Deniz Gürel

Bir yıl daha su gibi aktı geçti. Ankara acısıyla tatlısıyla bir yılı daha devirdi. Kent ve kentli bir yılı nasıl geçirdi, ‘Bunlar da mı olmuştu’ diyeceğiniz pek çok olayı bugün Ankara Hürriyet’te okuyacaksınız.

Ankara Hürriyet’in başarılı ekibinin en önemli parçalarından olan editörümüz Fatih Tekeci önemli bir işçilikle derledi, 2012’yi.
Tekeci, bir yılda olanları yazdı, ben de beklentileri derledim.
Metrolarla başlayalım.
2013 yılında en büyük kentsel beklenti kuşkusuz yarım kalan metrolar.
Ulaştırma Bakanlığı’na devrinin ardından Sincan, Çayyolu ve Keçiören hatlarının ihaleleri yapıldı. Çalışmalara başlanan metro hatlarından Sincan ve Çayyolu’nun 2013 yılı içerisinde bitirileceği açıklandı. Yani bu yıl içerisinde kent ‘hasretle’ beklediği metrolara kavuşacak.
2014’ün Mart ayında seçim var. Bu nedenle 2013, vaatlerin gerçekleşmesi ve siyasi manevraların yılı olacak.

ADAYLIK DÜĞÜMÜ ÇÖZÜLECEK

Sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin de merak edilen konuların başında Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği geliyor.

Yerel seçimlerin 6 ay geri alınacağı ihtimalinin doğmasıyla Ankara yerel seçim startını erken verdi.

Seçim erkene alınmadı ama kent Ankara, konu da siyaset olunca fitil ateşlendi, söndürmek mümkün olmadı. Aday olmayı gönlünden geçirenler, birilerinin aday gösterilmesini isteyenler, birilerini engellemeyi hedefleyenler, çalışmaya başladı.
AK Parti ve CHP’de şimdilik ‘isim bazlı’ bir çalışma yüksek sesle dillendirilmese de ‘niyet’ belli edenler alttan alta çalışmalara başladı. İsimlerin dillendirildiği ve kulislerin daha aleni yapıldığı parti ise MHP. Yaklaşık iki hafta önce Ankara teşkilatıyla bir toplantı yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli hedefi ‘Ankara’nın yerel seçimlerde alınması’ olarak koydu. Ankara’yla ilgili tablonun da en büyük belirleyicisinin teşkilat ve İl Başkanı Fatih Çetinkaya’nın çalışmaları olacağının altını çizdi. Toplantıda Çetinkaya’ya dönerek bir kaç kez, ‘Ankara alınmalı’ sözlerini yineledi.

TAVRI BUGÜNÜN HABERCİSİYDİ

Partililerin ruhunu okşayan bu hedefe ulaşmak isteyen MHP’nin Ankara hesabında ise iki büyük açmaz var. Mansur Yavaş ve Turgut Altınok. 9 ay önce ‘Mansur Yavaş gidecek, Turgut Altınok gelecek’ diye yazdığımda pek çokları buna ihtimal vermediğini söylemişti.
O dönem Altınok’la sohbetimizde, ‘Deniz bey bu tip şeyleri yazmadan bir de bana sorsanız’ demesinin üzerine ‘Şimdi sormuş olayım’ diyerek karşılık vermiştim. Altınok’un gülümseyerek sessiz kalması aslında bugünün habercisiydi.

NABIZ YOKLANACAK ROL BİÇİLECEK

Ve Altınok 24 saatin bile zaman zaman çok uzun olduğu siyasette, büyük bir sürpriz olmazsa yeni yılın ilk günlerinde 14 yıl önce ayrıldığı MHP’ye geri dönecek. Altınok’un partiye ‘Büyükşehir adayı’ olarak katılmayacağı da kulislere sızanlar arasında. Çünkü Altınok’un partiye katılmasını isteyenler kadar katılması konusunda aklında soru işareti olan partililer de bulunuyor. Altınok’un MHP’ye dönmesinin ardından kamuoyunun ve tabanın nabzı yoklanacak. Oluşan tabloya göre de rol biçilecek.

Çankaya Belediyesi’nin sadece bu dönem değil, geçmiş dönemlerde de en çok eleştirildiği konular rutin belediyecilik hizmetleridir aslında. Çöp toplama, asfalt, kaldırım, karla mücadele...

Geçmiş algısı bozuk olan Çankaya’daki belediyecilik hizmetleri başkanlar için de en büyük handikaptır.
Yani ne yapılırsa yapılsın ‘sicili bozuk olan’ Çankaya’daki belediyecilik hizmetlerinin zorluğunu yaşıyor Bülent Tanık ve ekibi. En zoru da ‘Çankaya çalışmıyor’ sözünü unutturabilmek, yapılanları anlatabilmektir.

