Erzurum’dan sonra Bayburt’a 45 km uzaklıktaki Bayraktar Köyü’nde Hüsamettin Koçan’ın kurduğu Baksı Müzesi’ne gittim.
Bu yıl ikinci kez düzenlenen Doğu Anadolu Erzurum 2. Kitap Fuarı, Recep Tayyip Erdoğan Fuar Merkezi’nde 27 Nisan’da açılıyor. Fuar 5 Mayıs’a kadar sürecek.
Katkıda bulunan kuruluşlar:
- TÜYAP Anadolu Fuarları AŞ.
- Erzurum Büyükşehir Belediyesi.
- Türkiye Yayıncılar Birliği.
Bu fuarda 135 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu, söyleşi, panel ve çocuk etkinlikleriyle 40 kültür etkinliği düzenleyecek.
FUARA GELECEK YAZARLAR:
Türk ve dünya seyahat edebiyatından çeşitli eserlerini konu alan otuz beş bildirinin tartışılacağı kurultaya Türkiye’nin yanı sıra ABD, Azerbaycan, Danimarka, Finlandiya, Kazakistan ve KKTC’den seçkin bilim insanları katılıyor. Açılış konuşmalarının hemen ardından, benim yöneteceğim ‘Çağımızın Seyyahlarıyla Söyleşi’ başlıklı açıkoturumda Ahmet Yeşiltepe, Faruk Pekin ve Sedat Bornovalı konuşmacı olarak yer alıyor.
Üçü de gerek rehber gerek gazeteci olarak seyahat ve meslek notlarını aktaracaklar.
Kurultayın dikkat çeken oturumları ise şöyle:
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Divanü Lugati’t-Türk, Kutadgu Bilig gibi Türkolojinin kaynak eserleri üzerine yaptığı çalışmalarla ve yayınlarıyla tanınan Chicago Üniversitesi profesörlerinden Robert Dankoff’un bildirisi, ‘Evliya Çelebi: Travel Writer and Cartographer’ başlığını taşıyor. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin Türkiye’deki yayımına da katkıda bulunan, bazı ciltlerini yayıma hazırlayan, Evliya Çelebi üzerine çalışmalar yapan Dankoff’un konuşması her bakımdan ilgi çekici olacaktır.
Dokuz ayrı oturumda sunulacak bildirilerde seyyahların İstanbul’a yaptıkları seyahatler ve yazdıkları seyahatnameleri üzerine yapılmış çalışmalar dikkati çekiyor. İlk iki oturumdaki bildirilerin geçmişte de, bugün de seyahatlerin merkezini oluşturan İstanbul üzerine olması doğal. ‘Bir Kadın Seyyahın Gözünden İstanbul’da Yeme İçme Kültürü’, ‘Fransız Seyyahların İstanbul Hakkındaki İlk İntibaları’, ‘17. Yüzyıl Seyyahlarının Gözüyle İstanbul’, ‘Daniel Rondeau’nun Gözünden İstanbul’un Yeni Sakinleri’, ‘Norveçli Yazar Knut Hamsun’ın İstanbul İzlenimleri’ gibi ilgi çekici bildiriler İstanbul’un geçmişine seyyahların gözüyle ışık tutacak.
Türk seyahat edebiyatı yazarlarının yabancı diyarlara yaptıkları yolculukları konu alan eserleri üzerine bildiriler de dikkat çekiyor. Finlandiya’dan Mervi Nousiainen, Şükûfe Nihal’in ‘1935 Finlandiya Seyahatnamesi’ni bildirisine konu ediniyor.
