Paylaş
2018 yılına veda etmeye sayılı saatler kaldı. Herkes bugün yeni bir yıla girecek olmanın verdiği heyecanı yaşarken, ekonominin lokomotifi olan otomotiv sektörü içinse durum biraz farklı. Bu aralar üzerinde büyük bir stres ve baskı var. Çünkü 2018 yılının son 2 ayında devreye sokulan ÖTV ve KDV indirimlerinin 2019 yılında devam edip etmeyeceğini henüz bilmiyorlar. Devam ederse rahat bir nefes alacaklar, etmezse 2019 yılını kısmen unutup, 2020 yılına konsantre olacaklar. 2019 yılının otomotiv için unutulması demek, hem tüm ekonomiyi derinden etkiler hem de devleti büyük bir gelir kaleminden mahrum bırakacaktır. Yani her şey etkilenecektir. Bu yüzden ben vergi teşviklerinin en azından şeçimlere kadar devam edeceğini düşünenlerdenim.
İLK KEZ ORTAK HAREKET
Peki bu noktaya nasıl geldik? Şöyle bir geriye bakıp 2018 yılını özetle anlatmak gerekirse, iç pazarda yıla iyi başlayan otomotiv sektürü, ikinci çeyrekten itibaren önce yükselen kurların etkisiyle sonra faizlerdeki artışla birlikte tam anlamıyla köşeye sıkıştı. 2014 yılından itibaren yükselerek 1 milyon adetlik pazar seviyesine ulaşan otomotiv sektörü için işler haziran ayından itibaren gittikçe kötüleşmeye başladı. Eylül ayında yüzde 65’i bulan daralma ve ardından ekim ayında yüzde 80’e yaklaşan şok düşüşün etkisiyle birlikte vergi indirimleri devreye girdi. Aslında bu indirimler için otomotiv sektörünün tüm çatı örgütleri (OSD, ODD, OYDER, TAYSAD, TOKKDER) ilk kez birlikte harekete ederek Ankara’ya defalarca çıkarma yaptı ve sonuçlarını aldı. 2018’in son günlerinde benzer çıkarmalar bu kez teşviklerin devam etmesi için tekrar edip durdu.
ARALIK AYI SONUÇLARI
Peki son 2 ayda devreye giren teşviklerle birlikte 2018 yılında Türkiye’de kaç adet otomobil ve hafif ticari araç satıldı. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) resmi rakamları 4 Ocak’ta açıklayacak. Benim sektör temsilcilerinden elde ettiği bilgilere göre, kasım ayındaki 58 bin adetlik satışın ardından aralık ayında toplam satış beklentilerin altında kalarak 70-75 bin adet seviyesinde gerçekleşmiş. (Tabii son günlerde açığa satışlar yapılmazsa) Beklenti 80 bin adedin üzeriydi. Geçtiğimiz yıl aralık ayında 140 bin adede yakın satış yapıldığı düşünülürse, neredeyse yüzde 50’ye yakın bir daralmadan bahsedebiliriz. Ama vergi indirimlerinin olmaması halinde ise pazarın 30-35 bin adet seviyelerinde kalacağını da söylemem gerekir.
2019 ÇOK ZOR GEÇER
Aralık rakamını kasımla birlikte topladığımızda son 2 ayda ÖTV ve KDV indiriminin etkisiyle 130-140 bin adetlik bir satışın yapıldığı ortada. “Eğer bu indirimler olmasaydı ne olurdu?” diye soran varsa o zaman rakamın ancak 60 bin adetlere ulaşabileceğini de belirtmem gerekir. Son 2 aydaki performansı eklediğimizde 2018 yılında ağır vasıtalar hariç toplam otomobil ve hafif ticari araç satışlarının yaklaşık 620 bin adet seviyelerinde olacağı görülüyor.
Bu 956 bin adedin satıldığı 2017 yılına göre yüzde 35’lik bir daralma anlamına geliyor. Eğer son 2 ay vergi desteği olmasaydı bu daralma yüzde 42-43 seviyesinde olacaktı. Bu sonuçlar 2018 yılında toplam otomobil satışları 2017 yılına göre yüzde 32, hafif ticari araç satışları ise yüzde 42 civarında daralmış olacak.
Eğer vergi indirimleri 2019 yılında devam etmez ve pazar sektörün öngördüğü gibi 400 bin adede gerilerse o zaman herkesin işi çok zor.
