NADAL’sız Federer’siz alışık olmadığımız bir Grand Slam finali izledik. 99’uncu heyecanını yaşayan Avustralya Açık’ın dünkü finalinde, gençlik döneminden beri birbirini iyi tanıyan iki tenisçi vardı; Sırp Novak Djokovic ile İskoç asıllı İngiliz Andy Murray.
24 yaşındakı Djokovic 2008 yılında burada yine şampiyon olmuştu. 7 gün daha büyük olan Murray ise geçen yıl aynı merkez kortta final oynamıştı.
Şampiyonluk maçı öncesi ön tahminler Novak Djokovic’in kazanacağı yönündeydi. Son dönemde Djokovic servisini düzeltmişti. Yarı finalde Roger Federer’i yenmişti. İki haftalık sürede Avustralya’da mükemmel tenis oynamıştı. Amacı agresif arka oyunu ile Murray’i koşturmak, onu yormak ve maçın hakimiyetini elinde tutmaktı. En önemlisi Rod Laver Arenası’nda nasıl şampiyon olacağı konusunda tecrübeliydi. Nitekim öyle oldu...
Şanssızlığa yanıyorlarSırp tenisçi Novak Djokovic, 2 saat 39 dakika süren mücadeleden 6-4, 6-2 ve 6-3’lük setlerle galip ayrıldı ve 2008’de yine aynı yerde kazandığı turnuvadan zaferle ayrıldı.
İngilizler1936 yılında Fred Perry’nin kazandığı Amerika Açık Grand Slam inden bu yana başka şampiyonluk görmedi. Bu özlem şampiyonluk maçı öncesi bilhassa basında sürekli gündeme geldi. 75 yıllık hasreti dindiremeyen İngilizler, şanssızlıklarına yanıyorlar.
Fileye çıkmadan yenmesi çok zor
Bütün bu psikolojik olumsuzluklara rağmen Murray, Djokovic ile başa baş mücadele etti. Fakat puanlarda lehine gelişen pozisyonları ürkek kararsız oynayıp file önüne çıkmadı. Rally’ler (topun gidip gelemesi) uzadıkç Murray yorulmaya başladı. Birinci sette top 38 kez fileni üstünden geçti. Murray’nin mental yorgunluğu fiziksel olarak da onu bitkin hale getirdi.. İkinci setti de kaybeden Andy 3 sette ara ara tekrar geriye dönüş sinyalleri verdi. Ancak Djokovic çoktan kontrolü eline almıştı ve buradan maçın yön değiştirmesine asla izin vermeyecekti. Ve vermedi de. Böylece Murray’e set vermeden 2. kez Avustralya Açık zaferine ulaştı.
Anne daha ne yapayım!
AVUSTRALYA Açık Tenis Turnuvası’nda ilk kupalar dün tek kadınlar ve çift erkeklerde oynanan final maçlarıyla sahiplerini buldu. Tek kadınlarda zafer beklendiği üzere Kim Clijsters’ın oldu. Bu yazımızın ana konusu olan çift erkekler finalinde ise, ABD’li ikizler Bob ve Mike Bryan çifti, Hintli Mahesh Bhupathi-Leander Paes ikilisini 6-3 ve 6-4’lük setlerle 2-0 mağlup edip, 10. Grand Slam şampiyonluklarını kazandı.
Bol sıfırlı anlaşmalarTenisle ilgilenenler genelde tekler kategorisine üzerinde yoğunlaştığı için, çiftlerde raket sallayanlar ikinci planda kalıyor. Oysa ki, çiftler de ciddi bir mücadele kulvarıdır. Seyretmesi son derece keyiflidir. Korttaki dört kişinin bilhassa file önünde ortaya koyduğu hareketli oyunlar büyük ilgi çeker. Çiftlerde de, başarılı olanlar çok ciddi paralar kazanıyor ve bol sıfırlı sponsorluk anlaşmalarına imza atıyor. Tıpkı, Amerikalı Bob ve Mike Bryan ikizleri gibi...
Mike 2 dakika büyükTek yumurta ikizi olan kardeşlerden Mike, 2 dakika önce doğmuş. Bob ise 3 santim daha uzun. Belki şaşıracaksınız ama; Mike sağlak, Bob solak. Yani, bir çift takımı için ideal formasyon. Çiftlerde başarının en başta gelen şartı, sporcuların birbirine uyumudur. Eşler birbirlerinin psikolojisini, zayıf ve güçlü yönlerini iyi bilecek ki, kortta tek vücut halinde hareket edebilsinler.
Yaşamlarının büyük bölümünü birlikte geçiren 33 yaşındaki Bryan’lar her şeylerini bölüşüyorlar. Bugüne dek kortlardan kazandıkları toplam 16 milyon doları, otel odasını, yaptıkları yatırımları. Zaten onların 2003 yılından beri dünya klasmanının 1 numarasında yer almalarını sağlayan da bu muhteşem uyumları...
BOB BRYANBoy: 1.93 m.