Kurultay kapsamında Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın hazırladığı ‘Yüzler ve İzler: Kartpostallarda ve Pullarda Edebiyatçılarımız’ başlıklı sergi de görülebilir. Prof. Dr. Akalın’ın sergiye kılavuz kitap olarak hazırladığı aynı adlı eseri, ülkemizde kartpostalın tarihçesini, fotoğrafla buluşmasını, bir zamanlar yaşanmış kartpostal yasaklarını, kartpostal yayımcılarını konu ediniyor. Kartpostallar yakın zamana kadar seyahatlerin bir parçası, hatta kanıtıydı. İnsanlar gittikleri yerlerden yakınlarına kartpostallar gönderirdi. Osmanlı Devleti’nde kartpostalın XIX. yüzyıl sonlarında kullanılmaya başlanması, ardından da fotoğrafla buluşması sonucunda şehir manzaraları, insanlar, sokaklar, gemiler, trenler kartpostallara konu olmuştu. 1890’lardan itibaren de Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ebüzziya Tevfik, Recaizade Ekrem, Ahmet Mithat gibi edebiyatçılarımızın kartpostalları basılmaya başlanmıştı. İlk kez 1940’ta Namık Kemal’in yüzüncü doğum yıldönümü anısına çıkarılan pullarla da edebiyatçılarımıza posta pullarında yer verildi. O günden bugüne pek çok pul çıkarıldı edebiyatçılarımız anısına... Sergideki kartpostalların tamamının görsellerinin de yer aldığı kitap, katılımcılara armağan edilecek.
*
Piyanist Hande Dalkılıç’ın şimdiye kadar çıkarmış olduğu Türk bestecilerine ait eserlerin yer aldığı CD’leri ve birçok Türk eserin ilk icrasını gerçekleştirmiş olması onun “Türk piyano mirasını koruyup geliştiren sanatçı” olarak nitelenmesine yol açmıştır.
Türk bestecilerinin kayıtları şöyle sıralanıyor.
Ahmet Adnan Saygun’un solo piyano için eserleri (BMP),
Ahmet Adnan Saygun Piyano Konçertosu Op.34, Nr.1 (BMP),
Cemal Reşit Rey Piyano ve Orkestra için “Kâtibim Çeşitlemeleri”,
Muammer Sun “Yurt Renkleri” (Kalan),
Ulvi Cemal Erkin “Piyano Solo İçin Tüm Eserleri” (Kalan),
Çetin Işıközlü “Yukarı Fırat Ezgileri” (Kalan).
Necip Fazıl’ın tiyatro eserleri üç cilt halinde yayımlandı.
Birinci ciltteki eserler:
Çok tanınmış oyunlarından biri olan ‘Bir Adam Yaratmak’ın başında bir açıklama yer alıyor:
“Bu piyes bir ‘Crise-Intellectuelle’, bir ‘fikir buhranı’nı çerçevelemek gayretinde... Apaçık ve yapayalnız hiçbir tezi yok... Fakat iç içe birçok tezleri ve başlı başına birkaç ana tezi var.”
‘Para’nın başında oynandığı yıl bilgisi veriliyor: “‘Para’, ilk defa Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konmuş ve 1941-1942 kışında İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda temsil edilmiştir.”
“Vak’a meçhul bir tarihte, meçhul bir memlekette geçer...”
‘Tohum’un başında ‘Tiyatro ve Tohuma Dair’ başlıklı yazıyı okumalısınız: “Bence sahne toprak üstüne tebeşirle çizilen esrarlı bir dörtköşe...
Öyle bir dörtköşe ki, uçsuz bucaksız hayatın en başıboş kıvrılışları onun darlığı içine sığdırılacak, dışardaki (realite)sinden hiçbir şey kaybetmeden ona sığan hayat, dışardaki genişliğe sığmayacak kadar hudutsuz güzellik tecellilerine orada kavuşacaktır.”
Kitaptan bazı alıntılar yapalım:
“Yarım yüzyılı aşan çabalarımızın sonuçlarını topluca yansıtan bu yayın, bir bakıma ülkemizin ‘doğal-tarihsel-kültürel’ varlıklarının geçirdiği tüm evrelerini de içeriyor. İnsanlık-uygarlık tarihinin sağlıklı yazılmasının bir yolunun Anadolu topraklarından geçtiğini düşünürsek, uzun süreli yükümlülüğümüzün boyutları da bu süreçte daha doğru belirlenmiş olur.”
