İstanbul 11. sırada kendine yer bulurken, Ankara ne yazık ki listede yok.
Uzun uzadıya devam ettirilebilecek, “Türkiye’nin Başkent’i neden listede yok” klişesine düşmemek lazım. Listedeki ilk iki şehir ABD’den ama başkent Washington yok.
Elbette bu durum, ‘Ankara marka şehir olmasın’ anlamına gelmiyor.
Bu şehrin ‘dünya devleri’ arasına girmesi için öncelikle merkezin kurtulması şart. Her geçen gün kan kaybeden Ulus ve Kızılay ‘çöküntü’ alanları olmaktan çıkarılmalı.
Yakın zamana kadar Kızılay’ın göbeğine Türkiye’nin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi’nin restorasyonu konuşuluyordu.
Hatta devletin zirvesinden bile projeye destek gelmiş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Çöplükten kültür merkezine dönüştürecek bir proje hazırlayacağınızı topluma anlatın. Bu bölge Roma’nın merkezi, Prag’ın merkezi gibi yapılabilir” demişti.
Saraçoğlu’nun restorasyonu ilk gündeme geldiğinde uzlaşamaz gibi görünen ATO ile Mimarlar Odası, Cumhurbaşkanı Gül’ün olumlu ve teşvik edici bakış açısının etkisiyle proje üzerine fikir yürütmeye başladılar.
Hatta bir dönem konuyla ilgili yazı dizisi bile hazırlamıştık.
300 bin civarında üniversite öğrencisinin bulunduğu, yabancı misyon temsiliklerin yer aldığı ve birçok sosyal aktivitenin düzenlendiği Ankara’da gece ulaşımının olmaması elbette bir eksiklik.
“Gece ulaşımının kente maddi yükünü de göz önünde bulundurarak bir çözüm bulunamaz mı?” sorusu 30 Mart seçimleri öncesinde üç adaya da yönetilmişti.
CHP’nin adayı Mansur Yavaş, MHP’nin adayı Mevlüt Karakaya seçilmeleri halinde gece ulaşımına başlayacaklarınının sözünü vermişti.
SEÇİM ÖNCESİ SÖZ VERMİŞTİ
Seçim döneminde diğer iki adayın gece ulaşımı sözü hatırlatıldığında Gökçek şöyle demişti:
“Ankara’da 330 hattımız var. 330 hattımıza saat başı araç çıkartmış olsak bizim belediyemize gelecek yükü siz hesap edin. Bizim belediyemiz inanılmaz bir şekilde zarar ediyor. Seçimlerden sonra hemen söz veriyorum gece uygulamasına başlayacağım. Ve o hatların günlük olarak gelen raporlarını bir hafta boyunca gazetecilere göndereceğim. Hangi hatta araba çıkmış ve o arabaya kaç kişi binmiş. Ortalama o arabaya 20 kişi binsin gece hatlarına devam edeceğim.”
ORTALAMA 20 YOLCU ŞARTI
Aslına bakarsanız Büyükşehir’de ve metropol ilçelerde başkanların neredeyse tamamı koltuğunu korudu. Çankaya’da Alper Taşdelen, Gölbaşı’nda Fatih Duruay dışında değişen isim yok.
‘Bir Ankara klasiği’ olan Büyükşehir-Çankaya kavgasının yaşanıp yaşanmayacağı şimdilik merak konusu.
Geçtiğimiz günlerde konuştuğum Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen’in “Büyükşehir’le ilişkiler” konusunda ilk mesajı gayet olumluydu:
* Kısır çekişmelerle geçirecek vaktimiz yok. Siyasi gerginliklerin hizmetimizin önüne geçmesine izin vermeyeceğiz.
* Kısa sürede sistemimizi oturtup, çalışmaya başlayacağız
* Şu anda rutin konulardaki aksaklıkları tespit ediyoruz. Vatandaşımızın, öğrencilerin, iş çevrelerinin önerilerini dinliyoruz.
* Özel sektörle uyumlu çalışarak Çankaya’yı hak ettiği yere getireceğiz.
Faaliyet raporunda yer alan bazı bilgilerle ilgili BBP Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi İbrahim Uyar’ın yaptığı çalışma kentte tüketimde ve toplu taşımada araştırılması gereken ‘düşüşlerin’ yaşandığını gözler önüne seriyor.
Faaliyet raporunu dikkatle incelersek, Ankara Hali’nde balık, meyve, sebze giriş miktarlarında ciddi miktarda azalma olduğu dikkat çekiyor. 2013 yılı faaliyet raporu rakamlarını, 2012 yılı faaliyet raporuna göre değerlendirdiğimizde şu tabloyla karşılaşıyoruz:
ANKARA HALİ RAKAMLARI
* Ankara Hali’ne giren sebze miktarı 2012 yılında 620 bin 534 ton olurken bu miktar 2013 yılında 589 bin 507 tona düşüyor.
