Yüzün en görsel organı gözler ve göz çevresi aslında yorgunluğun, mutsuzluğun, mutluluğun, bize dair her şeyin sessiz anlatıcısı. Kendimize nasıl davrandığımızın da yansıtıcısı... Uykusuzluk, sağlıksız beslenme, alkol, sigara genel sağlığımıza nasıl iyi gelmiyorsa göz çevremize de hiç iyi gelmiyor. Bu faktörler, zaten yaş almanın ilk izlerinin görüldüğü göz çevremizdeki süreci hızlandırıyor. Tüm bunların sonucu, yorgun, canlılığını yitirmiş bir göz çevresi.
Süreci yavaşlatmanın doğal yolu yaşantımıza, alışkanlıklarımıza dikkat etmek, ancak artık bunun için geç ise çözümü de yok değil. Lokal anestezi altında gerçekleştirilen bleforoplasti ile alt ve üst kapakları iyileştirmek, fazla yağları alıp daha genç ve canlı ifade elde etmek mümkün.
Göz kapağı neden düşer?
Genetik vakalar dışında bunun başlıca iki sebebi var; biri yer çekimi, ikincisi kolajen üretiminin durması ile başlayan yaş alma sürecinde göz kapağının tutan bağlarda gevşeme ve sarkma olması. Yüzümüzün genelinde oluşmaya başlayan sarkma ve gevşemeler göz çevremizde de kendi göstermeye başlıyor. Özellikle orta yüz bölgesinde görülen sarkmalar ve doku kaybı ile oluşan boşluklar göz altında meydana gelen sarkma ve çökmelere sebep olur.
Bleforoplasti nasıl yapılır?
Bu yıl estetikte az ama öz yılı diyebiliriz. Yine işlemler, uygulamalar yapacağız ancak daha rafine işlemler gençleşmiş yüzler, eşit cilt tonu elde ettiğimiz, net çene hatları olan dudakların ise geçmiş yıllara göre biraz inceleceği ama yine gülüş estetiği uygulayacağımız bir yıl olacak.
Dünyayı kasıp kavuran moda akımlarında olduğu gibi estetikte de trendler ünlülerin tercihleri, birtakım akımların ve sosyal medyanın manipülasyona varan etkisi ile şekilleniyor diyebiliriz.
Yine danışanlarımızın talepleri de akımların nereye gittiğinin ipuçlarını veriyor.
2023’te aydınlanmış, renk tonu eşitlenmiş yaşının iyisi bir cildin sırrı, kişiye özel hazırlanan prosedürlerin yılı olacak.
Altını çizerek belirtmek isterim ki özellikle medikal estetikte elde edilecek görünümün sürekliliği için kişiselleştirilmiş bir protokol işin sırrı ve bunu aksatmadan yıla yayılan bir takvimle uygulamak da başarının ardındaki gerçek.
Örneğin, ayda bir cilt bakımı, üç ayda bir botoks, lazer ya da mikro iğneleme radyofrekans ile özelleştirilmiş bir plan ameliyatla yapılacak yüz gençleştirmeyi öteleyebilecek bir plan olarak uygulanabilir. Yine bu planı kişinin ihtiyaçları ile genişletmek mümkün.
İçeriklerle hazırlanan kokteyller gündemde
Medikal estetikte ve uygulamalarda öncelik hep en çok göz önünde olan bölgeler oluyor. Özellikle yüz bölgesi en çok işlem yapılan bölge. Bunu boyun, dekolte takip ediyor diyebiliriz ve ne yazık ki eller ihmal ediliyor. El bakımı dendiğinde krem sürmek, manikür gibi işlemler akla geliyor.
Oysa bedenimizin her bölgesi yaş alma ile birlikte duran kolajen ve bunun beraberinde gelişen doku kaybından aynı oranda etkileniyor.
30’lu yaşların başından itibaren doku kaybı, daha kemiksi bir görümün oluşmasına sebebiyet verdiği gibi, ellerimizin kırışmasına da sebebiyet veriyor.
Yaşlılık lekeleri ise hem yaş almaya hem de özellikle güneşlenme, hormon ilaçların kullanımı ile birlikte özellikle 50’li yaşlara doğru kendini göstermeye başlıyor.
Yani aslında ellerimizi ihmal ettiğimizde ektiğimizi biçmiş oluyoruz. Peki çaresiz miyiz, asla çaresiz değiliz.
Bütüncül bir yaklaşımla yüzünüze, dekoltenize, bedeninize ne kadar özen gösteriyorsanız medikal estetik teknolojileri ve uygulamaları ile ellerinizin dengesini genel görünümle bütünleştirmek ve hatta sürecin hızını azaltmak mümkün.
