Paylaş
Yasemin gözyaşları içinde başarısını kutlarken kenardan birinin mindere fırladığını gördük. Elinde bir buket çiçekle Yasemin’in önünde diz çöktü, ona bir yüzük uzattı. Öyle güzel, öyle içten, öyle karmakarışık duygularla birbirlerine sarıldılar ki Yasemin’in “Evet” dediğini anladık. Bizim de gözlerimiz doldu, onlarla bi fasıl da biz ağladık.
Sonra duyduk ki, Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, Erdem Yiğit’in mindere çiçek ve yüzükle çıkarak Yasemin Adar’a evlilik teklifinde bulunmasına onay vermediğinin altını çizen açıklamalar yapmış:
“Orası dünya şampiyonası, biz 80 milyon Türk insanını temsil ediyoruz. Orası magazin yeri değil. Bizim örf, âdet ve geleneklerimiz var. Biz Avrupalı değiliz. Evlilik dinimizde mukaddes bir durum. Aile gider tanışır, sonra istenir. Bir geleneğimiz var. Karşı çıkmama rağmen bu olay oldu. Bu çocuk oyuncağı değil. Milletimiz bizden İstiklal Marşı’nı okutmamızı bekliyor diye uyardım. Buna rağmen maalesef oldu. Benimle Erdem görüştü. Sporcumuz görüştüğü halde yapsaydı bir cezai yaptırım uygulardık. Paris’te yaptıkları tamamen magazin. Yasemin’i uyardım. Yasemin aklı başında bir kızımız. Kendisinin dışında geliştiğini anlatı” diyesiymiş.
İlk sorulacak soruyla başlayayım: Size ne sayın başkan? Size ne?
Gencecik iki insanın, ömürlerini adadıkları yer olan minderde, hem de böyle bir başarıyı kutlarken evlenme kararı almalarında sizi bu kadar rahatsız eden ne? İster önce aileler tanışır, ister gençler başka türlü tercih eder, ister önce evlenme teklif eder sonra gider ister, istemez, isterlerse evlenirler, isterlerse boşanırlar. Size ne?
Size insanların evlenme teklif etme/evlenme teklifi alma yerine, zamanına ve biçimine karışma hakkını kim veriyor? Kimden alıyorsunuz bu hakkı? Federasyon Başkanı olarak böyle bir hakkınız olduğunu mu sanıyorsunuz? Hemen söyleyeyim yok. Hatta inanmayacaksınız ama kimsenin insanların nasıl davranacağına, ne yiyip ne içip ne giyeceğine, nasıl evleneceğine karışma hakkı yok.
Siz federasyon başkanı olarak göreviniz dâhilinde kafilenin başında şampiyonaya gider, görevinizi yapar, ülkenizi temsil edersiniz, ötesine karışamazsınız. Kimseye örf, âdet, gelenek hatırlatması yapamazsınız. Bu kadar ince, sevgi dolu, coşku dolu bir evlenme teklifi için Erdem’i de Yasemin’i de üzemezsiniz. Böyle bir tartışmanın odağında adlarını geçiremezsiniz. Yazık değil mi olmadık suçlamalarla hem koskoca dünya şampiyonluğunu hem de çocukların mutluklularını gölgeliyorsunuz.
Yaptıklarında spor kültürüne, spor ahlakına, şampiyona kurallarına aykırı bir şey mi var? Olsaydı siz hiç merak etmeyin, FILA hemen müdahale eder, gerekeni yapardı ama yok. Birbirini seven, bu şekilde evlenme kararı almayı uygun bulmuş iki spor insanının, tam da o anda bu kararı almak istemelerinde “cezai yaptırım laflarınızı” filan gerektirecek zerrece bi durum yok. Siz kimsiniz de “Evlilik çocuk oyuncağı değil, kız önce ailesinden istenecek” diye ceza vereceksiniz?
Sayın Başkan, gençlere karışmayın, gençleri rahat bırakın, annelerini babalarını bu gereksiz açıklamalarla üzmeyin. Sizi ilgilendirmeyen şeylere de “örf, âdet, gelenek, Türk milleti” kisvesi altında burnunuzu sokmayın, kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeye kalkmayın.
Eğer yapacak işiniz azsa, ola ki kafilenizde zamanında ırkçılık suçu işlemiş birileri filan vardır, ona ırkçılığın ne kadar berbat bir şey olduğunu anlatın çok daha faydalı olursunuz bu ülkeye.
Paylaş