Doğan Hızlan

Marşların kitabı

28 Ekim 2021
Cumhuriyet Bayramı’nın yaklaştığı günlerde güncel bir kitap yayımlandı.

‘100 Ülke 100 Marş’

İstiklâl Marşı

Editörler:

Prof. Dr. Birol Emil

Prof. Dr. Zeki Taştan

Her kıtanın, her ülkenin marşlarının başında birer inceleme bulunuyor.

Böylece marşın oluşum sürecini de bu incelemelerden öğreniyoruz.

Kitabın başlıca amacı, İstiklâl Marşı’na duyulan saygı, vefa ve hassasiyetin bir ürünü olmasıdır. İstiklâl Marşı, bu kitapta farklı tahlil ve denemelerle incelenmektedir.

Yazının Devamını Oku

Turgut Kut Özel Sayısı

26 Ekim 2021
Yemek ve Kültür dergisi yeni sayısını sevgili dostumuz rahmetli Turgut Kut’a adadı.

Yazılardan bazı satırları aktaracağım:

İlk yazı eşi Günay Kut’un:

Ahmet Turgut Kut’un ‘Türk Mutfağı’ ile ilgili yazıları:

2 Temmuz 2021 günü 52 yıllık eşim, yol arkadaşım Turgut Kut’u kaybetmemiz ailemizi sarsmıştır. Onun yazmayı planladığı mutfakla ilgili çok konusu vardı. “Son olarak üzerinde çalıştığı ve bir çok malzeme topladığı çocukluğundaki ve gençliğindeki günlerin izinde kaleme alacağı ‘İstanbul’da Sokak Satıcıları’ adlı makalesini bir kitap olarak kayda geçiremeden birdenbire aramızdan ayrıldı.”

Gönül Tekin – Turgut Kut’a dair izlenimler ve hatıralar:

“Turgut’un Türk edebiyatına, Türk yemeklerine ve tarihine, yiyeceklerin tarihi sürecin içindeki gelişmelerine dair ilgisinin ve bilgisinin yabana atılamayacak kadar fazla olduğunu anlamıştım.

Turgut’un kütüphanesinde sonradan Millet Yazma Eser Kütüphanesi’ne bağışladığı çok kıymetli eserlerin yanı sıra tarih, edebiyat, sanat tarihi, lügatler, İstanbul’la ilgili fevkalade çok sayıda kitap bulunmaktadır.”

Yazının Devamını Oku

Ümmü Gülsüm’ü dinlerken

24 Ekim 2021
Mega plaktan bir Ümmü Gülsüm paketi geldi.

Bir CD, bir LP, hayatına, sanatına dair bilgiler vardı. Hemen dinlemeye başladım, Mısır’da geçirdiğim günleri hatırladım. Piramit gezisini, Agatha Christie’nin ‘Nil’de Ölüm’ü yazdığı Karaf Oteli’nin lokantasında günlük yazımı yazışımı... Sapsarı Nil’in üzerindeki uçuşumuzu. Bizi oraya dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay götürmüştü, Türk Şehitleri Mezarlığı’nın açılışına katıldık.

Bir zamanların zirvesinde olan bir ses sanatçısıydı Ümmü Gülsüm. Eğer dinlemediyseniz, dünya müziği repertuvarınız için büyük bir eksikliktir.

Önce sunumu okuyalım:

- Arap Müziğinin Primadonna’sı.

- Doğu’nun Yıldızı.

- Mısır’ın 4. Piramidi.

- Nil’in Ölmeyen Sesi.

- Hüzünlerin Anası.

Yazının Devamını Oku

Başyapıtlar kataloğu

23 Ekim 2021
İki ciltlik ‘Ankara Resim ve Heykel Müzesi-Başyapıtlar’ kitabı bu iki sanat dalında önemli akımları, sanatçıları ve eserlerini bir arada görmemizi sağlıyor. Oldukça önemli bir koleksiyon kitabı...