Bu hafta, kadın-erkek herkesin cildini tazeleyip geçen yılın tüm izlerini üzerinden atacağı bir “cilt tazeleme kürü” hakkında bilgi vermek istiyorum...
Bu kürdeki en önemli silahımız; bizim vazgeçilmez ikonik cihazlarımızdan biri. Bu cihaz hem radyo frekansı tedavisinin hem de mikro iğnelemenin geleneksel faydalarını tek bir tedavide benzersiz bir şekilde birleştiriyor.
Yani iki ayrı tedavi şeklini bir arada sunarak cilt için azami faydaya yönelik çalışıyor.
Bu çok amaçlı cihazı multivitamin uygulamalarının altında baz olarak kullandığımızda etki alanlarını daha çok katlamış oluyoruz.
Hatta düzenli cilt bakımı ile destekleyip, 6 ayda bir hatırlatma seansları yaptırarak yıl boyu bu kürün etkilerini devam ettirebilirsiniz.
Çok geniş bir yaş aralığına uygulanabilecek bu kürle cilt sıkılaşır, gergin, parlak ve daha canlı görünür.
Ayda bir kez olmak üzere 3 ay tekrarlanmasını önerdiğimiz bu medikal uygulamanın etkilerini uzatmak içinse 6 ayda bir hatırlatma seansı uygulanması gerekir.
Cilt sağlığının anahtarı “nemden” geçiyor, cildin nem bariyerini korumaktan ve güçlendirmekten, düzenli olarak eksilenleri tamamlamaktan. Ancak bununla da bitmiyor. Hep yazdığım gibi cilt sağlığında “Yaptım, bitti” diye bir kavram yok. Süreklilik var, klinik bakımların yanı sıra ev ödevi olarak nitelendirebileceğimiz doğru içerikli ürünleri rutin olarak uygulamak var. Ama tabi bu da yeterli değil. Bu hafta havaların iyice soğumaya başladığı bu günlerde cildi korumak için dikkat etmeniz gereken noktalara değinmek isterim. Çünkü cildin sağlıklı parlaması, canlı görünmesinde siz değerli okuyucularımla paylaşacağım konuların pas geçilmemesi gerekiyor.
Sıcak suyla aranıza mesafe koyun
Hem bedeniniz hem yüzünüz için çok sıcak suyla duş yapmak, yüz yıkamak faydadan çok zarar verir. Duş almak ve yüzünüzü yıkamak için ılık suyu tercih edin. İyi nemlendirilmeyen ciltte sıcak su kurutucu etki yapar, ciltte çatlaklar oluşur, hassas bir cildiniz varsa bu kış egzamasına bile yol açabilir. Ilık suyla yıkanmayı ve yüzünü yıkamayı cildinizin sağlığı için alışkanlık haline getirin.
Cilt bakım ürünlerini değiştirin
Mevsimsel olarak cildin ihtiyaçları değişir, dolayısıyla yazın cildinizi mutlu eden ürünler, bakımlar, maskeler kış aylarında yetersiz kalabilir. Bu yüzden de ev bakımında kullandığınız ürünleri bir uzmanın yönlendirmesi ile değiştirmelisiniz. Odak noktası cildi korumak ve bariyeri olan ürünlerle cildi desteklemek gerekir.
PeelIng yapma sıklığını değiştirin
Cildimiz 28 günde bir döngüyü tamamlar, eğer cilt düzenli olarak derinlemesine temizlenmezse bir süre ölü hücrelerin birikmesi ile donuklaşır, pürüzlü bir dokuya sahip olur. Ancak kışın soğuk hava şartlarından etkilenen cilde daha özenle yaklaşmak gerekir. Çok hırpalamadan temizlemeye özen göstermelisiniz. Bir uzmanın önerdiği bir peelingle haftada bir kez cildi derinden temizlemek yeterli olacaktır.
Sokakta gördüğünüz ya da bir ortamda görüp de beğendiğiniz, kafanızda soru işaretleri oluşturan ve size “Benim cildim de böyle olabilir mi?” diye sorguladığınız cilde tabii sahip olabilirsiniz, ancak bunun için sabır, emek ve kararlılık şart.