HERKESİN GÖZÜ ÇANKAYA’DA

Çankaya’nın nüfus yapısına bakın. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, bakanlardan, yabancı misyon temsilcilerine herkes burada. Gündüz nüfusu 2 buçuk milyonun üzerinde. Buna bir de çoğu medya kuruluşunun merkezlerinin Çankaya’da olduğunu ekleyin. Herkesin bir gözü muhakkak Çankaya’da.
Belediyeler için hele ki mevzu Çankaya olunca kış ayı biraz daha ‘dert’ ayıdır. Geçtiğimiz Cumartesi Ankara Hürriyet’in manşetinde ‘Beyaz MOBESE’ başlığıyla okudunuz Çankaya’nın kar açılımını.
Valilik, MOBESE kameralarının kullanılmasına izin vermeyince, kendi MOBESE sistemini kuracağını açıkladı Tanık.

OLURSA NE ALA, OLMAZSA...

‘Kendi yapı ve tesislerimizi kamera sistemiyle donatırsak Çankaya’ya hakim oluruz. Meteoroloji verileri, araç takip sistemi ve Google görüntüleri sürekli güncellenerek, ekranlarımıza yansıtılacak. Diğer taraftan da sosyal medya üzerinden belediyemize ulaşmış anlık şikayetler değerlendirilecek’ diyerek sistemi özetledi.

Ankara’nın en önemli eksikliklerinden birinin kentin marka değerinin tam olarak tanımlanamaması olduğunu zaman zaman bizler de konunun uzmanları da belirtiyor.

Türkiye içinden ya da yurt dışından Başkent’e ziyaretçi getirmek istiyorsak bazı temalara ihtiyacımız var.
Muhakkak Anıtkabir ya da eski Meclis ve Ankara’daki tarihi merkezler önemli.
Ama bunlarla yetinilmemeli.
Yeni yapılması planlanan hayvanat bahçesi, eksikleri olsa da alışveriş festivali, yavaş yavaş kıymeti anlaşılmaya başlanan sağlık turizmi merkezleri...
Bunlar yeni projelerle de desteklenmeli...
Yerel yöneticilerin diline pelesenk olmuş, ‘cazibe merkezi’ sözünü bütün kent algılamalı ve Ankaralı buna inanıp sahiplenmeli.
Konunun bir diğer önemli boyutu da ulaşım. Ne yaparsanız yapın, kente ulaşım imkanlarını sınırlı tutar çeşitlilik yaratmazsanız kimseyi Ankara’ya getirmezsiniz.

ULAŞIM MERKEZİ OLABİLİR

Büyükşehir Yasası’nın Ankara’da yaratacağı ‘taşra ihtilali’nin ayrıntılarını geçtiğimiz Salı günkü yazımda paylaşmıştım.

Kısaca hatırlatayım...
Büyükşehir sınırlarına yeni dahil edilen 9 ilçeyle beraber 18’e çıkan dış ilçelerdeki toplam seçmen sayısı 335 bin dolaylarında.
Bu da genel seçmen sayısının yüzde 12’sine karşılık geliyor. Yüzde 12’lik kesimin Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki temsili ise yüzde 51 gibi şaşılacak bir oran.
Merkezdeki 7 ilçe (Çankaya, Yenimahalle, Etimesgut, Keçiören, Mamak, Altındağ ve Sincan) 2 milyonun üzerinde seçmenle Meclis’te azınlık duruma düşüyor.

KULİSLER İPUÇLARINI VERDİ

Peki ‘taşra ihtilali’nin partilere yansıması nasıl olacak?
Yerel seçimlerin erkene alınmasının gündemi uzun süre meşgul etmesi Ankara’da kulisleri hareketlendirmişti.

Hazırlanışından kabulüne büyük tartışmalara yol açan Büyükşehir yasasının sınırlar ve hizmet alanı açısından değerlendirmesini Başkent Fısıltıları’nda yapmıştık.

Şimdi ise MHP’nin Büyükşehir Belediye Meclisi Sözcüsü İbrahim Uyar’ın yaptığı çok önemli bir çalışmayı sizlerle paylaşacağım.
İşte Uyar’ın MHP Genel Merkezi için hazırladığı rapor 2014’teki yerel seçimlerin ‘şifrelerini’ de ortaya koyuyor.
Yeni yasayla dokuz ilçe (Beypazarı, Çamlıdere, Evren, Güdül, Haymana, Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı, Şereflikoçhisar) Büyükşehir sınırları içerisinde dahil oluyor. Yani 2014’teki yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesi için oy kullanabilecekler. Yeni bağlanan ilçelerde kullanılacak oy sayısı 150 bin civarında. Bu da Ankara’da kullanılan oyun yüzde 4’üne tekabül ediyor.