Müzelerin katalogları yayımlanmalıdır. Çünkü bir meraklı, ilgili nerede, ne olduğunu bilmeli ki ziyaret isteği uyansın. T.C. Kültür ve Turizm Bakanı’nın yayımladığı iki ciltlik ‘Ankara Resim ve Heykel Müzesi-Başyapıtlar’ kataloğu gerçekten bir eksiğimizi gideriyor. Gitmeyenler, o bilgilerle müzeyi gezmiş gibi olurlar.

İlk cildin başında neler yer alıyor: Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin kısa tarihçesi, mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu ve yapının mimari özellikleri, müzenin koleksiyonunun sanatımızın tarihindeki yeri ve önemi... Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ‘Sunuş’u var.

Prof. Dr. Kıymet Giray, yazarın önsözü ‘Başlarken’de müzenin önemine değiniyor: “Akademik çalışmalarım birbirini izlerken Türk Resim ve Heykel Sanatı Tarihi alanında yapmış olduğum araştırmalar da giderek derinleşti. 1980’li yıllarda bu ölçekte yalnızca üç müze bulunduğunu göz önüne alırsak, Ankara Resim ve Heykel Müzesi mevcut kurumlar içinde kapsamlı düzeniyle ve aydınlatıcı yönüyle öne çıkıyor; bu sayede o yıllarda bu alanlarda akademik çalışma yapan bilim insanları gibi benim de bilgilerimi perçinliyordu.”

İçindekiler listesini okuduğumuzda kısa başlıklarla resim ve heykel sanatının gelişimini, değişimini anlayabiliyoruz. Hayatını okuduğumuz ressamlar ve heykeltıraşlar, bu iki sanat dalındaki ustaları daha iyi tanımamızı sağlarken ‘Batı’nın etkisi’ konusunda da aydınlatıcı fikir veriyor.

Ankara Resim ve Heykel Müzesi BaşyapıtlarProf. Dr. Kıymet GirayKültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları

Birinci cildin içeriği:

* Resim

* Resim Sanatımızın İlk Ressamları

Yazının Devamını Oku

Bir ödül hikâyesi

22 Ekim 2021
İhsan Yılmaz’ın önceki gün Hürriyet’teki ‘İspanya’da Carmen, Türkiye’de Nurten’ yazısını okuyunca, ödülün perde arkasını anlatmaya karar verdim.

‘Haldun Taner Öykü Ödülü’ töreni The Marmara’da yapılmıştı.

Ödül Adnan Özyalçıner ile Nurten Ay arasında bölüştürüldü. Özyalçıner’in kitabının adı ‘Cambazlar Savaşı Yitirdi’, Nurten Ay’ın kitabının adı da ‘Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı’ydı.

Gazetenin sahibi Sedat Simavi, Hürriyet Gösteri’ye ilgi gösterir, önerilerde bulunurdu.

Ona telefonda ödül törenine geldiğimi, kazananla konuşacağımı söyledim. Bilinmeyen, tanımadığımız bir ad kazandı, dedim. Sedat Simavi, “Mademki bir ilk başarı, onun öyküsünü Hürriyet’te yayınlayalım” dedi. Böylece ilk kez günlük bir gazetede ödül kazanan bir edebiyat eseri yayınlanıyordu.

Nurten Ay’a ilk sorum şuydu: Haldun Taner’in öykülerini seviyor musunuz? Kaçamak bir cevap verdi, “Evet, çok severim” gibi, başka tanınmış öykü yazarlarını sordum, doyurucu bir yanıt alamadım.

Birçok edebiyatçı dostum merak ediyordu nasıl biri olduğunu, beklemelerini söyledim.

Sonradan öykünün Ali Teoman’a ait olduğunu kendisi açıkladı.

Öyküyü Hürriyet’te okuyanlar çok beğenmişlerdi. Çünkü en çok satan bir gazetede öykü tefrikası onları şaşırtmıştı.

