Şimdi ikinci el kullanmak bütün dünyada yaygınlaşıp trend oldu. Büyük alışveriş siteleri kategorilerine ikinci el kısmını da ekledi ve ciddi satışlar elde edilmeye başladı.
Tabii ki bazı kriterler mevcut.
Ürünlerin kullanılabilir halde olması, faturasının olması, orijinallik kontrollerinden geçmesi gibi.
Türkiye’nin lüks alışveriş mağazası Beymen Grup da başlamış ikinci el pazarına.
İlk etapta sadece kendi mağazalarından alınan çantaların ikinci elini satışa çıkararak nabız yoklayacaklar.
Beymen’den alıp kullanmadığınız ve değiştirmek istediğiniz çantaları faturasıyla beraber ulaştırırsanız, belli kontrollerden geçip tekrar satışa sunuyorlar.
Benden söylemesi...
Tabii ki müzik dünyasının kraliçesi Beyoncé!
7 yılın ardından 96 konserlik bir turneye çıkan, dünyanın dört bir yanındaki hayranlarına ulaşan, asla yorulmayan, asla yaşlanmayan 43 yaşındaki starın her konseri ayrı bir şov, her konseri ayrı bir izdiham.
Sesine, dansına zaten bir şey denemez ünlü yıldızın.
Canlı performansıyla dünyayı kasıp kavuruyor.
Konserlerine giden tüm hayranları, tek bir ağızdan şarkılarına eşlik ediyor.
Öğrendim ki kraliçe her konserinde dünya markalarının kendisine özel ürettiği kıyafetleri giyiyormuş.
Hatırlayın o dünya starlarının yarış halindeki koşturmalarını, Türk starların dünya markası mücevherleriyle estire estire poz vermelerini...
Bu seneki festivalin fotoğraflarına baktım da bayağı vasat buldum.
Film festivali ve kırmızı halıya dair hiçbir şey göremedim.
Projesi olmamasına rağmen her sene festivale katılan Meryem Uzerli yine kırmızı halıdaydı ve en iyi partilerdeydi.
Projesi yok derken yanlış anlaşılmasın, demek ki iyi kontaklar kurmuş da her yıl gidebiliyor Cannes Film Festivali’ne.
Onun dışında Türkiye’den götürülen oyuncuların tek işi dondurma reklamı yapmak gibi geldi bana.
Ne diyeyim, Kahramanmaraş’tan şov için dondurmacı gitse inanın daha çok ilgi çekerdi.
Neyse, düğün vesilesiyle gitmiş oldum.
Şehir tahmin edersiniz ki bir çöl. Hava gündüzleri 35 derece civarında, akşamlar ise 15-16 derecelerde.
Biz Namaskar Palace Otel’de konakladık.
Oranın en eski, en otantik otellerinden.
Ekipçe kalabalık olduğumuzdan otelden çok çıkma ihtiyacı hissetmedik.
Otelin yemeklerini kimse beğenmedi. Ben öğünlerimi somon füme ve krem peynir ile geçirdiğim için yemekleri pek tatma fırsatım olmadı.
∆ Dua Lipa: MET Gala’nın ev sahiplerinden olan ‘Dom Dom Kurşunu’ Dua Lipa, Chanel’in ikonik kıyafeti ve boynundaki 10 milyon dolarlık kolyesiyle boy gösterdi gecede. Elbise yaşına uygun olmayıp onu büyük gösterse de, kusursuz mu kusursuz Dua.
∆ Naomi Campbell: Karl Lagerfeld’le uzun yıllar çalışmış olan bir model olarak geceye çok ‘sakin’ bir kılıkla katılmış Naomi. Yakışmış yakışmasına ama modacıyı iyi tanıyan biri olarak ondan esinlenebilecek en şanslı isimlerdendi. Belki de “Ters köşe yapayım, zaten herkes saçmalar bu gecede” diye düşünmüştür...
∆ Jennifer Lopez: Yaş olmuş 50, dünyanın en ikonik, en tarz kadını olmuşsun, temayı, konsepti hiç mi anlamadım be JLo? Yemin ederim sokakta tayt-tişört, elinde bir kroko Hermes çantayla daha iyi duruyorsun. O nasıl bir elbise güzelim! Porto Riko’da kuzenin Katerina’nın düğününe gidiyor gibi olmuşsun. Otur sıfır, sınıfta kaldın! Sen bence bir şarkı çıkar, zamanı geldi. Moda yarışına biraz ara ver.
∆ Rihanna: “Siz beni ev sahibi yapmazsınız ama ben gelirim, bütün ilgiyi de üzerime çekerim” demiş Rihanna. Chanel’in ikonik kamelyasını Valentino elbisesinde öyle bir kullandırmış ki, adeta gecenin en ikonik kadınıydı. Rahmetli Karl yaşıyor olsaydı inanın o da gecenin starı olarak Rihanna’yı seçerdi. Efsanesin be kadın! Yıldız, yıldız, yıldız...
Ama karabulutlar gezmeye başladı evliliklerinin üzerinde.
Kadir Doğulu’nun kadınlarla sarmaş dolaş çekilmiş görüntüleri geziyor her yerde.
Videoları durdurup anı yakaladığında öyle bir görsellerle karşılaşıyorum, ki sanki senelerdir berabermiş ve aşk yaşıyormuş gibi yanındaki kadınla.
Yanlış anlaşılmaya çok meyilli fotoğraflar.
İki taraftan da henüz bir açıklama gelmedi.
Ne Kadir o videolarla alakalı bir açıklama yaptı ne de Neslihan.
Kadir’i tanıyan biri olarak samimi davranışlarını, konuşmalarını, yakın temaslarını bilen biriyim. Çok da konduramıyorum aldatma olayını.
Dünya starları akın akın Coachella Festivali’ne koştu.
99 yılından beri Amerika-Kaliforniya’da gerçekleşen festivalde rahat şıklık, eğlence ve sokak lezzetleri yer alıyor.
“Hiç gittin mi?” diye sorarsanız, gidemedim ama merak etmiyor değilim.
Eskiden Türkiye’den çok giden olurdu.
Bu sene nedense hiçbir Türk gitmedi, neden acaba?
Yine aşklar ve aykırı kıyafetler gündem oldu festivalde. Leonardo DiCaprio ile Irina Shayk yakınlaştı mesela.
“Neden” diyeceksiniz.
Örneğin birisinin başkası hakkında yazdığı eleştiriyi beğenmen halinde hemen telefonun çalıyor, “Ooo hakkımdaki yazıyı hemen beğenmişsin” diye. Halbuki sen belki de yazıyı okumadan beğeniyi basmışsın fotoğrafa. Son 2 senedir bu yüzden yorumları okumadan beğeni yapmaz oldum ben.
Ah bir de aile büyüklerimiz yok mu! Ah bu anneler, ah bu babalar! Onlar sadece eğlence için, bizleri veya ünlüleri takip etmek için kullanıyorlar sosyal medyayı. Çoğu önemsemeden basıveriyor beğeni butonuna. Sonra kıyametler kopuveriyor.
Hele bir gün babamın bir kız arkadaşıma “Canım kızım Babalar Günün kutlu olsun” yazmasından sonra bunu iyice tescilledim.
Kız arkadaşımın cevabı çok kibardı:
“Teşekkür ederim Zafer amcacığım ama ben anneyim, öpüyorum ellerinizden.”
Ne diyorsunuz, sizin anneleriniz, babalarınız da yapıyor mu böyle şeyler?
Lüks tüketim sınır tanımıyor