Mykonos’un Namos’u varsa bizim de MOMO’larımız var

Turizmde kavramlar da, alışkanlıklar da değişiyor.

Haberin Devamı

Tabii adresler de, mekanlar da...
Örneğin Fransa’nın Saint Tropez’si, Monaco’su, İspanya’nın İbiza’sı en az Paris, Madrid, Barselona kadar ilgi çeken yerlerdir.
Ve hatta turizmin kalbinin oralarda attığı söylenir.
Hemen karşımızdaki Yunan adaları da öyle...
Mykonos’un Namos’u, son yıllarda da Scorpios’u çok meşhurdur.
Adanın bu meşhur mekanları için dünyanın her yerinden milyonlarca kişi gelir.
Yakın bir zaman önce o iki mekana ben de gittim.
Namos ve Scorpios...
Gitmeden önce de Momo’nun yaratıcısı Burak Beşer ile sohbet ettim.
Ve dedi ki...
“Namos’lar artık Türkiye’de...”
Entertainment yani eğlence artık günümüzün en önemli kavramlarından...
Evimizde oturduğumuzda televizyonun kumandasını elimize aldığımızda sevdiğimiz şeyleri izliyoruz.
Ve özellikle günün o stresli ortamından bizleri uzaklaştıracak filmleri, dizileri tercih ediyoruz.
Dışarı çıkıp bir yere gittiğimizde de kendi zevkimize göre bir mekan seçiyoruz.
Tabii ki kişiden kişiye değişen tercihler olacak.
Ama hep bir kural var.
Bize iyi gelecek, kendimizi iyi hissedeceğimiz yerler, adresler, mekanlar olacak.
Peki gerçekten öyle mi, Burak’ın dediği gibi mi?
Namos’lar artık Türkiye’de mi?
Bizler, eğlence kavramını öğrendik mi; dünyanın bir yerinden kalkıp sırf bu mekanlarda olmak için gelen insanlar var mı?
Birkaç hafta önce Namos’taydım, Scorpios’a da uğradım.
Söylemeliyim ki; bizim mekanlarımız epeyce yol almışlar ve hatta çok daha iyiler.
Bir kere mekanlarımızın fiziki şartları çok iyi, mimarlarımız harikalar yaratıyorlar.
Kullanılan objeler, mobilyalar mekanlara uyumlu…
Ve denizlerimiz çok daha güzel...
Plajlarımız kadar eğlence mekanlarımız da öyle…
Ve bana göre en önemlisi gastronomide Türkiye’nin aldığı yol gerçekten çok iyi...
Artık bu mekanlara gidenler bütün bir gününü geçirmek için farklı nedenleri var.
Elbette marka olmuş Namos, Scorpios gibi mekanlar her zamanki gibi iyi ama bizim mekanların bu mesafeyi kapattığını, hatta öne geçtiğini bile söyleyebilirim.
Entertainment kavramı değişiyor dedim.
Ve buna en hızlı uyum sağlayan ülkelerden biriyiz.

Haberin Devamı

Mykonos’un Namos’u varsa bizim de MOMO’larımız var

Haberin Devamı

Michael Ende’nin ‘MOMO’ kitabı ilham oldu

Son yıllarda en çok konuşulan ve popüler olan mekanların başında MOMO geliyor.
Burak Beşer aslında sanayi bir ailenin ferdi...
Burak da iş hayatına aile şirketi Hidro Mak’ta başlıyor. 2015 yılında bir deneme yapıyor. Alaçatı’daki Hacımemiş Mahallesi’nde 12 metrekarelik bir yer açıyor. Burası küçük gelince Hacımemiş’in en büyük parselli binasını kiralıyor. İstanbul Bebek’teki Mısır Konsolosluğu’nun da renovasyonunu yapan Süreyya Saruhan’la anlaşıyor. Mutfak ve menü danışmanlığı için de İtalyan şef Pino’yla el sıkışıyor. Geriye sadece isme karar vermek kalıyor.
Burak anlatıyor.
“Michael Ende’nin ‘MOMO’ kitabı, yetişkinlere hikayeler tadında zamanı değerli kılmayı ve her anın tadını çıkartmayı anlatan kitabını okuyordum. Bizim de yaptığımız iş bir anlamda misafirlerimizin zamanını değerli kılmalarını sağlamak ve güzel vakit geçirmelerine yardımcı olmak olduğu için isminin MOMO olmasına karar verdim. İlk senemizde bütün yemek misafirlerimize bu kitabı dağıttık. Öyle ki Türkiye’de kitap bitti. İkinci yılımızda en çok okunanlar listesindeydi ve üçüncü senemizde okullarda okutulmaya başlandı.”
MOMO işte böyle çıkıyor.
Mykonos’ta Namos’a gidenler artık Türkiye’de MOMO gibi çok daha iyi mekanlar olduğunu da biliyorlar.
Bu mekanlar elbette MOMO’yla sınırlı değil...
Çeşme’nin Before Sunset’i de en az Namos kadar artık popüler...
Sayılarının artmasını istiyoruz.

Haberin Devamı


Bir life style markasına dönüşmek

Ama MOMO’yu asıl popüler yapan Alaçatı’taki restoran değildi. MOMO Dalyan 2018’de açıldı. 2020’de İstanbul Bebek’teki mekan, 2022’de de Bodrum MOMO geldi. 2022 kışında Palandöken’deki Polat Otel’in içinde Apres-Ski restoranı bu zincire katıldı. Şimdi de İstanbul Emirgan’da yeni bir proje peşinde Burak...
Emirgan’da kavak ve çınar ağaçlarının arasında geniş bahçeli bir lokasyonda farklı bir konsept deneyecek MOMO...
Burak Beşer şöyle konuşuyor:
“Biz MOMO’yu bir life-style markasına dönüştürmek istiyoruz. Neden bir MOMO oteli olmasın? Tam bir hospitality markasına dönüşümümüz için, çok odalı büyük otellerden ziyade, MOMO felsefesinde, destinasyon lokasyonlarında özel oteller de bünyemizde olsun. Tabii Türkiye için böyle fikirlerimiz var iken, yurtdışından da özel teklifler almaya başladık.”
Dubai bu adreslerden biri...
Diğeri de Miami...
“Miami’de, Amerika’da okuduğum için benim için çok kolay. Hatta Miami’de şirketi kurdum bile. Eğlence ekonomisi, eğlence sektöründe Miami beni her zaman etkiliyor. Miami şaşırttığı için etkilendim. Paris bence bu sektörde dünyanın en iyisi. Yeme içmede Fransızlar, lezzet olarak da İspanyollar zirvede bence.”

Haberin Devamı


12 metrekareden bir
dünya markası çıkarmak

Neden olmasın...
12 metrekarede başlayan bir öykü neden bir life style markasına dönüşmesin. Bence Türkiye’nin aradığı asıl mesele bu... Marka yaratmak... Ve bunu ihraç etmek...
Çeşme’de, Alaçatı’ta, Hacımemiş Mahallesi’nde küçücük bir dükkandan çıkıp life style’ı anlatan, tanımlayan marka haline gelmek hiç de zor değil.
Yeter ki; dünyayı iyi takip edelim.
Alışkanlıkları, değişen trendleri iyi okuyalım.
Ve galiba yerelliği daha fazla konuşacağız.
Bu daha değerli olacak; yerli olan, lokal özellikleri hiç unutmayan...
O yüzden life style markaları bir yandan evrensel kavramları öne çıkarırken, yerelliği de unutmuyorlar.
Yeni eğlence kavramı da kendi içinde dengesini arıyor.

Yazarın Tüm Yazıları