Evet radarıma giren bu event meğer 7 senedir dünyanın her yerinde parti yapan bir firmanınmış.
Monkey Project diye üç ortak tarafından kurulan firma Bali, Londra, Tulum, Çeşme, Bodrum her yerde dünyaca ünlü DJ’ler ile partiler yapıyorlar.
30 bin kişi katılıyor çoğu event’lere aman aman maşallah... Şimdi duyumlarıma göre ağustos ayında Tersane İstanbul’da Kayna Music isimli DJ performansı getiriyorlarmış ve İstanbul’u sallamayı düşünüyorlarmış. Ama loca fiyatları iddialara göre 400 bin TL civarında olacakmış.
Hadi bakalım İstanbul eğlenceye hazır olsun diyelim mi diyelim...
O ne kılık be tatlım
Ay ay ay Elle dergisi yine yılın gecesine imza atmış, herkes oradaydı ve şıklık yarışındaydı. Tabii ki marjinal olacağım diye gözlerimizi kanatan isimler de yok değildi. Onlara hiçççç değinmeden asıl bana havale geçirten birisi vardı: Evet Özgü Kaya...
Aman Allahım aman yarabbim... O tulum, o bandana, o tulumun detayları, önündeki güller mi yıldızlar mı nedir bilemedim...
Farklı isimler konserler vermeye başladı ama en ilgimi çeken kim oldu biliyor musunuz? Dimash Kudaibergen...
Kazakistanlı bir star.
5 milyon takipçili, sesi dünyada ünlü tenorler arasında yer alan bir isim.
Konser alanını hınca hınç doldurmuş mu doldurmuş.
Sesiyle müzik otoriterlerini büyülemiş ve bayağı bayağı konser serilerine devam ediyormuş. En kısa zamanda bu sesi dinlemeliyim...
İyi ki doğdu kraliçe
Ay ay ay önceki gece sürpriz bir doğum günü ile Gülşen’in yeni yaşını kutladık.
Son dönemin popüler yıldızı, sahne kaşesini milyon liralara çıkaran şarkıcı, yaşadığı aşkla erkeklerin nefretini de kazanan o kişi, yani Mert Demir.
Evet, benim de listemde en az üç şarkısı mevcut.
Sahne şovuna, repertuvarına ve ikonik dansına diyecek lafım yok.
Amma velakin geçtiğimiz günlerde katıldığım bir düğünde seçtiği yanlış şarkılarla beni çok şaşırttı Mert. Hiç mi hareketli şarkı bilmiyorsun be Mertciğim?
Düğünde sahneye çıkmışsın, “Depresyondayım Unutuldum Aldatıldım” şarkısını söylemek aklına nasıl gelir, anlamadım.
Bayılttın bizi düğünde, bayılttın!
Bir “Erik Dalı” öğren, bir “Gülüm Benim” öğren, bir “Salla Salla Gül Memeler Çağlasın” öğren, oynat herkesi, kopart milleti.
Düğün sahnesi başka şeydir, bunu öğretin çocuğa.
Birkaç ay önce açılan Hiema isimli restorana ise birazcık rötarlı gittim.
Ama sonra “Neden bu kadar geciktim” diye kendime söylendim.
Armutlu bölgesinde modern dizaynı, güler yüzlü ekibi, cool müzikleri ve gelen misafirleriyle kısa zamanda kendine yer etmiş bile Hiema.
İstanbul gece rehberinde iki akşam üst üste gittiğim mekânda Çağatay Ulusoy’dan Mert Yazıcıoğlu’na birçok ünlü isimle de karşılaştım.
Yemeklere gelince...
Başlangıçlardan yufkaya sarılı karides enfes. Suşiler mükemmel. Kokteyllerinden de adaçayı ile yapılanı denemeden kalkmayın.
Hayırlı olsun Hiema İstanbul’a...
Mayıslar bizimdir dedikleri
Tek tek sayıyorum size izlenimlerimi:
◊ Özgüveni tavan.
◊ Konuşması gayet akıcı ve profesyonel. Sanki 19 yaşında bir genç değil, 35 yaşında bir yetişkin konuşuyor.
◊ Sorulara düşünmeden tak tak cevap verdi.
◊ Eski takımı ve başkanıyla ilgili sevgi ve övgü dolu sözler söyledi.
◊ Milli duygusunu kaybetmemiş, tam tersi daha da yükseltmiş Arda.
◊ Ailesinden bahsederken şükür ve minnetini dile getirdi.
Yeni moda akran zorbalığı.
Ne mi bu? Okulun popüler, beğenilen kızlarına ya da erkeklerine yapılan kötü muamele...
Ufak ufak gruplaşmalar, öğrenciler arasında olağan şeylerdir kabul.
Ama gruptan birisi okuldaki güzel bir kızla veya yakışıklı bir erkekle konuşursa eyvah!
Diğer grup üyeleri hemen devreye girip “Onunla konuşmayacaksın, selamlaşmayacaksın” diye direkt uzaklaştırıyor iki arkadaşı.
Dönem içinde kavgalar ve okul değiştirmelerle sonuçlanabiliyor bu durumlar.
Tabii ki bunlar sadece ergen yaş gruplarında olmuyor.
Bir şarkı yaptı, çok sevildi, çok dinlenildi.
“Ateşe Düştüm” dedi, herkesi ateşlere düşürdü, listelerin başına yerleşti.
Sonra Serenay Sarıkaya ile aşk yaşadığı haberleri çıktı, tabii ki popülaritesi çarpı üç oldu!
Mekânlar, markalar peşine düştü.
Önce bir markanın yüzü oluverdi, hemen ardından ilk mekân deneyimini Cahide’de yaşadı.
Gidenlerden tam not olmasa da geçer not aldı. Yorumlar genelde “Sahnede sürekli poz veriyor gibi” şeklindeydi.
Eee kötü bir şey değil poz verir gibi şarkı söylemesi. Ne yapsın göbek mi atsın Mert Demir?
Demek ki konsepti o.
Yüz tanıma yöntemi ile hesap ödeme nasıl mı oluyor?
Markete gidiyorsunuz, alışveriş yapıyorsunuz ve kasaya gidip ürünleri geçirdikten sonra ödeme kısmına geliyorsunuz.
Tutar size söyleniyor ve yüzünüzü ekrana okutuyorsunuz.
Tamam, ödeme gerçekleşti. Gözleriniz ve gülümsemeniz market alışverişinizi ödemeye yetiyor.
Kartlarınıza suratınızı tanımlıyorsunuz. Bırakın para taşımayı artık kart bile taşımıyorsunuz.
Bu teknolojinin ilerleyişi beni benden alıyor. Dünyada işsizlik almış başını giderken bir de teknoloji yüzünden daha da artacak sanırım.
Acilen zamana ayak uydurmamız gerek. Yoksa çok geri kalacağız. Robot Sophia yardım et bize, “Geleceğe Dönüş” filmini yaşamaya başladık çünkü...
Güle güle üstat