2 .EL STOKU OLAN TEŞVİK İSTEMİYOR
OTOMOTİV sektör temsilcileri genel olarak ÖTV ve KDV desteklerinin 2019’da devam etmesini isterken, otomotiv bayileri ve birçok filo şirketi ise ellerindeki 2.el oto stoku nedeniyle buna karşı. Bayiler bağlı oldukları markalardan çekindikleri için bunu sesli olarak dile getirmezken Türkiye’nin en büyük kiralama şirketlerinden biri olan Intercity’nin sahibi Vural Ak geçtiğimiz haftalarda otomotiv editörü arkadaşım Ahmet Çelik’e,”ÖTV indirimi sonucunda sıfır otomobil pazarı bir miktar ivmelenirken, 2.el otomobil fiyatları daha da aşağı düştü ve elinde aracı olan tüm araç sahipleri bundan olumsuz etkilendi. Intercity olarak filo kiralama ve buna bağlı olarak ikinci el satışları yaptığımız için bu durumdan biz de etkilendik. Bu açıdan baktığımızda geçici olarak yapılan her türlü vergi değişimi aslında sisteme zarar veriyor” açıklamasını yapmış.
Bu noktada benim şaşırdığım ise cuma günü bir başka önemli filo şirketi Garenta’nın Genel Müdürü Emre Ayyıldız’ın yaptığı açıklama oldu. 31 Ekim 2018’de uygulanmaya başlanan ÖTV teşviğinin 2019’da da devam edeceğini öngören Ayyıldız, bu durumun ikinci el araç pazarını etkilemeyeceğini belirtmiş. Ayyıldız, Aralık ayında tüketicilerin yeniden ikinci el pazarına yöneldiğini ve ÖTV indirimi 2019’da devam etse bile tüketicilerin ikinci el araçlara ilgisinin artacağını ifade etmiş. Bu açıklamadan benim anladığım 2018’de Garenta’nın elinde pek 2.el stoku kalmamış gibi...
‘BİR MİKTAR DAHA SABIR’
2018 yılında mevcut yatırımı olan markaların dışında yeni markalardan yatırım müjdeleri ne yazık ki gelemedi. Alman Volkswagen’in Doğu Avrupa’da planladığı çoklu marka (Skoda, Seat) üretimi yapacak yeni fabrikasına ilişkin kararı Kasım 2019’da vereceğinin açıklanması ve adaylar arasında Türkiye’nin yer almaması sonucu gözler Amerikan Ford’la ticari araç konusunda yapacağı işbirliğine çevrildi. Hatırlatmak gerekirse VW bu işbirliğiyle Crafter ve Transporter’ın üretimini, Ford Otosan’ın Transit ve Custom üretimini gerçekleştirdiği Gölcük fabrikasında yapmayı planlamıştı. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün de bunu doğrulamış ve çalışmaların devam ettiğini teyit etmişti. Bu konudaki son durumu sorduğum Yenigün bana, “Bir miktar daha sabır” diye cevap verdi. İnşallah moral verecek bu önemli yatırım 2019 başı açıklanır. Bu sayede uzun süredir Türkiye’de yatırıma çağrılan VW doğrudan olmasa da dolaylı yoldan gelmiş olacak. Diğer taraftan Kasım 2019’da karar vereceği yeni fabrika için de Türkiye’nin hâlâ şansının olduğunu düşünüyorum.
DOĞUŞ OTOMOTİV’İ RÜYAMDA GÖRDÜM!
GEÇEN hafta sektörde Doğuş Otomotiv’deki yeniden yapılanmaya ilişkin bir sürü dedikodu konuşuluyordu. Bu dedikodular özetle, 10’dan fazla markanın distribütörü olan grubun bu markaları 3 şirkette toplayacağı yönündeydi. Yani en çok satan markası ‘Volkswagen Binek’ ayrı bir şirket, tüm ticari markalar ikinci bir şirket, lüks markalar ise 3’üncü bir şirket olarak yer alacakmış. Bu da 10’a yakın genel müdür sayısının 3’e düşmesi anlamına geliyormuş. Aslında dedikodular bana çok da mantıklı geldi. Genel Müdürlerin kim olacağı dedikoduları da kulaktan kulağa fısıldanıyor ama onlar şimdilik bende kalsın. Halka açık bir şirket olduğundan bu iddiaları soracağım Doğuş Otomotiv Başkanı ve CEO’su Ali Bilaloğlu’nun ne cevap vereceğini kısmen biliyorum. Bana kısaca, “Yorum yok” diyecek veya sessiz kalacaktı. Ben de bunun için kendisine mesaj atarak, bu dedikoduları rüyamda gördüğümü aktardım. Bilaloğlu ise cevap olarak sadece ‘şaşırmış yüz’ emojisi göndermekle yetindi. Bekleyip göreceğiz, daha önce şirketteki yönetim değişikliğini de yazmış, yalanlanmasına rağmen doğru çıkmıştı. Kim bilir bu dedikodular da doğru çıkar.
Paylaş