Sevgili arkadaşım Metin Sözen’in bu yazdıkları büyük ölçüde yaşamının özetidir. Bütün Türkiye’yi dolaşmış, Anadolu’nun kültürel varlığını yaşatmak, korumak için büyük çaba göstermiştir.
Yazının ardından Edip Cansever’in şiirinden alıntı yapılıyor...
“İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Şiirİst 2019, ‘Şiirden’in düzenlediği 1. Uluslararası Şiir Festivali bugün açılıyor.
Festivalin yeri ve önemi konusunda şu notlar var:
Festivalin gerçekleşmesi için birçok katkı yapılmış. Sponsorların şiirin önemini algılaması çok önemli.
Program Barış Manço Kültür Merkezi’nde bu akşam saat 19.00’da başlayacak, yine aynı mekânda 19 ve 20 Nisan tarihleri arasında yapılacak şiir okuma etkinlikleri gerçekleştirilecek.
Şiir festivallerinin önemi, yalnız usta şairlerin değil genç kuşak şairlerin de tanıtılmasını sağlamaktır.
Şiir okumaları, bu festivallerin en önemli yanıdır. Çünkü yerli ve yabancı birçok şair kendi şiirlerini okuyarak yeni okurlar bulurlar, onlar da bir şiirden kitaplara geçebilirler.
Ayrıca her zaman vurguladığım gibi, artık uluslar birbirlerini sanat yoluyla tanıyorlar. Şiir tanınmamız için en sağlam yollardan biridir.
Şiirin çevirisi konusunda çeşitli tartışmalar vardır ama iyi şairlerin iyi çevirileri olduğunu söyleyebiliriz. Örnekleri çoktur.
İdil Biret de Paris’te öğrenim gördü, orada ünlendi.
Ünlü piyanist yerli ve yabancı birçok ödül aldı. Çeşitli uluslararası yarışmalarda jüri yeliği yaptı.
Ben de yazdım, sanat ekimizde de onun için yazılar yazıldı, söyleşiler yayımlandı.
CD’lerden önemli bir toplam çıkarıldı.
TBMM’nin çıkardığı kanunla harika çocuklarımız uluslararası önemde unvanlar kazandılar. Birçok konser verdiler.
İdil Biret, anılarında, çocukluk günlerinde Paris’ten kaçmak için planlar yaptığını anlatmıştı.
Harika Çocuklar’ın devlet büyükleriyle olan fotoğrafları, devletin sanata gösterdiği ilginin örnekleridir.
Geçen yıl Bodrum’da Dr. Nevzad Atlığ yönetimindeki Karya Kültür ve Sanat Derneği, konser sezonunda klasik Batı müziği ve klasik Türk müziğinin iki önemli dehası Mozart ve Dede Efendi’nin eserlerini aynı konserde icra etmişti.
Bu konserle Türkiye’de ilk defa her iki müziği kaynaştıran bir konserdi.
Bu yıl da “Rossini’den Hacı Arif Bey’e” adlı konser 16 Nisan 2019 Salı günü saat 20.30’da Herodat Kültür Merkezi’nde gerçeleştirilecek.
Klasik Batı müziğinden Rossini’nin ve klâsik Türk müziğinin romantik döneminin diğer seçkin bestecilerinin eserlerini aynı konserde Bodrum’da buluşturacaklar.
Konserin ilk bölümünde mezzosoprano Esen Demirci İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı piyanistlerinden Yonca Dinçer eşliğinde romantik dönem operalarından seçilmiş aryalardan oluşan bir program sunacaklar.
Konserin ikinci bölümünde solist Esen Demirci klasik Türk müziği eserlerinden seçilmiş bir repertuvar seslendirecek.
Hangi sanatçılar eşlik edecek: