Paylaş
Gezelim görelim diyorum, çünkü bahsettiğim yerlere merak edip giden okurlarım var.
Sokakta karşılaştığım kişilerin önerdiğim ve bahsettiğim yerleri, yemekleri, kokteylleri deneyimleyip beğendiklerini söylemeleri çok hoşuma gidiyor.
Gözden kaçırdığım bir detay varsa onları da söylüyorlar bana.
Bu kez Atina’dan bahsedeceğim benim gibi gezme meraklılarına.
Geçtiğimiz perşembe akşamı evde otururken evlilik yıldönümleri için Atina’ya giden iki yakın arkadaşım “Keşke sen de bizimle olsaydın” diye mesaj attı.
Dayanabilir miyim, gece 02.00 uçağıyla hop soluğu Atina’da aldım!
Zaten 1 saatlik uçuş. Gece yarısı havaalanı da bomboştu.
Saat 04.00’te yataktaydım bile.
Uyudum ve muhteşem güneşli bir güne uyandım.
Kahvaltıdan sonra günün keyfini arkadaşlarımla birlikte çıkardık.
Hemen sizlere gittiğim mekânlardan kısa kısa bahsedeyim, listenize ekleyin...
◊ Queen Bee:
Kahvaltısı ve taze taze fırından çıkan kruvasanları muhteşem. Bir sabah mutlaka deneyin derim. Hafta sonları 1 saate kadar bekletebiliyorlar, sinirlenmeyip beklerseniz pişman olmayacaksınız.
◊ WooWoo:
Atina’nın mükemmel mekânlarından birisi. Ortada kocaman bir bar var ve insanlar etrafında dans ediyor. Kıpkırmızı Moulin Rouge havasındaki dekoru ve lezzetinden parmaklarını yiyeceğiniz yemekleri çok başarılı. Sahneye çıkan Antonis de enerjisiyle sizi dansa çağırıyor. Atina’ya giderseniz, buraya uğramadan dönmeyin.
◊ Balthazar:
New York’un eski olmasına rağmen hâlâ popüler mekânları arasında yer alan Balthazar, Atina’da güzel bir şube açmış. Havaların güzel olmasından dolayı bahçe kısmı komple açıktı ve içerisi full’dü. Yemekler ve servisi “Vaov” dedirtecek kadar olmasa da, yemek sonrasındaki o kalabalık güzeldi. Cuma ve cumartesi akşamları müziğin sesinin yükselmesiyle saat 23.30 itibarıyla adım atacak yer kalmıyor mekânda. Eğlencesine diyecek bir lafım yok kesinlikle...
◊ Zurbaran:
Atina’ya giden herkesin bildiği bir mekândır. Mutlaka bir uğranır. Yemeğe yer bulamayanlar, yemek sonrası bar kısmına giderler. Biz de yemekten sonra kalabalık bar çevresinde kendimize bir yer edindik, dansımızı ettik, arkadaşlarımızla buluştuk.
Oradan hoppp
başka bir mekâna geçtik. Bardaki arkadaşların elinden mutlaka birer kokteyl deneyin derim.
◊ Dybbuk:
Zurbaran ve WooWoo eğlencesi bitince, aramızda “Şimdi nereye gidelim” diye konuşurken, bir arkadaşımın önerdiği Dybbuk geldi aklıma. “Haydi yürüyün yer buldum” dedim, mekâna giriş yaptık.
Kapıda Mykonos’tan tanıdığım çocuklar olunca, girişimiz kolay oldu. İçeri girince iki kat aşağıya iniyorsunuz.
Belli ki sadece bilen Yunanlılar geliyor buraya.
Ortada, DJ’in etrafında dans etmek gayet keyifli ama karanlıktan saatin kaç olduğunu anlayamıyorsunuz, dikkat edin sabahlamayın siz de bizim gibi...
Çok keyifli bir 72 saat geçirdik şehirde, eğlendik geldik.
Şu notu da ekleyeyim; asıl Atina zamanı aralık ayı itibarıyla başlıyor. Bilginiz olsun gezgin okurlarım...
Paylaş