Geçen gün sohbet ettik.
Yine çok ses getirecek bir eserin yapım aşamasında...
Anlatayım.
Jacques Pervititch 1922 büyük İzmir yangınını toplam 30 pafta olarak çizmişti. 1923 yılında yayınlanan “Plan d’İzmir - 1923” albümü yayınının 100. yılı anısına yeniden basılacak.
Jacques Pervititch’in “Plan d’Izmir - 1923” albümü, başka hiçbir esere benzemeyen bir hikaye... Tam 100 yıl boyunca bir dizi sıkıntıdan kurtulmuş ve günümüze eksiksiz olarak ulaşmış tek örnek... Bu eser hiçbir zaman halka açık bir şekilde sergilenmedi. Her zaman özel bir yerde tutuldu, son 45 yıldır Prof. Dr. Çınar Atay koleksiyonunun en önemli parçası oldu ve çok az kişi tarafından görülüp incelendi.
İzmir ve Ege özeline baktığımda bazı değişimler görülüyor. Ama söyleyeyim çok az yeni ismi duyuyorum.
Öyle anlaşılıyor ki; ittifaklar, bazı zorunluluklar listelerin oluşturulmasında bazı sorunlar çıkardı, çıkarıyor.
Bütün bu gelişmeleri doğal karşılıyorum.
AK Parti’nin kuruluşunda üç dönem kuralı getirilmişti.
Bana göre çok doğru bir adımdı.
Türkiye gibi bir ülkede üç dönem bile uzun ve bazen yıpratıcı olabilir.
CHP ve İYİ Parti oy potansiyelinin düşük olduğu, vekil sayısı 5’ten az olan Çorum, Van, Adıyaman, Aksaray gibi 12 ilde de ortak liste yapacak.
İl sayısının artabileceği söyleniyor.
Cumhur İttifakı’nda da yeni gelişmeler var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP lideri Bahçeli’yle görüşeceği ortak listenin olabileceği söyleniyor.
Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi de AK Parti listelerinden seçime girecek.
Bütün bu gelişmeleri ben demokrasimiz adına önemli buluyorum.
İşte bu demokrasinin olgunlaşmasını sağlıyor. Güçlü demokrasilerde ortak hareket etme kültürü, becerisi gelişmiş oluyor.
Biliyorum zor ama insanlık daha iyisini bulabilmiş değil henüz...
14 Mayıs’ta seçimlere gidiyoruz.
Bu seçimde de ittifaklar yarışı var.
İttifak demek kendi içinde bir koalisyon aynı zamanda...
Muhafazakar Ulusal Koalisyon Partisi, Finlandiya genel seçimlerinde 200 sandalyeli parlamentoda 48 sandalye kazanarak zafere ulaştı.
Aşırı sağcı popülist Finliler Partisi 46 sandalyeyle ikinci olurken, Sanna Marin’in solcu Sosyal Demokratları 43 sandalyeyle üçüncü oldu.
Sonuçlar dünyanın en genç Başbakanı Marin’in yeni dönemde Başbakan olarak kalamayacağını gösteriyor.
Finlandiya seçimlerinde ilgimi çeken birkaç detay var.
Kadınların Meclis’te aldıkları görevler ve her seçimde olduğu gibi bu seçimde de parlamentonun büyük bölümünün yenilenmesi...
Seçimlerde en çok oy alan üç kadın vardı.
“Kimler var listelerde” diye yine soruyorlar.
Bazı isimleri biliyoruz, tahmin ediyoruz.
Ama inanın ilk defa bu kadar belirsiz bir dönem yaşıyoruz.
Çünkü ittifaklar var, ittifaklar içinde de ittifaklar yaşanıyor.
Ve sayılı günler kalmasına rağmen hala belirsizlikler var.
Türkiye’de siyasette 24 saatin bile uzun olduğunu örnekleriyle hatırlıyoruz.
Sosyal medyanın büyüsüne kapılıp siyaset yapanlar sonrasında büyük bir hüsrana uğrayabilir.
İşim gereği dijital medyayı yakından takip ediyorum.
Cumhur İttifakı’nın da, Millet İttifakı’nın da önemli savunucuları, fenomenleri var.
Elbette büyük bir dikkatle yazdıklarını okuyorum, yorumları izliyorum.
Ama dediğim gibi kendilerini bir fenomen gibi gören ve yazdıklarıyla milyonları etkilediklerini düşünen insanlar için de bu hayal kırıklığı söz konusu olabilir.
Ve elbette en fazla başlığa çıkardıkları konu mülteci meselesi...
Son on yıl, Suriye’deki savaştan kaçan insanlarla birlikte bir göç dalgasına tanık oldu. Birçoğu Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçti, ancak Türkiye milyonların güvenliğe ilk giriş noktası oldu.
Ancak anketler, yabancı sayısı arttıkça göçmen karşıtlığının da arttığını gösteriyor.
Avrupa Birliği için bu gelişmelerin elbette bir sonucu da olacak.
Resmi rakamlara göre Türkiye, Mart 2023 itibarıyla geçici koruma kapsamında kayıtlı 3 buçuk milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.
Yabancı medya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini, yorumlarını çok dikkatli izliyor.