Bir defa yaptırılan cilt bakımından uzun soluklu canlılık, parlaklık; nem-vitamin uygulamalarından tek seansta kalıcı çözüm beklemek cidden hayal... Cildinizin, bedeninizin ihtiyacı olan uygulamaları yaptırırken sonuçların süreklilik arz etmesi için doktorunuzun size önerilerine muhakkak dinleyin, randevularınıza önerilen sıklıkta gelin. Randevulara önerilen sıklıkta gelmek uygulamadan elde edilen sonucun maksimumda olması için çok büyük önem arz ediyor.
CİLT BAKIMI RUTİNDİR
Cilt bakımının amacı sizlerin de bildiğiniz üzere cildi ölü hücrelerinden arındırıp, nefes almasını sağlamak. Günümüzde geliştirilen teknolojilerle cilt bakımları artık cilt bakımından çok daha fazlası. Artık cilt bakımları ile yüzeysel lekeler, yüz ovalinin toparlanması, sıkılaşma gibi sonuçlar da elde edebiliyoruz. Ancak burada çok önemli bir nokta var, cilt bakımı bir rutindir yani vakti geldiğinde tekrarlanmalıdır.
AMELİYATSIZ CİLT GENÇLEŞTİRME UYGULAMALARINDA HATIRLATMA SEANSLARI ATLANMAMALI
Ciltteki birçok sorunun iyileştirilmesinde farklı enerji kaynakları ile çalışan cihazlar bizim en büyük yardımcımız. Leke, akne, iz, yaş alma ile ortaya çıkan kırışıklık, yüz ovalinde bozulma, doku kaybı, elastikiyeti azalması gibi birçok sorunda ameliyatsız cilt gençleştirme uygulamalarını kullanıyoruz. Lazer, ultrason, radyofrekans burada kullanılan enerji kaynakları ve kişinin ihtiyacına göre seans sayıları belirleyip yine belirli aralıklarda uygulamasını yapıyoruz. Buradaki anahtar kelimeler “belirlenen sayıda ve belirlenen aralıkta”, eğer bu takvimi aksatmadan uygulatırsanız maksimumda fayda sağlayabilirsiniz.
Yine burada çok önemli bir nokta yıl içinde size belirlenecek hatırlatma seansını yaptırmanız, böylece uygulamadan elde edilen sonucun devamı için cildinizi uyarmış oluyoruz.
Farklı zamanlarda siz değerli okurlarıma karın germe operasyonları hakkında bilgilendirici yazılar kaleme aldım. Bir cerrah olarak uzmanlık alanımda yer alan “karın germe operasyonları neden yapılır” ya da “neden yapılmalıdır”, “nasıl yapılır” ve “hangi şartlarda yapılır”, hepsini aktaracağım.
Kimilerine çok lüks gelse de bazı vakalarda karın germe operasyonu sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da gereklidir. Çünkü özellikle genç yaşlarda kilo alıp verme ile göbeğin sarkması ya da çoklu doğumlar sonrası kasların deforme olması, dokuların elastikiyetini kaybetmesi, kişi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
İşte bu yüzden karın germe operasyonu deyip geçmemek, lüks olarak görmemek gerekir.
Ancak daha etkin sonuç almak için bu operasyonu medikal bölgesel uygulamalarla kombine etmek çok önemlidir.
Böylece hem metabolizma hızlanır hem de vücudun daha diri durması sağlanır.
Karın germe operasyonu
Yaş alma ve çevresel faktörlerin de etkisiyle cildimizde deformasyonların oluşması kaçınılmaz. Cildimiz için düzenli ve yeterli uyku, su tüketimi, dengeli beslenme, güneşin zararlı etkilerinden korunma ve sigara-alkol tüketimi, birtakım hormonlarının kullanılması çok dikkat edilmesi gereken noktalar. Ancak özellikle 30 yaşından sonra kolajen kaybının başlaması ile birlikte cildi nemlendirmek cildin ışıltısını ve gençliğini korumak için yeterli gelmez.
Bunun için de cildin ihtiyaçlarına uygun müdahaleleri ve içerikleri kişiye özel hazırlanacak protokolle uygulamak gerekir. İşte bu protokollerde Somon DNA, özellikle nemlendirme, lekelerin görünümünün iyileştirilmesi, daha homojen, daha parlak ve canlı bir cilt elde etmede önemli bir içeriktir.
Somon DNA, yüzde şişkinlik yaratmadan, şeklinin bozmadan iyileşmesi için en efektif sonuç aldığımız protokollerden biridir. Somon DNA için anti aging etkili bir uygulama desek yeridir.
Somon DNA nedir?
Bu sorunun cevabını şöyle verebilirim. Gençlik aşısı olarak da bilinen Somon DNA, hyaluronik asit ve somon DNA’sından oluşan bir protokoldür.