Doğan Hızlan

Yaz tatilinde kitap okumak

30 Mayıs 2019
YAZ tatili başladı, öğrenciler yoğun bir yılın ardından dinlenecekler. Bilgisayarlarına bakacaklar ama bir gerçeği unutmayacaklar, bunların tümünden de önemli olanı kitap okumak... Diğer eğlenceleriniz, oyunlarınız sizin zaman geçirmenizi sağlar ama kitap gibi kalıcı bir iz, zevk bırakmazlar.

Çünkü kitap size yeni dünyalar açar, başka insanları tanıtır, kendinizi onlarla karşılaştırır, kendinizi tanırsınız.

Kitaplar ayrıca sevgi aşılarlar, ailenizi, arkadaşlarınızı, öğretmenlerinizi tanırsınız. Yalnız insanların değil hayvanların da dünyasını bu tür kitaplarla tanırsınız. Belki de kuracağınız kitaplığın ilk kitabı bu olacak, ardından yeni yazarlar, yeni dünyalar gelecek.

Türkiye İş Bankası her yıl öğrencilere yaz tatilinde okuma zevkini de yaşasınlar diye kitap armağan ediyor. Diplomanızı, karnenizi gösteriyorsunuz ve armağan kitabınızı alıyorsunuz.

İlk kitaplar asla unutulmaz, çünkü okuma sevgisini o yaratmıştır.

Ben ilkokulu bitirdiğimde Hürriyet gazetesinin armağanı olan bir kitabı Cemal Nadir Sokağı’ndaki binadan almıştım.

Hayat insana çok hoş sürprizler hazırlıyor.

O kitabı aldığım binada yıllar sonra çalıştım.

Hürriyet Yayınları yönetmenliği yaptım, Hürriyet Gösteri dergisini de orada çıkardım.

Yazının Devamını Oku

Sincan İstasyonu 100. sayıda

28 Mayıs 2019
Şair Abdülkadir Budak’ın yayımladığı iki ayda bir çıkan edebiyat dergisi “Sincan İstasyonu” 100. sayıya ulaştı (1). Türkiye’de bir edebiyat dergisinin 100 sayı yayınlanabilmesi gerçekten önemlidir.

Budak, 100. sayının başındaki “Yüzüncü Sayıyı Gördüm Ya...” yazısında bir derginin, dergiciliğin öyküsünü kaleme dökmüş:

Şairlere söyleyecek söz bırakmamış olan Cemal Süreya, bir defasında da ‘Edebiyat dergileri batmak için çıkar’ demişti. Sincan İstasyonu, Bu sözün aksini kanıtlayan dergilerden biri oldu. İnsan gibi dergiler de ölümlüdür elbet; ne var ki, ne kadar yaşarsa o kadar iyi. Edineceği ve gün geçtikçe artacağına inandığı okurlarına güvenerek yola çıkmış olmak, bir kez olsun gecikmeden, aksamadan 12 yaşına basmak, 100 sayıya ulaşmak meseledir. İlk ve son kertede bu iş bir gönül, yaptığından sevinç duyma işidir. Dergi dediğin edebiyata, edebiyatçılara olduğu kadar, çıkarana da iyi gelmelidir. Hatta bu öncelikli olmalıdır. Bana da öyle gelmeseydi yüz’ü göremezdim.

Sincan İstasyonu, içinde ya da başında bulunduğum dördüncü dergim. Çeşitli röportajlarda ve yazılarda ayrıntılarıyla anlattım dergicilik serüvenimi. Yeniden anlatmaya kalkmak yerine, derginin yayımlanmaya başladığı yılların başlarında verdiğim röportajlardan birinin bazı bölümlerini buraya almakla yetinmeliyim. 10 yıl önce Ali Ekber Ataş’ın yaptığı bir röportajdan alıntı: Bir şiir dergisinde olması gereken ve nitelik açısından herkesçe benimsenip beğenilen bir ölçüyü tutturmak hiç de kolay değil günümüzde. Abdülkadir Budak bunu başarıyor. Şairlik birikimi ve önceki dergicilik deneylerinin ışığında kotardığı Sincan İstasyonu, daha nice şairleri konuk edecek gibi görünüyor.”

*

SİNCAN İstasyonu’nda şimdiye kadar 407 yazarın ürünü yayımlanmış. Budak’ın “Ya Şiir Olmasaydı” (2) kitabının başında şöyle bir ad var: “Kişisel Şiir Tarihi”.

