ALLAH CEZAMIZI VERDİ !
İlahi adalete inanmayan taş olur... Bir cezanın ilahi katta mükafata dönüştüğüne bir kez daha tanık olduk işte. İster “Kadınlar Matinesi” deyin, ister “Erkeksiz Maç Cezası” deyin, böyle cezaya can kurban. Kadın eli deyince adaletsizlikler bile unutuluyor. Ama bunun için kadın eli sayısının da fazla olması gerekiyor. Tıpkı “Dişi Kanaryalar” gibi... Sahada futbolcular, tribünde dişi kanaryalar anlamlı protestolarını, onur kavgalarını tarihe geçirdiler.
KADIN SİYASİLER NERDE ?
Hazır böyle tatlı bir ceza uygulanırken, gönül isterdiki “Şeref Tribünü”nde de hanımları görelim... Sıkılmış da zorla maç izlettiriyormuş görüntüsü veren, ufacık bir mimik bile kondurmaya çekinen fazla ciddi erkek siyasetçi ve görevlilerin yerinde kadın siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz olsa eminim ki çözülemeyen bir başka sorun olan “Şeref Tribünü” sendromu da son bulurdu...
MAÇIN 3 PANKARTI
1- BABAMIZ EVDE KALBİ BURADA
2-
Da... Aklıma birşey takıldı; seyircisiz maç yerine, bu tür bir ceza alan takımın maçını, kadın ve çocukların ücretsiz olarak izlemeleri... Peki bu cezanın ismi ne olacak ?
Önerilerim var;
· BİR: Kadın ve çoluk çocuğun gözü önünde oynama cezası.
· İKİ: Kadınlara statta maç izleme cezası.
· ÜÇ: Yetişkin erkeklere maça gitmeme cezası.
· DÖRT: Erkeksiz maç cezası.
· BEŞ: Kadın ve Çocuklu maç cezası.
BU KADAR DA OLMAZ Kİ
Ama yine de hala ne olduğu netleşmeyen (!) bu yıkım sürecinde bile, dimdik durabilmek için mücadele ediyor Fenerbahçe. Bu nedenle ben bu sezon hiçbir Fenerbahçe maçına sadece futbol mücadelesi olarak bakamayacağım... Ta ki bu pisikolojik linç bitene kadar...
Oysa bazı futbol yorumcuları F.Bbahçe maçlarında hala sadece taktik-teknikten, kadrodan falan bahsediyorlar. Akıl alır gibi değil (!) Sanki bu takımın üzerinden buldozer geçmemiş, sanki bu kulübün asırlık tarihi ayaklar altına alınmak istenmemiş, sanki bu oyuncuların omuzlarında ekstradan hiç bir yük yokmuş gibi...
Ama buna rağmen Şampiyon serisine devam ediyor. Hani geçen yıl 18’de 17’ydi ya işte o seri... İster yirmide on dokuz deyin, ister ikide iki.
Çok solak hareketler bunlar
*Olcan’ın solla attığı firikik golü,
*Uğur Boral’ın girer girmez Alex’e uzattığı pas,Alex’in ters ve düz ayakla attığı goller,
*Caner’in bitmek bilmez mücadelesi,
Şampiyon sahaya çıktı ve ilk hafta sona erdi. Dikkat ettiyseniz altını çizerek yazdım. Bazıları iyice kafasına soksun diye... Geçen yılın Şampiyonu Fenerbahçe, tüm olumsuzluklara rağmen analarının ak sütü gibi hakettikleri şampiyonluklarına yakışır bir şekilde sahadaydılar... Taraftar stadın dışında, Başkan ve yöneticiler metriste, buruk ama onurlu bir şekilde oynadılar. İstekliydiler ve doksan dakikanın her saniyesinde “şikeci” diyenlere (!) sessizce isyan ederek oynadılar. Akıllar tutulmuştu ama bedenler öyle demiyordu... Futbol kalitesi açısından öyle ahım şahım bir oyun yoktu ortada ama büyük bir travma yaşayan bir takımdan da bundan fazlası beklenmezdi. Atılan golden daha çok Aziz Yıldırım tişörtlü Fenerbahçeli futbolcular dikkat çektiler. Golden sonra da Başkanlarının fotoğrafı basılmış tişörtleri kameraların gözlerinin içine soktular... Dün Şampiyonun maçı vardı bir de Aziz Yıldırım tişörtleri...
Fenerbahçe Orduspor
Bir tarafta el birliğiyle(!) kimyası bozulmuş bir takım, bir tarafta lige yeni çıkmış bir takım. Biri ligde kalıcı olmak istiyor, biri “madem öyle bizi 2. Lige düşürün” diyor. Orduspor 19 yeni transferle sahaya çıkarken, Fenerbahçe yarıya yakın eksik kadroyla sahadaydı. Bu manzaradan bakınca oldukça renkli bir karşılaşmaydı...
TOP 5
1-Semih’in harika asisti.
2-Alex’in sağ ayağıyla yaptığı muhteşem rövaşota.
3-Kadıköy’ü inleten, seyircisiz oynama cezasını tarihe gömen Fenerbahçe taraftarı.
4-Centilmence oynayan Fenerbahçe’li ve Orduspor’lu oyuncular.