Kilo: 91, Solak
Kazandığı ödül: 7.75 milyon dolar
MIKE BRYAN
AVUSTRALYA Açık’ta kadınların şampiyonu bugün belli olacak. Finale adını yazdıran Belçikalı Kim Clijsters kortlara iki yıl ara vermişti. Bu süreçte evlendi çocuk sahibi oldu ve hiç ara vermemiş gibi neredeyse eski formunu yakalamış bir şekilde kortlara geri döndü. Rakibi Na Li ise Çin tenisi adına tarih yazarak ilk kez bir Grand Slam finaline yükseldi. Na Li, 2011 yılına iyi başladı. İki hafta önce Sidney’deki turnuvanın şampiyonluk maçında bugünkü rakibi Clijsters‘i yendi. İki tenisçi şimdiye kadar 6 kez karşılaştılar ve Belçikalı sahadan 4 kez zaferle ayrıldı.
Clijsters zorlanabilirNa Li güçlü fiziği ile toplara sert vuran ve bir o kadar riskli oyun tarzına sahip bir tenisçi. 29 Yaşındaki Na Li geçtiğimiz yıl Avustralya Açık’ta yarı finale çıkarak kariyerin en başarılı sezonunu yakalayarak dünya sıralamasında ilk 10 raket arasına yükseldi. Kim Clijsters ise bugüne kadar 7 kez Grand Slam finali oynadı. Na Li son galibiyeti ve Grand Slam finaline çıkma morali ile Clijsters’i zorlayabilir.
Öte yandan erkeklerde Sırp Novak Djokovic’in finaldeki rakibi, İspanyol David Ferrer’i 4-6, 7-6, 6-1 ve 7-6’lık setlerle 3-1 yenen İspanyol raket Andy Murray oldu. Erkeklerin finali yarın oynanacak.
Halk sporu tenisSezonun ilk Grand Slam’i olan Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nda tek kadınlarda finale çıkan ilk isim Çinli Li Na oldu. Na, yarı finalde karşılaştığı Danimarkalı Caroline Wozniacki’yi 2 saat 35 dakika süren mücadele sonunda 3-6, 7-5 ve 6-3’lük setlerle 2-1 yendi. Günün diğer yarı finalinde Belçikalı Kim Clijsters, Rus Vera Zvonerava’yı 1 saat 13 dakikada 6-3 ve 6-3’lük setlerle mağlup edip, yarın şampiyonluk maçı oynamaya hak kazandı.
Çin’in son dönemdeki büyümesini takip edenler için Li Na’nın Avustralya Açık’ta finale çıkması hiçte sürpriz olmadı zira bu ülkede tenis inanılmaz bir hızlı gelişiyor. Dünyanın birçok yerinde ‘zengin sporu’ olarak bilinen tenis, Çin’de tam anlamıyla ‘halk sporu’... Bu tezimizi maddeler halinde açacak olursak;
- Ülkede 30 bin tenis kortu bulunuyor ve 14 milyon kişi tenis oynuyor.
- 3 milyon kişi Amerikalı koçların idaresindeki okullarda tenis öğreniyor.
- Tenis; futbol ve basketboldan sonra en çok izlenen 3. spor dalı.
- Tenis sektöründe her yıl 4 milyar dolar civarında para dönüyor.
- Avustralya Açık Turnuvası’na bu yıl 13 sporcu birden gönderdiler.
Federer ve Nadal’sız Avustralya finali
AVUSTRALYA Açık, teniste en çok sürprizlere sahne olan Grand Slam’dir. Bu kural bu yıl da değişmedi. Birbirinden ilginç maçlar ve sonuçlar birbirini takip etti. Örneğin kadınlarda ve erkeklerde ‘kariyerlerinde ilk kez Avustralya Açık’ta çeyrek finale çıkan’ tenisçilerin sayısı her zamankinden fazla.
Erkeklerde, çoğu kişinin adını bile duymadığı 22 yaşındaki Ukraynalı Alexandr Dolgopolov, 4 numaralı seribaşı Robin Soderling’i yenerek ilk 8’e girdi.
İsviçreli Stanislav Wawrinka da, önce Fransızların sempatik çocuğu Gael Monfils’i, ardından da Amerikalıların tek ümidi Andy Roddick’i eleyerek büyük çıkış yaptı. Bir başka Fransız Jo Wilfried-Tsonga ve Güney Kıbrıslı Marcos Baghtadis gibi tenisçiler de Avustralya’da yıldızları parlayan isimler arasına girdi.
Küçüklerin büyük zaferiKadınlarda, 30 yaşındaki İtalyan Francesca Schiavone de, 4 saat 44 dakika süren rekor uzunluktaki maç sonunda Rus Svetlana Kuznetsova’yı yenerek, Avustralya Açık’ta ilk kez çeyrek finale çıktı. Alman Andrea Petkovic, “Acaba geri mi dönüyor?” yorumları yapılan Maria Sharapova’yı yendi.
Bu yılki Avustralya Açık’ın bir başka önemli yanı ABD’nin yaşadığı hezimetti. Roddick’in Monfils karşısında uğradığı hayal kırıklığının dışında, turnuvaya gelemeyen kardeşi Serena’nın yokluğunda ‘belki bir şeyler yapabilir’ denilen Venus Williams, 3. tur maçında sakatlanıp çekildi. Ve böylece, tenise her yıl yüz milyonlarca dolar para harcayan, onbinlerce sporcu ve onlarca tenis akademisine sahip Amerika’dan bir tane bile sporcu ilk 8’e kalamadı.
Küçük Avrupa ülkeleri Sırbistan, İsviçre, Ukrayna ve Çek Cumhuriyeti ile son dönemin parlayan yıldızları Rus ve Çinli tenisçiler, Amerikalı rakiplerini safdışı bıraktılar.
Caroline Wozniacki yarı finalde