×
Siyasi çekişmelerin kurbanı olan, ait olduğu Süper Lig’den uzaklaşan, bir dönem amatör kümeye düşme korkusu yaşayan sarı-lacivertliler başta muhteşem taraftarı olmak üzere yönetimiyle, gönül verenleriyle silkindi ve 2. Lig’de şampiyonluğa yürüdü.
Hafta sonu oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında tribünler dolmazken Kayserispor deplasmanına 20 bin taraftarıyla giden Ankaragücü, her türlü desteği ve övgüyü hak ediyor.
* * *
Ankaragücü’nün sorumluluğunu en zor zamanlarda yönetimiyle birlikte üzerine alan Başkan Mehmet Yiğiner’le uzun uzun Ankaragücü’nün geleceğini konuştuk.
“Ankaragücü’nün şampiyon olmasını sadece Ankaralılar değil pek çok futbolsever istiyordu” diyerek söze başlıyor Yiğiner:
“100 binlerce insan Ankaragücü’nün peşinden geliyor, şampiyonluğu gönülden istiyordu. Bu sayı milyonları geçecek. Şimdi gereken desteği bir şekilde alacağız ve takımızı Süper Lig’e çıkartacağız. Gerekli desteği bulamazsak takım geriye düşer, buna izin vermeyeceğiz. Ankara halkının da buna müsaade etmemesi lazım. Birlik, beraberlik sağlanmış durumda, herkes takımına sahip çıkıyor. 25 bin kişi bu soğuk havada Kayseri’ye desteğe geliyor. Bundan sonraki süreçte ciddi destek bekliyoruz.”
BÜYÜKŞEHİR’DEN DESTEK BEKLİYORUZ
* Başarı gelse de kulübün ciddi borcu var. Ankaragücü’nün güncel borç durumu nedir?
İstanbul gibi Ankara’da da ‘hayır’ın önde çıkması enteresan bir tablo oluşturdu.
1 Kasım 2015’teki son seçimde Ankara’da AK Parti’nin yüzde 48.80, MHP’nin yüzde 14.20 oy alması Başkent’te ‘evet’ bloğunun yüzde 63 gibi bir potansiyeli olduğunu ortaya koyuyordu.
Açıklanan anketler, hatta seçime saatler kala Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “Ankara yüzde 58 evet, Türkiye yüzde 60 evet” sözleri beklentiyi iyice artırmıştı.
Peki ne oldu da Ankara’da ‘hayır’ yüzde 51.15, ‘evet’ yüzde 48.85 çıktı?
* * *
3 milyon 860 bin 847 seçmeni bulunan başkent Ankara’da seçime katılım yüzde 90’a yakındı. Başkent’teki tabloyu daha iyi anlayabilmek için ilçelerdeki duruma bir bakalım.
1994 yılından bu yana devam eden Melih Gökçek iktidarı ile sürekli değişen
Çankaya Belediye başkanları arasında her dönem farklı konularda anlaşmazlıklar yaşandı.
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen 2014’teki seçimin ardından Gökçek’le karşı karşıya gelmemeye özen gösterdi.
Bazı CHP’liler tarafından bu tavrı eleştirilse de mevcut belediye yasasında Büyükşehir’e tanınan yetkiler karşısında Taşdelen ‘siyasi polemiklerden uzak kalmayı’ tercih etti.
* * *
Gökçek cephesinde ise son 3 yılda “yerel’e dönük siyasete vakit kalmadı” desek yanlış olmaz. 7 Haziran ve 1 Kasım süreçleri, terör olayları, FETÖ’nün hain darbe girişimi son olarak da referandum süreci Büyükşehir Belediye Başkanı’nın siyasi gündeminin ilk sıralarında yer aldı.
* * *
‘Noktasal’ planlamalar şehirlerin siluetlerini bozmakla kalmıyor, alt yapı ve trafik gibi pek çok sorunu beraberinde getiriyor.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde bölgesel planlamaların yapılmaması bu kentlerin geleceğini de ipotek altına alıyor.
Başkent’in son yıllardaki cazibe merkezi olan Çukurambar’da 15 katlı bir evle 30 katlı bir gökdelenin yan yana olması, aynı bölgedeki devasa yapıların arasından daracık yolların geçmesi aynı yanlışın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
* * *
Bu yanlışa ‘belediyecilik’ kökenli bir siyasi olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yıllardır ısrarlı eleştirileri var.
Başbakanlığı döneminde başlayan ‘dikey yapılaşma’ eleştirileri son yıllarda artarak devam etti.
Erdoğan, 2016’daki Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı’nda, “Geçmişte hem yeterli imarlı alanın olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir” demişti.
* * *
Son toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek diğer hissedarlara (TOBB, ATO, ASO, ATB, ANKESOB), “Siz çekilin biz (Büyükşehir-Akyurt belediyeleri) yapalım” teklifinde bulunmuştu.
Teklif konusunda bile taraflar anlaşamadı.
Gökçek kurumların direkt çekilmelerini beklerken, kurumlar fuar alanı için yaptıkları yatırımın bedelini istiyor.
* * *
Fuar alanının yaklaşık maliyeti 220 milyon lira. Hemen yakınında oto galerilerin toplandığı OTONOMİ’nin 500 milyon liralık bir yatırım olduğu düşünüldüğünde öyle büyük bir meblağdan bahsetmiyoruz. Hele ki, dev bütçeleri yöneten ‘hissedarları’ olan fuar alanı şirketi için rahatlıkla yapılabilecek bir proje. Ankara’ya ekonomik ve prestij olarak katacakları yapılacak yatırımın çok üstünde.
Peki yapılamasının tek sebebi Melih Gökçek ile Rifat Hisarcıklıoğlu ve Gürsel Baran arasındaki çekişme mi?