Önsöz Yerine’de ayrıntıya giriyor:

“İçinde, mutfağında, başında bulunduğum dört dergi (Ozanca, Hakimiyet Sanat, Şiir Odası, Sincan İstasyonu) başta olmak üzere, 47 yıla yayılmış olan onca kitap ve bunların serüvenleri yankıları. Az şey değil. Kimler ne düşünür, nasıl karşılar bilemem ama bana göre bunların anlatılma, kâğıda dökülmelerden oluşan bu kitabın vakti gelmiştir. Sezai Karakoç’un, ‘Övgüler de, yergiler de dayanıksızdır. Şair dayanıklı olduğu ölçüde kalacaktır’ sözü de rehber oldu bana.

Gülten Akın’

Yazının Devamını Oku

Bir Doğu’dan bir Batı’dan

26 Mayıs 2019
MÜZİK kadar gittiği her kıtada insanı etkileyen başka sanat var mıdır? Sesler kadar insanlar arası dostluğu pekiştiren, günlük katı gerçeklerden uzaklaştıran, insanı ruhuyla, duygularıyla baş başa bırakan hangi sanat bu kadar güçlüdür.

İklimlere, ülkelere kadar form ve ifade ediş tarzı müziği evrensel kılar.

Ben Zekâi Dede’yi de Bach’ı da dinlerken aynı zevki duyarım.

Sufi müziğin de ayrı bir atmosferde dinlediğinizde yoğunlaştırdığı duygular farklıdır.

Eserler

ELHAN

Musikî Topluluğu’nun icra ettiği eserlerin kapağında şu yazılı:

“Mest ü Hayrânım”

Yazının Devamını Oku

İyi röportaj nasıl yapılır?

25 Mayıs 2019
Duygu Asena, adını ‘Kadının Adı Yok’la geniş bir kitleye ulaştırmış, deneyimli bir gazeteci. Kelebek ekinde yazdıkları çok ilgi gördü. Söyleşinin iyi, başarılı örneklerini verdi. Bu kitabı herkesin mutlaka okumasını salık veririm.

Sevgili Duygu Asena’nın adına düzenlenen ödül toplantısı yapıldı geçen hafta. Ödülü Gaye Boralıoğlu’nun ‘Dünyadan Aşağı’ kitabı kazandı. Boralıoğlu’nun ödül alan kitabını okumanızı tavsiye ederim. İyi bir roman.
Ben bu vesileyle adına ödül verdiğimiz Duygu Asena’nın röportajlarından oluşan ‘Zamana Değen Sorular’ kitabından söz edeceğim. Yeni yayımlandı. Duygu’nun yaptığı röportajlar bir araya getirilmiş kitapta. Adını ‘Kadının Adı Yok’la geniş bir okur kitlesine ulaştırmıştı deneyimli gazeteci. Hürriyet’in Kelebek ekinde yazdıkları çok ilgi gördü. Kadınların da bu toplumda yeri olduğunu, kişilik kazanması gerektiğini savundu, yerleştirdi. Röportajın iyi, başarılı örneklerini verdi. Bu kitabı herkesin, hele söyleşi yapanların mutlaka okumasını salık veririm.


Kimlerle yaptığı röportajlar var kitapta:
Aziz Nesin
Süleyman Demirel

Yazının Devamını Oku

Cebinizde taşıyacağınız bir sözlük

24 Mayıs 2019
GÜNLÜK gazetede çalışanlar zamanla yarışırlar, özellikle muhabir arkadaşlar her yerden her durumda haberi yetiştirmekle yükümlüdürler.

Hele şimdi, bir basın toplantısına gittiğinizde dizüstü bilgisayarınızdan hemen gazeteye yazınızı ulaştırabilirsiniz. Gelin görün ki her dalın uzman muhabirleri olsa da gene de bilmediğiniz kelimelerle, kavramlarla, terimlerle karşılaşırsınız. Sanırım o anda internete girip bilmediğiniz bir deyimi arama zahmetine katlanmazsınız. Yabancı bir sözcüğü okurun anlamasına bırakamazsınız. Ayrıca yazıişleri masası da size bunun ne demek olduğunu sorar, yanıtlamakta, açıklamakta sıkıntıya düşersiniz.

Ben bugün size pratik, kolay bir çözüm önereceğim.

Adı: ‘Türkçe-İngilizce Sosyal Kelimeler Sözlüğü’.

Cebinize ya da sırt çantanıza koyacağınız sözlüğün ebadı 10X16 ve 187 sayfa.

‘Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler, Hukuk, İktisat ve Mütercim Tercümanlıkta Yardımcı Kelimeler’.

Tanju Tatlı*.

Birçok durumda ihtiyacınızı karşılayacak bir sözlük.

