DÜNKÜ yazımda, kalitesiz sağlık malzemesi kullanmanın getireceği riskler konusuna değinmiştim. Stent örneğinden yola çıkarak, kalitesiz malzeme kullanıldığında bunun yeni daralmalara ve tıkanmalara yol açabileceğinden bahsetmiş ve bu uygulamaların, halkın sağlığını hiçe saysalar bile, kaliteli malzeme kullanılmasıyla karşılaştırıldığında, ekonomiye daha fazla yük getireceğinden bahsetmiştim.
Bu yazı, İstanbul'da bulunmayacağım için birkaç gün önceden hazırlanmıştı. Yani, çarşamba günkü gazetede yayınlanan, birazdan değineceğim haberi okumadan önce yazılmıştı. Belki okumuşsunuzdur, bu haberde birine takılan kalp kapağının vücut içinde kırılmasından bahsediyordu. SSK sevkiyle bir hastaneye giden hastaya, kalp kapağındaki hastalık nedeniyle ameliyat uygulanmış ve yapay kalp kapağı takılmış. Ameliyat son derece başarılı ama günler sonra bu yapay kapak vücut içinde kırılıyor ve kopan parçanın biri damarların içerisinde ilerleyerek bir noktada takılıp kalıyor. Hastayı Allah korumuş, bu ölümcül olabilen bir tablo. Daha sonra ameliyatlar yapılıp hasta kurtarılıyor. Ardından ameliyatı yapan doktoru suçlamalar ve tazminat davaları gündeme geliyor. Sonuçta kapağı üreten Brezilya firmasına tazminat davası açılmasına karar veriyorlar.
Şimdi merak ediyorum, acaba SSK'lı, Bağ-Kur'lu, özetle sosyal güvenlik kuruluşlarından yararlanan hastalara kalitesiz malzemeyi ve ilacı reva gören kişilerde, birazcık vicdan kırıntısı kaldıysa, acaba vicdanlarında bir sızı duyan olmuş mudur?
Bu malzemeyi denetleyen yok mu? Ülkede satılması konusunda izin verenler hangi standartları şart koşuyor? Tek kriter, fiyatının en ucuz olması mı?
Kalp kapağı denilen şey, dakikada ortalama olarak 70-80 kez açılıp kapanan ve oldukça önemli derecede kan basıncı altında çalışan bir alettir. Böyle bir alette malzeme kalitesi son derece önemlidir. Dakikada 80 kez açılıp kapanan bir kalp kapağına yılda 42 milyon defa görev düşüyor. Yıllar uzadıkça bu görevi varın siz hesap edin. Kalp kapağında rastlanabilen bir sorun da üzerine pıhtı oluşabilmesidir. Buradan kopacak bir pıhtı, kan yoluyla gittiği damarı tıkayarak çeşitli sorunlara yol açabilir. Bunlar arasında felçler, hatta ölümler de yer alabilir.
Bu yazıyı yazarken bir diş hekimi okurum telefon etti. Diş hekimliği alanındaki malzemelerin kalitesizliğinden de, bu okurum şikáyet etti. Bırakın yapılan işin dayanıklılığı, kullanılan bazı malzemenin zehirleyici bile olabileceğinden korktuğunu belirtti.
Gördüğünüz gibi, bu ülkeye giren malzemenin kalitesini kontrol eden yok. Böyle bir ortamda seçme kriteri olarak sadece en ucuz olmasını dikkate alırsanız, hem halka ihanet etmiş olursunuz hem de kaliteli mal satmaya çalışanları, rekabet şansını ortadan kaldırıp devre dışına çıkararak, kalitesiz belki de korsan üretimli mallara pazarı ve dolayısıyla halkın sağlığını teslim etmiş olursunuz.
Ve bunu da televizyonlara çıkıp, halka hizmet ediyormuş gibi anlatırsınız...