Paylaş
Geçtiğimiz gün belli ki yaşı genç bir sürücü arkadaşımız, sağdan soldan yardıra yardıra çakarlı arabasıyla öne geçmeye çalışıyor.
“Ne yapıyorsun” diyen diğer arabadaki sürücüye ise “Onun yeğeniyim, bunun kuzeniyim” diyor.
Bu görüntüler sosyal medyada yankı buluyor.
Sonrası mı?
Yalan beyan, çakar tertibatı...
145 bin TL para cezası. Üstüne araç ve ehliyet trafikten men edildi.
Eeee peki ailesi bu genç kardeşimize öğretmiyor mu?
Birinin yeğeni bile olsa, böyle şeylerin her yerde söylenmemesi gerektiğini...
Hele ki trafik önceliği olan çakarlı arabanın neden kendisinde olduğunu...
Ahh ahhh...
Çocuklarınızı takip edin. Çocuklarınızla arkadaş olun.
Çocuklarınıza sahip çıkın. Sonuçlarına siz katlanıyorsunuz.
Onlar ise erken yaşta yaptıkları kalıcı hatalar yüzünden bedel ödüyorlar.
Umarım ibret olur herkese böyle cezalar ve bir daha yaşanmaz...
Konu “anne” olunca
Bilmiyorum, sizin de dikkatinizi çekti mi ama iki olayın ortak noktası anne...
Birinde üzüntüden gözümüz doldu, birinde duygusallıktan...
Geçen hafta annesini kaybeden Tarkan, profesyonellik gereği tabii ki hayatına -zor da olsa- devam etmek zorunda kaldı.
İlk konserinde annesinin dev resminin sahnede belirmesiyle gözyaşlarını tutamadı.
Hüngür hüngür ağlarken herkesin de gözü doldu.
Onun dışında, iki farklı duygu...
“Ne alaka” demeyin bana ama Beyoncé, konserine ilk kez 8 yaşındaki kızı Rumi’yi çıkardı.
İzleyenler görmüştür:
Kalabalık karşısındaki heyecanı, gülümsemesi, sürekli el sallaması...
Ve devamında şarkı söyleyen annesine dönüp sarılması...
Beyoncé’nin şarkıyı yarıda kesip kahkaha atması...
Bu iki olaydaki ortak nokta yine anne...
Birinde yaşanan kayıptan sonraki evladın duygusu ve gözyaşları...
Diğerinde ise bir anne olarak çocuğunun sahnedeki heyecanıyla alakalı, içgüdüsel olarak evladına sarılıp yaşadığı gurur diyelim...
Dünya starı da olsan, işin içine “anne” ya da “annelik” girince profesyonellik rafa kalkıveriyor.
Paylaş