* Hale 2012’de giren meyve miktarı 583 bin 975 ton olurken, 2013’de bu rakam 579 bin 776 tona düşüyor.
* Hale giren balık sayısı da 2012’de 12 bin 102 ton olurken, 2013’te balık üretimi 9 bin 734 tonda kaldı.
Özetle 2012 yılında kişi başına düşen sebze miktarı 177 kilogram iken, 2013 yılında bu rakam 168 kilograma düşüyor. 2012 yılında kişi başına düşen balık miktarı 3,45 kilogram iken, 2013 yılında bu rakam 2,78 kilograma düşüyor.
4 MİLYONUN ÜZERİNDE AZALMA VAR
‘Katliam gibi’ klişesini kullanmaktan hoşlanmasam da yaşanan kazayı tam olarak anlatıyor. Düşünsenize durakta otobüs bekliyorsunuz ya da otobüsle yolculuk ediyorsunuz ve bir anda her şey kararıyor, ölüyorsunuz.
Ne olduğunu anlamadan, sona eriyor yaşamınız.
Geride kalanlar, hayaller, umutlar...
Bir otobüs, bir midibüse arkadan çarpıyor diye oluyor bunların hepsi.
Dört iddia var.
EGO şoförü uyudu, yarış yapıyorlardı, yolcu kapmaya çalışıyorlardı, otobüs son anda durağa yönelip hızını ayarlayamayınca olanlar oldu.
Elbette kader, tabi ki kısmet.
Değişikliklerin sebebi bir kesime göre AK Parti-Cemaat ayrışması, diğerlerine göre nöbet değişimi.
Aslında her iki sebebin de doğruluk payı var. Çünkü bazı isimler bu ayrışmanın kurbanı oldu. Bazı isimlerin değiştirilmenin sebebi ise kan değişikliği ihtiyacı.
Görevden almalar ve yeni atamalar bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor.
Değişim furyasında Kamil Kılıç’tan boşalan ‘genel sekreterlik’ koltuğuna kimin oturacağı halen merak konusu.
Her ne kadar Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri olduğu dönemdeki başarılı çalışmalarıyla adını duyuran Doç. Dr. Asım Balcı’nın ismi Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği için geçse de henüz netleşen bir şey yok.
Şeklen Büyükşehir’deki ‘2. adam’ pozisyonuna aranan isim aslında hafta başında bulunmuştu.
Bu isim Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Balamir Gündoğdu’ydu.
Beş yıl boyunca kentin kaderiyle ilgili karar alınacak olan ‘yerel parlamento’ hayli ilginç detayları barındırıyor.
Meclis’te ezici bir AK Parti üstünlüğü var. 99 AK Parti'li üyeye karşılık, 23 CHP’li, 15 MHP’li, 2 bağımsız ve 1 BBP’li meclis üyesi bulunuyor.
Dolayısıyla beş yıl boyunca eğer Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek istemezse ‘uzlaşıya’ ihtiyaç bile duymayacağı bir tabloya başkanlık yapacak.
Uzun yıllardır Büyükşehir’de AK Parti Grubu’na başkanlık yapan Ayhan Yılmaz bu kez aday olmamıştı. Onun yerine siyaseten meclisteki en prestijli konum olan AK Parti Grup Başkan Vekilliği’ne Bekir Yıldız getirildi.
*
Bekir Yıldız, hafızasını biraz zorlayanlar için yabancı bir isim değil.
28 Şubat sürecinde tankların yürümesine neden olarak gösterilen Kudüs Gecesi’ni düzenleyen dönemin Sincan Belediye Başkanı’ydı. Aslında Yıldız’ın ismi Sincan Belediye Başkan adaylığı için de geçmişti.
Dünyanın hangi başkentinde yapılan seçim yüzünden yol kapatılmıştır, bakmak lazım.
Bir Mansur Yavaş bir Melih Gökçek derken biz bile basın toplantılarını sayamaz olduk.
Şimdi en önemlisi Ankara’nın önümüzdeki beş yıl boyunca bu yaralarla yaşamaması.
Bunun için de ilk adımı Gökçek’in atması gerektiğini nedenleriyle geçtiğimiz çarşamba günkü yazımda anlatmıştım.
Bu süreçteki en çarpıcı gelişmelerden biri de ilk kez seçim gecesi Hükümet-Cemaat gerginliğiyle ilgili konuşan Gökçek’in dozu arttırarak yorumlarına devam etmesi oldu.
KOORDİNASYONSUZLUK ZATEN VARDI
Hatta bu doğrultuda Gökçek’in belediye içindeki kadroları değiştireceği iddiaları ortaya atıldı ve Büyükşehir Belediyesi’nin ‘2 Numarası’ Genel Sekreter Kamil Kılıç’ın ‘emekliliğe’ ayrılması buna bağlandı.