’O fotoğraf’ ve ’öteki fotoğraf’...

TÜRKİYE, bir haftadır "O fotoğraf"ı konuşuyor.Atatürk’ün evinde çekilen fotoğrafı.

Önce bir hakkı teslim edelim.

Başbakan Erdoğan’ın ziyareti sırasında, Selanik’teki evin bahçesi hıncahınç doluydu.

Onlarca basın mensubundan sadece bir kişi, TRT’nin, Anadolu Ajansı’nın ve Başbakanlığın fotoğrafçılarının yanında içeri girmeyi başarmış.

O isim, Lütfü Karakaş.

Doğan Haber Ajansı’nın Edirne Büro Şefi.

"O fotoğrafı" çeken Lütfü Karakaş.

Yılın gazetecilik ödülünü Lütfü Karakaş’ın alacağını bugünden tahmin etmek, çok da güç değil.

* * *

Artık neredeyse belleğimize kazınan bu fotoğrafa, gelin bir başka açıdan bakalım.

Başbakan Erdoğan, anı defterindeki o sayfayı dönüp dönüp incelerken, yanındaki görevlilerin ne yaptıklarını hiç merak ettiniz mi?

Dışişlerinde görev yapanları saymasak bile, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na otuza yakın "görevli" refakat ediyor.

Yol olur diye korkarak yazıyorum.

Bizde eskiden de böyleymiş.

Ortalama bir Osmanlı paşası, 350 kişiyle gezermiş!

Refakatçi bolluğuna karşın, Başbakan Erdoğan o fotoğrafta yalnız...

En yakınında Devlet Bakanı ve AB Başmüzakerecisi Ali Babacan var.

Yüzündeki ifadeye dikkat edin, o aslında başka bir álemde.

O, her patlayan flaşta takındığı "klasik Ali Babacan pozunda"...

Fotoğraftan bile okunan Başbakan’ın ruh hali de, "ATAM" başlıklı bildiri de onu hiç etkilemiyor.

Dudaklarını kıpırdatmamaya özen gösteriyor.

Birisi ona her fotoğrafta tebessüm etmesini öğütlemiş olmalı.

Oysa yüzündeki ifade, tebessüm veya gülümseme değil ki...

Neyse...

Bu fotoğrafta "güç" var.

Bu fotoğrafta "hesap" var...

* * *

Gelelim "Öteki fotoğrafa"...

Daha bir eski.

Ama henüz unutulmamış.

Fotoğraf karesindeki herkes, Başbakan Erdoğan gibi.

"Bir tavrın" adamı.

Patlayan flaşlar veya güç umurlarında değil.

Ama asıl önemlisi, zaman zaman yazdığım gibi, "öteki fotoğraf" esasen bugünkünün varlık sebebi.

Zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, okuduğu şiir dolayısıyla máhkum edilmiş.

İşte o basın toplantısının fotoğrafı bu.

Hemen yanında Refah Partisi’nin önemli bir ismi duruyor.

Grup Başkanvekili Abdüllatif Şener.

Orada bulunuyor olması, o gün için de "aykırı" bir tavır.

Demek ki, "huy" çıkmıyor.

Dün Hoca’nın yanındaki Şener, bugünkünden farklı değil.

Sadece işine geleni söylemiyor.

Veya hesapla susmuyor.

Halbuki Erdoğan’ın aldığı ceza, Refah Partisi yönetimini çok da rahatsız etmemişti.

O gün, o fotoğrafta yer alanlar, "kamu vicdanı"nda yer buldular.

"Güç" de, "hesap" da, "Öteki fotoğraf"tan çok uzaktı...
Yazarın Tüm Yazıları