Doğan Hızlan

Müzik kitaplarını ihmal etmeyin

31 Temmuz 2022
İyi bir dinleyici olmak istiyorsanız, müzik üzerine yazılmış kitapları kütüphanenizde bulundurmalısınız.

Baskısı bitmiş olanları kütüphanelerden temin edebilirsiniz. Çünkü artık 7/24 açık kütüphaneler var, çoğunda da bu adı geçen kitaplar bulunabilir.

El kitapları boyutunda müzik kitapları, bir dinleyici için ideal kaynaktır.

İki kitap tavsiye edeceğim bugün.

- Müziği Okumak

İrkin Aktüze

Pan Yayıncılık (Beş cilt ve ek cilt)

‘Müziği Okumak’ isimli bu kitap, İrkin Aktüze’nin 1985 yılından günümüze kadar Uluslararası İstanbul Festivali’nin program kitapları için yaptığı parça açıklamalarını temel almaktadır. İrkin Aktüze ayrıca festival için yapılan ancak program değişikliği nedeniyle yayınlanmayan, çeşitli özel konserler ile radyo yıllarında hazırladığı programları ve besteciler için önemli gördüğü bazı eserlerin yanı sıra Türk bestecilerinin radyolarımızda, plaklarda ve konserlerde seslendirilen eserlerini de alarak kitabı zenginleştirdi. Kısa ya da ayrıntılı özgeçmişler bestecilerle ilgili kitaplarda bulunabileceğinden, 400 kadar bestecinin solo, oda müziği, orkestral, vokal, koral gibi her türde eserinin açıklamalarını içeren ve bu nedenle de çok geniş kapsamlı olan Müziği Okumak’ta, bestecinin yaşamındaki yeri ve bestelenmesinde etkin olan olayları ya da duyguları anlamayı yeğlerken, az çalınan ve az tanınan besteciler için de birer özgeçmiş verilmiş.

- Beethoven Çorbayı Neden Fırlattı?

Yazının Devamını Oku

Bir gazetecinin günlüğü

30 Temmuz 2022
Fikret Ercan’ın ‘Gazetecilikte 3 Patron 50 Yıl’ kitabı benim de tanıklık ettiğim anılarla dolu. Yıllarca gazetenin mutfağını yöneten Ercan’ın anıları sayesinde basın gibi hareketli bir meslekte görünenin dışındaki atmosferi de öğreneceksiniz.

Fikret Ercan’la uzun yıllar aynı gazetede çalıştık. Koyu, içten  bir dostluk kurduk. Ben anıların önemine inanırım, hele basın gibi hareketli bir meslekte ömür tüketenlerin anıları daha ilgi çekici olur. Aynı zamanda belgedir. Ercan’ın ‘3 Patron 50 Yıl’ kitabı benim de tanıklık ettiğim anılarla dolu.

Ercan ‘Önsöz’de ne diyor: “İşinden ayrılan ya da emekli olan her gazeteciden anılarıyla ilgili bir şeyler yazması beklenir. Önceleri bu beni rahatsız ediyordu. Böyle bir zorunluluk yok diye düşünüyordum. Ama yaşadığım dönemin bir tanığı olarak bazı şeyleri yazmak da gerekiyordu sanki. İki duygu arasında gidip geliyordum. Sonunda bir şeyler yazmaya karar verdim, verdim ama yoğun iş hayatımda not almak, günlük tutmak gibi bir lüksüm olmamıştı hiç. Ne var ki Hürriyet’ten ayrılırken çekmecelerimden çıkan fotoğraflar, geçmişi bir bir önüme döküyor, o günleri hafızamda canlandırıyordu. Fotoğraf hafızam güçlüdür. İsimleri aklımda tutamam ama gördüğüm bir yüzü ya da mekânı en ince ayrıntısına kadar hatırlarım. Yazacaklarım, zaten bir basın tarihi değildi. Kendi tarihimden, kendi geçmişimden kareler olacaktı.”


Gazetecilikte 3 Patron 50 Yıl Fikret Ercan h2o Kitap

Ercan mesleğin evrilmelerine değiniyor...

Gazetecilik Okulum: Yeni Gazete

“Yeni Gazete, Hürriyet’in yayınladığı bir gazeteydi. Türkiye’nin New York Times’ı olma iddiasındaydı. Cumhuriyet gazetesi gibi daha çok entelektüel kesimi hedeflemişti. Yeni bir baskı tekniği olan ofset baskıda pırıl pırıl siyah-beyaz bir gazeteydi. Rahmetli Nezih Demirkent, Yazı İşleri Müdürü’ydü. Küçük, butik bir gazeteydi ve herkes her işi yapıyordu. Benim için ikinci bir üniversite gibi oldu orası. Kadroda Doğan Hızlan, Zahir Güvemli, Zeynep Oral, Yılmaz Öztürk, Şevki Adalı ve Erkut Can gibi önemli gazeteciler vardı.”