* * *
OTONOMİ Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Erkoç sohbetimizde şöyle bir iddia ortaya attı: “Biz galericiler olarak sınırlı imkanlarla 500 milyon liralık proje yaptık. TOBB’un parası yok mu, ASO’nun parası yok mu?
Son olarak önce Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le ATO Başkanı Gürsel Baran arasında polemik konusu olan fuar alanıyla ilgili olağanüstü genel kurul 27 Şubat’ta yapılmıştı.
Gökçek başkanlığındaki toplantıya; Gürsel Baran (ATO Başkanı), Nurettin Özdebir (ASO Başkanı), Faik Yavuz (ATB Başkanı), Gültekin Ayantaş (Akyurt Belediye Başkanı) ve Mehmet Yiğiner (ANKESOB Başkanı) katılmıştı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun toplantıya gelmemesi Gökçek-Hisarcılıoğlu gerginliği düşünüldüğünde kimse için sürpriz olmadı.
Gökçek, “Fuar alanını verin biz (Büyükşehir ve Akyurt belediyesi) yapalım. Ya da bırakalım siz yapın. 2 yıla kadar bitiremezseniz belediyeye devredersiniz” teklifinde bulundu. Meslek odası başkanları da bu teklifi kendi kurullarında konuşmak üzere toplantıdan ayrıldı.
* * *
Toplantıların düğümü çözememesi, ‘Cemil Abi’nin elini bir kez daha taşın altına koymasıyla yeni bir boyut kazandı. bir türlü anlaşamayan taraflar bu kez Türk siyasetinin duayen ismi Cemil Çiçek’in ‘ağabeyliğinde’ Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’ye çıktılar ve bir toplantı gerçekleşti.
Bu kez Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı toplantıda Gökçek, Baran, Özdebir’in yanı sıra Ankara Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin de yer aldı.
* * *
Mevcut işleyişte, Sincan’dan metroya binen bir kişinin Çayyolu’na gidebilmesi için 3 trene(2 kez aktarma) binmesi gerekiyor. Önce Törekent istasyonundan metroya biniyor, Batıkent istasyonuna geldiğinde araçtan iniyor, aynı platform üzerinden diğer metroya binip Kızılay’a ulaşıyor. Metrodan yine iniyor, sonra Çayyolu metrosuna binip yolculuğunu tamamlıyor. İstasyonuna uzak oturan bir kişi için metroya ulaşma süresini de eklediğinizde bu yolculuk 2 saate yakın sürebiliyor. Pek çok vatandaş da bu yolculuk yerine minibüsleri, dolmuşları tercih ediyor.
* * *
Büyükşehir Belediyesi 2014’ün mayıs ayında aktarma çilesinin son bulacağını astığı afişle duyurmuştu. Entegrasyon ve sinyalizasyon işlemlerinin yıl sonuna(2014 sonu) kadar tamamlanacağını belirtmişti. 2017 yılının üçüncü ayına gelmemize rağmen bu sorun çözülemedi. Peki bu sıkıntı neden aşılamadı?
* * *
Bilindiği gibi Ankara’da tamamlanamayan 3 metro hattının(Sincan-Çayyolu-Keçiören) ihalesini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yapmıştı.
Çinli CSR firmasının kazandığı ihalenin şartnamesinde yer alan zorunluluklar yerine getirilmeden metrolar hizmete açıldı.
Hal böyle olunca, hatlar eksik vagon sayısıyla sefere başladı ve aktarma çilesinin yanında Başkentlilerin metro bekleme süreleri de uzadı.
* * *
Önceki gün yapılan ATO Meclis Toplantısı’nda sert tartışmaların yaşandığını öğrenince olayın perde arkasına ‘bir bakayım’ dedim ve çok enteresan bilgilere ulaştım.
Meclis toplantısının son bir saatinde gerçekleşen tartışma Osman Gökçek ekibinin ATO Başkanı Gürsel Baran ve yönetimine eleştirileriyle başlıyor.
Çok uzun ve spekülatif konulara da girilen tartışmayla ilgili iki taraftan edindiğim bilgileri özetle paylaşayım.
* * *
Seçimi kaybeden ve bu durumu başta TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve ATO eski Başkanı Salih Bezci’ye bağlayan Osman Gökçek, Baran yönetimine şu eleştirilerde bulunuyor:
“Gürsel Başkanım ben burada sizinle rekabet eden bir kişi olabilirim. Bu birlikte çalışamayacağımız anlamına gelmemeli. ATO’ya ne fayda sağlarız o önemli. Ben siyasette şunu öğrendim, insanlar yükseldikçe mütevazi olmalı. Siz göreve geldiğinizden beri yüksek egoyla Büyükşehir Belediyesi’nin davetlerine katılmadınız. Biraz önce Sayın Başkan’la (Melih Gökçek) bir görüşme yaptım. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci’yle görüşmüş. Siz Sayın Bakan’a, ‘Büyükşehir fuar alanından çıksın biz yapalım’ demişsiniz. Büyükşehir Belediyesi diyor ki, ‘Ben buradan çekileyim ATO yapsın. 2 yıl içerisinde burayı bitirme şartı koyalım. Eğer 2 yıl içerisinde bitiremezse inşaatla birlikte Büyükşehir’e devretsin.’
Ben buranın meclis üyesi olarak burada her şeyi yapmaya hazırım. Ama tek ricam ben size rakip oldum diye bunu ego yapıp faturayı ATO üyelerine ödetmeyin. Ben yanınızdaki pahalı danışmanlarınız gibi ücret de istemiyorum. Ben bir kardeşiniz olarak yardım etmeye hazırım. FETÖ’cü meclis üyeleri hariç bana oy versin vermesin herkese aynı mesafedeyim.
* * *