Barbaros Tapan

Oğlumun menajeri olmak isterdim

18 Kasım 2018
“Fantastik Canavarlar: Grindelwald’ın Suçları” (Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald) önceki gün gösterime girdi. Filmde genç Dumbledore’u canlandıran ünlü oyuncu Jude Law, Barbaros Tapan’la Los Angeles’ta buluştu. Merak edilenleri yanıtlayan oyuncu 7 Aralık’ta gösterime girecek diğer filmi “Vox Lux”ın detaylarını da anlattı.

◊ Filmde genç Dumbledore’u canlandırıyorsunuz. Sizden önce iki aktör aynı karakteri oynadı. Siz karakteri yaratırken onlarla aynı yönde mi ilerlemek istediniz yoksa tamamen kendi hayal gücünüzden mi yola çıktınız?

- İkisinden de biraz kattım. Zaten filmleri iyi biliyordum. Geriye dönüp tekrar çalışmadım. Karakteri romandan yaratınca, romanın yazarı aynı zamanda senaryoyu yazınca, karakterin geçmişinden çok fazla dokuya ve detaya sahip oluyoruz.

Yani Dumbledore birçok açıdan bilgi sahibi olduğumuz bir karakterdi. Ben ve oynayan diğer aktörler aynı kaynaklardan faydalandık. Benim geri dönüp daha iyi anlatmaya çalıştığım şeyler, içindeki karmaşa, drama, hengame ve çözülmemiş kişisel maceralar... Diğer iki aktör Dumblebore’un 100 yaşlarındaki halini oynadığı için bu hisleri anlatması gerekmedi...

◊ Geçen hafta Natalie Portman ile başrolü paylaştığınız, aralık ayında gösterime girecek filminiz “Vox Lux”ı izledim. Tamamen farklı iki film deneyimi sizin için...

- Kesinlikle. “Vox Lux”ı birkaç haftada çektik.

◊ Biraz anlatır mısınız iki filmin farklılıklarını?

- Farklı ölçekte iki filmde çalışmanın zevklerinden bir tanesi sizden talep edilenin ve setteki atmosferin farklı olması. “Vox Lux”a birkaç yıl önce dahil oldum. Senaryoyu sevdim. Geniş aralıklarla, seyrek yazılmış, spesifik bir senaryoydu.

Yazının Devamını Oku

Kariyerine 8 dolarla başladı

14 Kasım 2018
Dünyaca ünlü süper kahramanların yaratıcısı Stan Lee önceki gün hayatını kaybetti. Barbaros Tapan, 2016 yılında Hollywood’da bir araya geldiği usta sanatçının bilinmeyenlerini kaleme aldı.

“Örümcek Adam”, “Hulk”, “Thor”, “Demir Adam”, “Fantastik Dörtlü” ve sayısız birçok süper kahraman önceki gün öksüz kaldı...
28 Aralık 1922’de New York’ta Romanya göçmeni Musevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözlerini açan Marvel Comics’in kurucusu Stan Lee, 95 yaşında Los Angeles’ta hayata gözlerini yumdu.
Lee, kariyerine 1939 yılında ucuz, sıradan bir çizgi roman dergisinde haftada 8 dolara getir götür elemanı olarak başladı...
“8 dolar ile başlayan meslek hayatımın Hollywood’un milyarlarca dolar gişe yapan filmlerine dönüşeceğini milyon yıl düşünsem aklıma getirmezdim” demişti büyük usta.
2016’da Hollywood’da buluştuğumuzda; yüzünden eksilmeyen tebessümü ile harika bir çocukluk geçirdiğini anlatmıştı.
“Sıradan insanların sıra dışı hikayelerini okumayı çok severdim” demişti...FAVORi KAHRAMANI SHERLOCK HOLMES

Charles Dickens ve Mark Twain en çok sevdiği yazarlarmış... Okuduğum her hikayenin kahramanı, süper kahramandı demişti... Okuduğu hikayelerdeki kahramanlara her zaman ilgisi varmış en favori kahramanı da Sherlock Holmes’miş...

Yazının Devamını Oku

Korkunun yeni yüzleri

11 Kasım 2018
1977 yapımı korku filmi “Suspiria” yeniden çekildi. Berlin’deki bir dans okulunda yaşanan esrarengiz olayları konu alan film, ülkemizde önceki gün vizyona girdi. Filmde başrolleri paylaşan Dakota Johnson ve Tilda Swinton, Los Angeles’ta Barbaros Tapan’ın sorularını yanıtladı.

DAKOTA JOHNSON: iZLEDiĞiM EN KORKUNÇ FiLM HABERLER!

 ◊ Dario Argento’nun kült klasiği “Suspiria”nın yeni versiyonuyla beyazperdedesiniz. Orijinal filmi izlemiş miydiniz?

- Hayır, izlememiştim. Yönetmenimiz Luca Guadagnino’nun “Suspiria” için teklif getirmesinden sonra izledim ve favorim olan tüm sinemacıların etkilerini o filmde gördüm.

◊ Son dönemde korku-gerilim türünde filmlerle karşımızdasınız...

- İçinden geçtiğim bir dönem mi, hayatımın farklı bir evresi mi bilmiyorum. Benim de aklımdan geçmezdi gerilim dolu filmlerin içinde yer almak. Şimdiyse bu türü çok seviyorum.

◊ Birkaç yıldır film üstüne film yapıyorsunuz. Hangi noktada “oyunculuğum ve kariyerim açısından güvendeyim” diyeceksiniz?