Türkçe, Osmanlıca ve İngilizce karşılığı var kelimelerin.

Yazının Devamını Oku

Tiyatro yazarları ve sahne eseri yarışması

23 Mayıs 2019
Tiyatro yazarları/yazarlığı üzerine yazımda bazı eksiklikleri değerli dostlarım bana gönderdikleri e-postalarla tamamladılar.

Ayrıca Kadıköy Belediyesi’nin açtığı yarışma hakkında da bilgi gönderdiler.

Okurlarımın ilgisine teşekkür ederim.

ULUSAL TİYATRO SAHNE ESER YARIŞMASI

2017 ve 2018’de ilk ikisi düzenlenen Kadıköy Belediyesi Ulusal Tiyatro Sahne Eseri (Oyun) Yarışması, Türk tiyatrosuna yeni yapıtlar kazandırdı. Belediye bu gerekçeyle 2020’de de aynı doğrultuda bir tiyatro eseri yarışması açmaya karar verdi.

Türk tiyatro edebiyatı repertuvarına yeni ve özgün oyunlar kazandırmak, oyun yazarı, edebiyatçı ve şairleri tiyatro oyunları yazmaya teşvik etmek için başlatılan yarışma Türkiye vatandaşı tüm yazar ve edebiyatçıların katılımına açık. Katılımcıların birden fazla eserle de başvurabileceği yarışmaya daha önce sahnelenmemiş, telif hakkı katılımcıyla ait özgün eserler kabul ediliyor. Yarışmada birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödüllerinin yanı sıra 2 adet de mansiyon ödülü yer alıyor.

Kadıköy Belediyesi’nin bu yıl 3’üncüsünü düzenlediği yarışmaya son iki senede toplam 428 eser katıldı.

Son katılım tarihi 15 Temmuz 2019 olan yarışmada seçici kurul tarafından belirlenen, ödüle hak kazanan eserler Ocak 2020’de web sitesinde açıklanacak. Ödüller, düzenlenen bir törenle sahiplerini bulacak.

Seçici kurul aşağıdaki adlardan oluşuyor:

Yazının Devamını Oku

Bir de long play’lerden dinleyin

19 Mayıs 2019
LONG PLAY modası başladı. CD olarak çıkan albümler bile yeniden long play (uzunçalar) formatında yayımlandı.

Alışkanlık dışında, bir müziksever olarak aradaki ses farkını kulağım hissediyor.

Ben CD’leri olsa da long play’leri alıyorum, pikabıma yerleştiriyorum ve sanki önceden dinlememişim gibi yeni bir zevk duygusuyla dinliyorum.

Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim, kitap mağazalarında bile pikaplar satılıyor.

Teknolojinin vazgeçiremediği zevk ayrıntıları vardır.

Kapakların boyutu da bunları alışımızın nedenlerinden biridir.

Onların üzerine fotoğraflar, desenler, sahnelemeden görseller konulur.

Hiç kuşkusuz lambalı stüdyolarda yapılan kayıtları bir de lambalı amfiden dinlerseniz, kendinizi salonda hissedersiniz.

Ben yıllar önce bir

Yazının Devamını Oku

Teorilerle hayat arasında sıkışıp kalmak

18 Mayıs 2019
Ünal Ersözlü’nün kitabı ‘Tanrının Yaşam Kılavuzu’, yukarıdan yapılmış bir nasihatler, tavsiyeler, reçeteler toplamı değil. Ama sunulan bilgilerden yararlanabilir, yaşam felsefesini çıkarabilirsiniz.


Tanrının Yaşam Kılavuzu (BEŞ ÜZERÜNDEN DÖRT YILDIZ)
Ünal Ersözlü
Karakarga
384 sayfa
26 TL

Daha önceki yazımda da belirtmiştim: Ünal Ersözlü’nün yeni kitabı ‘Tanrının Yaşam Kılavuzu’, kuramlarla gerçek arasında gelgitlerin bir tutanağı. Bilgeler, edebiyatın ve düşüncenin ustaları ne demişler, ne yazmışlar; onlara başvuruyor, sınamasını da kendi yaşam aşamalarında değerlendiriyor. Yukarıdan yapılmış bir nasihatler, tavsiyeler, reçeteler toplamı değil. Ama sunulan bilgilerden yararlanabilir, kendi dünya görüşünüzü, yaşam felsefenizi çıkarabilirsiniz. ‘Sen ve Zen’e...’ adadığı kitabın sunuşunda neden bu kitabı yazdığını, arayışların yolunda nasıl çaba harcadığını açıklıyor.

Büyük sırrı çözemedik

Yazının Devamını Oku