DIŞ İLÇELER YÜZDE 12

Büyükşehir sınırlarına yeni dahil olan bu ilçelerde 2009’daki tablo, 4 ilçede (Beypazarı, Nallıhan, Evren, Kızılcahamam) MHP, 5 ilçede (Çamlıdere, Güdül, Haymana, Polatlı, Şereflikoçhisar) AK Parti olarak karşımıza çıkıyor.
Rapordaki en çarpıcı noktalardan birisine gelecek olursak...
Büyükşehir’e bağlanan yeni dokuz ilçeyle beraber dış ilçe olarak adlandırılabilecek ilçe sayısı 18’e çıkıyor. Ve bu 18 dış ilçede kullanılacak toplam oy 335 bin civarında.

Başkent'in yoğun genel ve yerel siyasi gündeminden uzak ilginç bir çalışmayı sizlerle paylaşacağım.

Dönem dönem Ankara’daki barajlar üzerinde helikopterle inceleme gezisinde bulunan ASKİ Genel Müdürü İrfan Kaya, suyun yeşil rengine takılmış.
Mogan ve barajlarda kontrol altına alınamayan yosunların sebep olduğu bu rengi araştıran ASKİ ekibi suçluyu bulmuş: Turnalar...
Yanlış duymadınız, sadece Ankara’da değil, Türkiye’deki pek çok baraj ve gölün yosun seviyesinin artmasına turna balıklarının neden olduğu bulgusuna ulaşılmış.
Haylı saldırgan ve etçil olan turna balıkları suda yaşayan hareketli tüm nesnelere saldırıyor. Hal böyle olunca da yosun yiyen balıkların da sayısında bir hayli azalma olmuş.

MOGAN’IN DURUMU ORTADA

ASKİ Genel Müdürü Kaya çalışmayı şöyle anlatıyor:
“Mogan’da da barajlarda da sularımız temiz olduğu halde yeşil bir renk suya hakimdi. Bölge halkı, barajlara bırakılan turna balıklarının ot yiyen balıklara saldırıp neslini tükettiğini, bu yüzden de yosunların arttığını iddia etti. Bizim de araştırmalarımız bu iddiayı doğruladı. Turnalar bizim sularımızın balığı değil. Kim, neden, hangi amaçla bıraktı, bilemiyorum. Ama iyi niyetli bir davranış değil. Mogan’ın durumu ortada. Biz de turnaların yarattığı bu sağlıksız durumu ortadan kaldırmak için Ankara Üniversitesi’ne danıştık. Umarım turnaları kontrol altına almak için bir yol bulabiliriz.”

ÜNİVERSİTE ÇARE ARIYOR

Başkent Fısıltıları’nda geçtiğimiz Cuma günü ATO Başkanı Salih Bezci ile Büyükşehir Belediye Başkan Vekili aynı zamanda ATO Meclis Üyesi olan Ali Gökşin arasında Meclis tutanaklarına da yansıyan ‘ilginç’ tartışmayı yazmıştım.

Gökşin üç yıl önce kendisi hakkında iftira dolu bir mektup yazmakla suçladığı Bezci’nin, Hac ziyareti öncesi helallik istemesi üzerine, “Hakkımı helal etmiyorum. Onunla öbür tarafta hesaplaşacağım” demişti.
Bunun üzerine araya giren meclis üyelerinin hatta Bezci’nin, “Ben hata yaptıysam Ali Bey’den özür diliyorum. Hakkımı da helal ediyorum” demesi de Gökşin’e yetmemişti.
Gökşin, “Hakkımda yazılan iftira mektubunu yazdığını söyle” derken, Bezci, “O başka yerlere gider. Lütfen hakkını helal et” demiş ve anlaşmazlık ‘şimdilik’ rafa kaldırılmıştı.
ATO’da yaklaşan seçimler öncesi yaşanan büyük kavganın dışa vurumu olan bu iki önemli aktörün geçmiş hesaplaşması geçtiğimiz haftaya damgasını vurdu.
Ancak bu atışmadan çok Gökşin’in Ankara Alışveriş Festivali’ndeki harcamalara yönelik bir hazırlık içinde olması merak uyandırmıştı.
KİŞİSEL KAYGILARININ KURBANI

Bunun üzerine Bezci Gökşin’i hedef alan şu açıklamaları yaptı: