Paylaş
Mutfağın uçsuz bucaksız dünyasında, bazı malzemeler lezzetleri, çok yönlü kullanım alanına sahip olmaları ve besin değerleriyle öne çıkar. Benim gerçek bir cevher olduğunu düşündüklerimden biri kabak mesela... Hemen her ülkenin mutfağında önemli bir yeri var. Bu mütevazı yaz lezzeti, ‘hafif’ tadı ve yemeklere kolay uyarlanabilir doğasıyla, mutfakta bize pratiklik de sağlıyor bence.
KIZARTMADA, GÜVEÇTE, DEREOTLU KEKTE
Kabağı mutfağımızın en değerli malzemelerinden biri yapan nedenler onun özgün tat profilinde saklı. Yemeklere hafif tatlı bir lezzet katarak çekiciliğini arttırıyor. Pişince yumuşacık hale gelen bu sebze, tenceredeki diğer bileşenlerle uyum içinde ve onların tadını bozmuyor. Kızartma, güveç veya makarna gibi yemeklerde de kullanılabiliyor, dereotlu bir kekte de... Bana sorarsanız bu sebze yaratıcılığımızı konuşturabileceğimiz çok fazla seçenek sunuyor bize.
Kabakla yapılan şaheserlerden biri, ratatouille (ratatuy diye okunuyor). Geçmişi Güney Fransa’daki Provence bölgesine uzanan bir yemek bu... Elbette kökeniyle ilgili tartışmalar var ama ilk kez 18’inci yüzyılda yapıldığına inanılıyor. Yaz sebzelerini lezzetli ve bir o kadar güzel görünecek bir şekilde değerlendirme arzusundan doğmuş... Akdeniz ve Provence mutfağından etkilenen ratatouille, kısa sürede bölge mutfaklarının temel malzemesi haline gelmiş.
‘Ratatouille’ filmi yemeğin ilham veren ve insanları bir araya getiren gücünü de sergiliyor bence.
Geleneksel malzemeleri arasında kabak, patlıcan, biber, soğan, sarımsak ve kekik olur. Hepsi kısık ateşte birlikte pişirilir ve tatlarının birbiriyle hemhal olmasına izin verilir. Ortaya çıkan, tüm sebzelerin doku ve tatlarının uyumlu bir karışımı olur.
Ratatouille, aynı adlı animasyon filmi sayesinde çok geniş kitleler tarafından tanındı aslında.... Yönetmenliğini Brad Bird’ün üstlendiği bu 2007 yapımı film, iç açıcı hikâyesiyle izleyenleri eğlendirirken aynı zamanda mutfağın dünyasını anlatarak benim de kalbimi çalmıştı. Ratatouille yemeğinin yaratılışını güzel bir şekilde tasvir ediyor, yemeğin ilham veren ve insanları bir araya getiren gücünü de sergiliyor bence... İzlemediyseniz görmenizi, sonra da bu yemeği benim tarifimle pişirmenizi dilerim.
Yarımşar patlıcan, domates, kabak ve yeşil biberi ufak ufak doğrayıp tavaya atın. Yemeklik doğranmış 1 soğan, ezilmiş yarım diş sarımsak, 2 yaprak fesleğen, 1 dal biberiye, 1 dal kekik, 50 ml zeytinyağı, 20 ml balsamik sirke, tuz ve karabiber ekleyerek soteleyin. Sebzeler pişince biberiye ve kekiği çıkarın, kalanı blender’da püre haline getirin. Fırın kabının zeminini bu sosla kaplayın ama sosun bir kısmını ayırın. 2’şer patlıcan, domates ve kabağı ince halkalar şeklinde doğrayın. Kalan sosu üzerine dökün. 150 derece fırında 25-30 dakika fırınlayın. Afiyet olsun!
Paylaş