Ki; Türkiye bunu çok önce yapmalıydı.
Kamunun sadeleşmesi, harcamalarını kısıtlaması, vatandaşa örnek olması gerekir.
Bu elbette yerel yönetimler de için geçerli...
Belediyelerin de bir öncelik sıralamasına ihtiyacı var.
Seçim sonrasında birçok belediye başkanını ziyaret ettim.
Sevinerek görüyorum ki;
İster yumuşama deyin, ister normalleşme...
Size de iyi gelmiyor mu?
Uzun yıllar kutuplaşmalar, karşıtlıklar üzerine siyaset yapılınca toplum da gerginleşmedi mi?
En küçük sorunu bile konuşamaz hale gelmedik mi?
O yüzden hangi kavramı tercih ediyorsanız edin kabulümdür.
Ama ben hayatım boyunca ve her konuda makul olanı tercih etmişimdir.
Aşırılıkların, fazlalıkların bazen yönetilemez olduğunu biliyorum.
Toplumu ilgilendiren en önemli konularda bile bir araya gelemeyince çözümler uzuyor.
Bundan hepimiz, toplum zarar görüyor.
Yorumları dinliyor ve okuyorum.
CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretini eleştirenler olduğu gibi destek verenler de var.
Ve hatta destekleyenlerin, bu ziyareti gelecek için olumlu bulanların sayısı da oldukça fazla...
Ben de onlardan biriyim.
Öncesinde gazeteci olarak çok kez haber için; sonrasında da askerlik döneminde edindiğim arkadaşlarım ve elbette haber için defalarca gittim.
Kendine özgü mimarisi, havası, insanlarıyla Çanakkale bana hep iyi geldi.
Hele büyükşehir havasından, trafiğinden bunaldığımda Çanakkale’nin o sakin sokaklarında yürümek; Eceabat’a, bazen Bozcaada’ya, Gökçeada’ya geçmek ruhumu dinlendirmiştir.
Çanakkalelilerin bir endişesi vardı.
Köprü tamamlandığında kente olan ilginin ve nüfusun artacağından kaygılanıyorlardı.
Haklılar...
Çanakkale’nin diğer kentler gibi bozulmasını istemiyorlardı.
Mobilyadan sonra enerji, Doğanlar Holding’in girdiği başka bir sektör oldu.
Enerjide iş modelleri “atıkları tekrar ekonomiye kazandırmak” oldu. Atıklardan; enerji, ısı, geri dönüşüm malzemesi, düşük karbonlu yakıt üretmeye başladılar. Tüm bunları üretirken de sera gazı emisyonları azaltıldığından “Karbon Sertifikası” elde eden Türkiye’nin en önemli markası oldular.
Biotrend markasıyla halka da açılan Doğanlar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ve ailenin diğer üyeleriyle geçen gün Çanakkale Ezine’de beraberdik.
Davut Doğan dedi ki…
“Biz bu yaptıklarımızla Türkiye’de geri dönüşümsel ekonominin en büyük oyuncusuyuz.”
Gerçekten de öyle…
Doğan ailesinin girişimcilik heyecanını uzun yıllardır takip ederim.
Enerji işinde de hep heyecanlarını ortaya koydular.
Demirel’in “Siyaset imkanlar sanatıdır” sözünü hiç aklımdan çıkarmam.
Gerçekten de siyaset karşıtlıklar üzerinden yapılmadığında çok daha fazla alternatif üretiyor.
Okuyor ve görüyorum.
Bu görüşmeyi eleştirenler; iki liderin bir araya gelmesini doğru bulmayanlar da var.
Ve ağır da eleştiriyorlar.
Oysa liderlerin bir araya geliyor olması her konuda anlaşıyor olmalarını göstermez.
Ama aynı masa etrafında buluşmaları, gerektiğinde el sıkışmaları hem demokrasiyi güçlendiriyor, hem toplumsal meselelerin çözümünde hepimizi olanaklar sağlıyor.
17’inci Alaçatı Ot Festivali’nin sloganı “öze dönüş” tü.
Türkiye’de her yeri her yere benzetme gibi kötü bir alışkanlığımız var.
Belki de Alaçatı’yı farklı kılan, öne çıkaran da bu oldu.
Mimarisi korunmuş, kentleşme süreci son derece doğru yönetilmiş, yeni yapıların da eskiye göre uyarlanmış olması Alaçatı’yı bir anda konuşulur hale getirdi.
Bu kadar değil tabii...
Mimarisi kadar sosyal hayatı da dikkat çekiciydi.
Şef restoranlar açılmaya başlanmış; gastronomide önemli bir adres haline gelmişti.
O kentlerden biri de hiç kuşkusuz İzmir.
İzmir’de Cemil Tugay büyükşehir belediye başkanı seçildi. Karşıyaka Belediye Başkanlığı öncesinde İzmirliler kendisini doktor kimliğiyle tanıyordu. Oysa siyasete çok önce girmiş, CHP’de bazı görevler üstlenmişti.
Cemil Tugay ile kampanya döneminde çok sık konuştuk, seçildikten sonra ilk kez bir araya geldik.
30 yıldan bu yana siyaseti yakından takip eden bir gazeteci olarak şunu çok iyi bilirim.
Başkan adayları seçim öncesinde birçok projeyi kamuoyuyla paylaşır, öncelik sıralaması da yapar. Ama seçildikten sonra bu öncelikler de değişir, projeler de... Çükü hayatın gerçekleri, vatandaşın beklentileri ve günlük değişimler her zaman bu düzenlemeyi zorunlu kılar.
Cemil Tugay; mazbatasını aldıktan sonra birçok brifing aldı, toplantılar yaptı, bilgi akışı hızlandı.
Kendisine ilk planlamaları ve öncelik sıralamalarının değişip değişmediğini sordum.