Yazının Devamını Oku

İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yenilenme

28 Temmuz 2022
Arkeoloji Müzesi’nin tarihi, bizim müzecilik tarihimizde önemli ve öncü bir yere sahiptir. Müzenin kuruluşundan bugüne durumunu özetleyeceğim.

1869 yılında kurulan Müze-i Hümayun, 1881 yılında Osman Hamdi Bey’in müze müdürü olmasıyla gelişme dönemine girdi. Sultan 2. Abdülhamid’in himayesinde, Osman Hamdi Bey öncülüğünde 1891 yılında inşa edilen müze binasıyla Müze-i Hümayun’un bugünkü gelişmesi sağlandı.

131 yıllık müzede, 1.5 milyon eser muhafaza ediliyor.

2012 yılında Bakanlıkça başlatılan ‘İstanbul Arkeoloji Müzeleri Depreme Karşı Güçlendirme, Restorasyon ve Teşhir Tanzim Projesi’ ile müzenin Klasik Bina olarak adlandırılan ana binasının sergisi yenilendi.

Klasik Bina’da, salon 8 ile salon 32 arasındaki toplam 25 salonda, 3.700 metrekarelik bir alanda deprem güçlendirme çalışmaları yapıldı.

Her sergi salonu için bir tema belirlenerek salon duvarlarında bu temaya uygun grafik tasarımlar sergilemeye başlandı. Canlılık kazandırıldı. Salonlardaki tüm aydınlatma sistemleri, günümüzün son teknolojik imkânları kullanılarak yenilendi.

Sergilemedeki doku, ışık, renk, ölçek ve tema uyumu; ziyaretçinin algı kapasitesine hitap eden yerleşim düzeni ve dijital uygulamaların kullanımındaki oran, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik Bina’nın tasarım ilkelerini oluşturdu.

Yeni düzenlenen salonlarda, iki bini sikke olmak üzere heykel ve kabartmalar, lahitler, figürinler, mimari kaplama levhaları, hazine eserleri ve seramiklerden oluşan beş bin yeni eser sergilenmeye başlandı. Yeni sergileme için toplam 64 milyon TL ödenek kullanıldı.

Yazının Devamını Oku

Rasim Özdenören’in ardından

26 Temmuz 2022
Türk edebiyatında Rasim Özdenören kendine özgü bir yeri olan ustalardandır. Öyküleri, denemeleri aynı zamanda edebiyat lezzetinin yanı sıra düşünce özelliği de taşırlar.

Türk edebiyatında ‘Yedi Güzel Adam’ topluluğu içinde yer almıştır.

Onunla birçok edebiyat toplantısında birlikte oldum, kendi düşüncelerini, görüşlerini savunurken karşıt fikirlerin de söylenmesini, savunulmasını dinlerdi.

Özdenören üzerine yazıldı ama kitaplarının içeriğine pek değinilmedi. Oysa bir yazarın ardından yapılması gereken, onun kitaplarını yeniden okumaktır. Hece dergisinin yöneticiliğinde de başarısını kanıtladı.

Onun düşüncelerini, kitaplarından bazı alıntılarla tanıtacağım.

‘Müslümanca Yaşamak’ın ‘Öndeyiş’inden:

“Yazı marifetiyle bilmediğimiz, tanımadığımız kimselere seslendiğimizi düşününce yaptığımız iş tuhafıma gidiyor. Acaba bu bilmediğimiz, tanımıdığımız kimselerle bir diyalog kurabilmemiz mümkün müdür, diye soruyorum.

Diyalog kurmak, ortak bir dilin oluşması, bazı temel düşüncelerde ortak yargıları paylaşma anlamına geliyorsa, acaba soyut olarak bir yazının bu hususu başarabilme gücü nedir? Bu bakımdan yazının gücüne nereye kadar bel bağlanabilir?

Yazının Devamını Oku

Dertli Divani ile 30. Yıl

24 Temmuz 2022
UNESCO’nun ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ seçtiği halk ozanı Âşık Dertli Divani’nin yeni albümü ‘Dertli Divani ile 30. Yıl’, Kalan Müzik etiketiyle dinleyicileriyle buluşuyor.

