Haftalardır Galler Prensesi Kate Middleton’a neler olduğunu tüm dünya merak ettik.
Endişeyle komplo teorileri de ürettik.
İnternette her haber tıklanıp takip edildi.
Prenses, sosyal medyada günlerce trend oldu.
Aslında saray prensesin özel bir sağlık sorunu olduğunu ve bu yüzden görüntülenmediğini belirtmişti.
Yine de tüm detayları bilmek bizim hakkımız mıydı?
Bence hayır...
Aralık ayı sonundan beri ortalarda gözükmeyen prenses geçen hafta herkesin yüreğine dokunan bir açıklamayla karşımıza çıktı.
Popüler kültüre hizmet etmek için mesleklerini, diplomalarını yok sayıp “Ben influencer olacağım” diyen çok kişi var.
Eee herkesin kendi hayatı, kimse bir şey diyemez tabii ki.
Sosyal medyada mesleğini doğru bir şekilde pazarlıyorsan sorun yok.
Ama mesleğini unutup başka şeylere yöneliyorsan, orada sıkıntı başlıyor.
Amaaannn ne de olsa herkesin kendi sayfası, kendi sorumluluğu.
Bize düşen izlemek ya da izlememek, öyle değil mi sevgili okuyucularım?
Asıl konumuza gelmek istiyorum...
Son dönemde bazı markalarla proje toplantıları yaparken,
Geçen hafta moda haftası nedeniyle Paris’teydim.
Kalabalık bir masada arkadaşlarımla yemek yiyorum.
Yan masada da 50-52 yaşlarında bir adam tek başına oturmuş yemeğini yiyip içeceğini yudumluyor.
Arada laf atıp sohbete dahil olmaya çalışıyor.
Tabii biz de nezaketen cevap verip kısa kısa sohbet ediyoruz.
İnsan canlısı bir toplumuz biz, kibarlığımızdan ödün vermeyiz.
Ama gelgelelim adamın WhatsApp sayfası sürekli açık ve mesajlaşıyor.
En iyisi kesinlikle Paris’tir...
Her zaman ışıl ışıl, cıvıl cıvıl ve çok hareketli Paris’teki organizasyon.
Ben de ani bir kararla kendimi atıverdim Paris’e. Şehrin restoranlarında, eğlence mekânlarında herkes keyif içinde.
Bütün dünya starları, bütün fenomenler kendilerini göstermek ya da davetli oldukları defilelere katılmak için soluğu bu şehirde almış.
Moda haftasının kapanışını tabii ki modanın devleri Chanel ve Louis Vuitton yaptı.
En keyiflisi de kapanış partileriydi.
Eskiden cüzdan, telefon çalma şeklinde gerçekleşen olaylar bayağı korkutuyor artık.
Geçtiğimiz günlerde Paris’e giden iki kız arkadaşımın başına gelenler de bana “Yok artık” dedirtti.
Arkadaşlarım, baş başa şık bir yemek için Paris’in ünlü restoranlarından birine rezervasyon yaptırıp gitmiş.
Kızlardan biri başı ağrıdığı için oteline dönmek istemiş.
Taksiye binmiş ve konakladığı, geceliği 1500 Euro (50 bin TL) olan otelinin kapısında inmiş.
Ancak kapıda maskeli üç kişi tarafından tartaklanmış, yerlerde sürüklenmiş ve çantası çalınmış.
İşin acı tarafı otelin kapısındaki güvenliklerin gözü önünde yaşanmış olay.
İnsanların teknolojinin kölesi olduğu bir dönemde ergen çocukların tripleri ve davranışları da cool’lukta yeni bir çığır açıyor!
Eee ne de olsa onların dönemleri geliyor artık.
Şimdi üniversitelerde okumaya yeni başlayan gruplardaki trip ne biliyor musunuz?
Sosyal medya kullanmamak.
Hatta ve hatta telefon kullanmamak.
Geçtiğimiz günlerde bulunduğum sohbet ortamında annelerinin yanına gelen 16-18 yaş arasındaki gençler, sosyal medyayı kullanmadıklarını söyledi.
Şaşırmamak elde değil. Bu kadarıyla kalsa iyi.
Resmen beynine kan sıçratmışlar.
Senelerdir tanıdığımız Acun Ilıcalı’yı “Survivor” yarışmacıları Nagihan ile Aleyna çıldırtmayı başardı.
Saygı duydum kızlar size!
Yıllardır neredeyse tüm Türkiye ile uğraşıp sinirlenmeyen ve sakinliğini koruyan Acun Ilıcalı’yı nasıl oldu da bu hale getirdiniz, vallahi bravo! Görmeyenlere kısaca bahsedeyim...
Nagihan ile Aleyna birbiriyle kavga edince, Acun Ilıcalı çıldırıyor ve bağırıp çağırmaya başlayıp etrafındaki sandalyeleri fırlatıyor. Aman diyeyim Ilıcalı’nın o tatlı, sempatik tarafını kaybetmesine yol açmayın kızlar.
Bakın patronlar da çıldırabiliyor.
Sen sinirlenme Acun abi, sempatik hallerinle daha tatlısın, sinir yakışmıyor sana...
Değişen Dubai
Bir taraf “Pavyonlar kapatılsın” derken, diğer taraf “Pavyon bir kültürdür, ne münasebet” diyor.
Ortalık yangın yeri...
Kanal D’de yayınlanan, Yılmaz Erdoğan imzalı “İnci Taneleri” dizisi henüz yayına başlamadan, Dilber karakterini canlandıran Hazar Ergüçlü’nün dans sahnesiyle gündeme damgasını vurdu.
Birçok kişi soluğu dans derslerinde aldı ve bir anda her yerde Dilber’in dans ettiği şarkı çalmaya başladı.
O kadar ki gece uyurken beynimizin içinde bile çalar oldu şarkı.
Şimdi gelelim tartışmaların asıl başlıklarına...
Biri çıkıp “Pavyonlar kapatılsın” dedi. Demet Akalın ise “Aaaa ne yapacak insanlar, daha neler!” diye karşılık verdi.