Yazının Devamını Oku

Sami Kohen’in ardından

21 Ekim 2021
Bir gün Sami Kohen’le telefonda kitaplar, anılar üzerine konuşuyoruz. Şöyle bir şey söylemişti:

“Birçok kişi benimle kitap yapmak istedi ama tam karar verip başlayacakken hep bir iş seyahati çıktı.”

Gazetecilik, işine kendini adayanların mesleğidir. Çünkü bir sis çanı gibi, bir haber, bir olay sizi alır, evinizden, yatağınızdan koparıp götürür.

Dış haberler alanındaki gazetecinin işi zordur; hem buraya haber vereceksiniz hem de dünyaya Türkiye hakkında bilgi de vereceksiniz.

Meraklı bir çocuk babasının mesleğine imrenir. Sami Kohen’in babası da gazeteciydi ve bir gazete çıkartıyordu.

Milliyet’e gelinceye kadar birçok gazetede çalıştı. Yıllarını Milliyet’e verdi, 50’nci yıl ödül gecesinde vardım. Onun haberlerini başka yabancı basın organları da iktibas ederlerdi.

İşini severek yapanın yüzü daima aydınlıktır. Sevdiği işin başarısı daima yüzünde ışıldar. Ben ne zaman onunla karşılaştıysam kendisiyle barışık bir çehre görürdüm.

‘Sami Kohen Anlatıyor – Ver Elini Dünya’

Yazının Devamını Oku

Evde kalan çocuklar

19 Ekim 2021
Pazar günkü Hürriyet’te Nuran Çakmakçı’nın okula dönen çocukların durumu ile ilgili yazısı zihnimde bazı sorulara yol açtı.

Durumları neydi?

Bencilleşmişler.

Dikkatleri azalmış.

Göz teması kuramıyorlar.

Yazmayı unutmuşlar.

Bilgisayardan ders dinlemeye alışmışlar.

Kalem tutmayı unutmuşlar.

Bazı durumlar pandemiden önce de vardı ama dikkatimizi çekmiyordu.

Yazının Devamını Oku

Bu Toprağın Ezgileri

17 Ekim 2021
Kitapların, CD’lerin ithaf satırları benim dikkatimi çeker.

Çimen Yalçın bakın kimlere adamış:

“Bu topraklarda yaşamış kadim halkların aziz hatırasına, zamandan ve mekândan azade kalplere...”

Albümün iç kapağında teşekkürü okuyacaksınız:

“Bu topraklar üzerinde var olmuş bütün halklara ve onların kültürlerine içten saygılarımı sunarım. Dedemden babama, babamdan bana geçen mirasa, yaşadığım coğrafyanın zenginliğini ekleyerek ezgilerin içinde ses olmaya çalıştım. Bu albümde benimle kalben yürüyen ve sesime ses olan herkese minnettarım.”

Sunumda albümün oluşum sürecini aktaralım.

Anadolu’nun eşsiz tınılarını sesinde barındıran, dizi müziklerindeki vokalleriyle sesine aşina olduğumuz ‘Türkiye’yi ağlatan ses’ olarak tanınan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ses Sanatçısı Çimen Yalçın’ın ilk solo albümü ‘Kalan Müzik’ etiketiyle müzikseverlerle buluştu.

‘Bu Toprağın Ezgileri’ albümü uzun süren bir çalışmanın sonucunda ortaya çıktı. Çimen Yalçın için ilk solo albüm fikri 2014’te oluşmasına rağmen albüm çalışmasına 2016 yılında sözleri Karacaoğlan, müziği ise Çimen Yalçın’a ait ‘Solduktan Geri’ eserinin aranjesiyle başlandı. Beş yılda tamamlanacak olan albümün repertuvarı defalarca değişti. Repertuvarın büyük bölümü türkülerden oluşurken, albümün yapımcısı Hasan Saltık’ın ‘Başka bir şey denemeliyiz’ düşüncesi ve farklı önerileriyle içerik büyük bir değişikliğe uğradı.

Ezgileri beğenilen ve özenle seçilen farklı dillerdeki halk şarkılarına

Yazının Devamını Oku