Halk müziğinin önemli isimlerinden Belkıs Akkale, Sabahat Akkiraz, Erkan Oğur, Erdal Erzincan, Feryal Öney, Tolga Sağ, Mercan Erzincan, Ahmet Aslan, Cengiz Özkan, Ender Balkır, Ali Rıza ve Hüseyin Albayrak bu albümde birer eser seslendirdiler. Dertli Divani de ‘Yorulmak Olmaz’, ‘Dar Beni’ ve ‘Pınar Baştan Bulanır’ adlı üç yeni eser seslendiriyor.



Yönetmenliğini Erdal Erzincan’ın yaptığı albümde yer alan eserlerin sözleriyle birlikte sözcük anlamlarının da yer aldığı kitapçıkta, “Türküler ve deyişler, doğrudan yana olmamızı öğütleyen; sevgiyi, dostluğu, barışı anlatan ve tüm dünya insanlarının bir arada kardeşçe yaşamasına katkısı olan kültürel değerlerimizdir. Güzelim ülkemizde ve dünyada olan karanlıkların aydınlığa evrilmesi dileğiyle, Aşk ile” diyor; Dertli Divani.

Dertli Divani’nin 30. sanat yılına hazırlanan özel albüm, hem fiziki (CD) hem de dijital platformlarda dinleyicileriyle buluşuyor.

DİSKOTEĞİMDEN SEÇMELER

Tchaikovsky

Yazının Devamını Oku

İyi bir şair, iyi bir yayıncı

23 Temmuz 2022
Ümit Yıldırım tarafından hazırlanan ‘Abdülkadir Budak Şiiri: Irmağın Bakışları’ kitabı Türk şiirinde önemli bir yeri olan bu şairin kurduğu yayınevinin önemine de vurgu yapıyor.

Abdülkadir Budak yıllardır Sincan İstasyonu dergisini çıkarıyor. Türk şiirinde yeri olan bir şair. Hakkında bir kitap yayımlandı: ‘Abdülkadir Budak Şiiri: Irmağın Bakışları’. Hazırlayan da Ümit Yıldırım. Yıldırım, Sunuş’ta şunları söylüyor: “Abdülkadir Budak (1952), şiirimizin son 50 yılında, halk şiirinden almış olduğu tema değerlerini değiştirerek dönüştürmeyi bilmiş, kendine özgü söyleyişiyle şiirimizde önemli atılımlar yapmış, gerek şiir kitapları gerekse çıkardığı dergiler ve kurduğu yayıneviyle modern Türk şiirinin gelişiminde etkin rol almış, 1980 sonrası Türk şiirinde önemli
ve kalıcı açılımlar ortaya koyması nedeniyle her zaman dikkatleri üzerine çekmiş bir şairdir.”

‘İmge zenginlikleri’


‘Abdülkadir Budak Şiiri: Irmağın Bakışları’ Ümit Yıldırım Yazılı Kâğıt Yayınları

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuza, dostlarınıza bir dolmakalem armağan edin

21 Temmuz 2022
Son zamanlarda edebiyat dünyasında jüri üyelerine dolmakalem hediye ediliyor.

Önce yazarların dolmakalemle yazdıklarını belirteyim.

Çocuklarınız bu sayede teknolojinin esiri olmaktan kurtulur, yazı yazmayı öğrenir.

Yıllar önce Yeni Gazete’nin sanat/edebiyat sayfasını yönetirken rahmetli Necmi Onur da ‘Nasıl yazarsınız?’ diye bir dizi yapmıştı. Birçok yazarın yaratma ortamı çıkmıştı ortaya o yazıyla.

El yazısı ayrıca grafoloji çalışmalarıyla kişiliği de ortaya çıkar.

Nurullah Ataç, dolmakalem kullanamayanlardan. Daktiloda yazar, beğenmezse kâğıdı yırtar yeniden daktiloda yazmaya başlarmış.

Haldun Taner de benim tanıdığım yıllarda elektrikli daktiloyla yazardı.

Orhan Kemal

Yazının Devamını Oku

Erden Kıral’ın ardından

19 Temmuz 2022
Erden Kıral hem eski bir dostum, arkadaşım hem de iyi bir yönetmendi.

Yakın dostların ölüm haberi sizin de bir parçanızı alıp götürüyor.

Yukarıdaki fotoğraf Frankfurt Kitap Fuarı’ndaki bir buluşmada çekildi.


Erden Kıral

Demir Özlü, geçen yıl şubat ayında İsveç’te aramızdan ayrıldı.

Erden Kıral, Ferit Edgü’nün ‘O’ adlı romanından uyarladığı ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’le hem yönetmenliğinin ustalığını hem de iyi bir edebiyat eserinin sinemaya nasıl aktarılacağını kanıtlamıştı.


Yazının Devamını Oku