- Yaptığım işte kendimi güvende hissetmiyorum, güvende hissetmek istiyor muyum onu da bilmiyorum. Çünkü bu bilinmezliği, öğrenmeyi seviyorum. Bu işi yaparken hiçbir zaman yeterli olamayacağımı hissetmem, bu gerçeğin bilincinde olmam belki de kendimi daha güvende hissettiriyor.

Yazının Devamını Oku

İlk kitabını yazdı: Kobe

7 Kasım 2018
Geçen hafta basketbol starı Kobe Bryant’ın ilk kitabı “The Mamba Mentality: How I Play”in Staples Center’daki davetine katıldım. Kobe’nin basketbolu bırakacağı gün yayımladığı Dear Basketball mektubundan sonra kitabını nasıl yazacağını merakla bekliyordum.


“The Mamba Mentality: How I Play”de basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından birinin, kaybetmeyi asla kabul etmeyen zihnine ve NBA’in usta fotoğrafçısı Andrew Bernstein’in fotoğraflarına daldım.

Kobe’nin mantalitesini kitaptan değil ama belgeseli “Muse”dan aklıma saplanan şu sözleri ile kısaca anlatacağım: “Bunun başarılması imkansız, yapılamaz, mümkün değil dersek kendimizi aldatırız. Benim beynim başarısızlığı kabul edemiyor, etmeyecek. Çünkü oturup kendimle yüzleşirken kendime ‘sen başarısızsın’ dersem, bu benim için ölümden bile daha korkunç bir şey.”

20 yıldır Kobe’yi yakından takip eden bir gazeteci olarak onun seviyesinde başka bir sporcuyla karşılaşır mıyım bilmiyorum.

Bildiğim tek şey Siyah Mamba’nın ders niteliğindeki kitabını, yeni jenerasyon sporcular mutlaka okumalı.

18 yaşındaki çocuk beni nereden tanıyabilir 

Kitap, bu sporda yer alan her profesyonelin içinde olmayı hayal ettiği Şöhretler Salonu (Hall of Fame) üyesi fotoğrafçı Andrew Bernstein’in fotoğrafları ile bakmaya doyum olmayan bir görsel şölen de sunuyor. Alanının en iyilerinden Andrew Bernstein, kendisiyle geçen yıl yaptığım röportajda Türk Hava Yolları’nın eski marka elçisi Kobe hakkında şöyle demişti: “Kobe ile ilk tanıştığım gün 18 yaşındaydı...

Yazının Devamını Oku

Kevin Spacey ile diziden sonra görüşmedik

4 Kasım 2018
“House of Cards”ın başrol oyuncusu Kevin Spacey hakkında çıkan taciz suçlamalarından sonra dizinin yapım ekibi yayını durdurma kararı almıştı. Spacey’nin kadrodan çıkarılmasının ardından dizinin yeni başrolü ve yapımcısı Robin Wright, yaşanan süreci anlattı. Barbaros Tapan ile Los Angeles’ta buluşan oyuncu, Spacey ile diziden sonra görüşmediklerini söyledi.

◊ 6’ncı ve son sezon... Benim kafamda da herkes gibi Kevin Spacey olmadan nasıl bir geçiş sağlandığı vardı? Sette Spacey hatırlandı mı yoksa hiçbir şey olmamış gibi devam mı edildi?

- Gerçekten adapte olunması gereken bir durumdu. Birçok görüşme yaptık. O dönem biraz zamana bırakıp işi durdurmaya karar verdik. Birkaç ay seçeneklerimizi tarttık, tartıştık. O süreçte şartlar çok ağırdı, ortam gergindi.

Kimse ne yapılması gerektiğini bilmiyordu. Hatırlarsan günlerce tüm bu olanlar önce haberlerde verildi.

Dizi ile ilgili karar vermeden önce göz önünde tutmamız gereken bir sürü şey vardı. Fanlar, dizinin geçmişi... Derken neden zamanından önce bitirelim diye düşündük.

Zaten hikayeyi kadın başkanla sonlandırmak istiyorduk. Hikayenin iskeletini çok değiştirmedik.

Değişen tek şey benim çok daha fazla sahnede yer almam ve yazım aşamasına daha çok dahil olmam oldu.

Aslında her şeye daha çok dahil olmam hoşuma bile gitti...

◊ Dizide ABD’nin yeni başkanı siz oldunuz. Böyle olunca karaktere yaklaşımınız değişti mi?

Yazının Devamını Oku

FreddIe beni terk etme

28 Ekim 2018
“Bohemian Rhapsody” 2 Kasım’da gösterime giriyor. Rami Malek, merakla beklenen filmde, 60’lı yılların sonunda Londra’da kurulan efsanevi grup Queen’in solisti Freddie Mercury olarak sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Barbaros Tapan, Malek ile Los Angeles’ta buluştu ve filmle ilgili merak edilenleri konuştu.

◊ “Bohemian Rhapsody” harika bir film olmuş, birkaç kere daha izleyeceğim sanırım. Freddie Mercury’nin keskin tavrı ile başlayalım mı? Sanatsal olarak yapmak istediğine engel olununca kontrattan vazgeçecek kadar cesur bir adam...

- Kesinlikle... Freddie ikna yeteneği yüksek bir adam. Vizyonuna, yapmak istediklerine engel olmak isteyenlere meydan okuyan bir tavrı var. Sanırım bu çocukluktan itibaren kimlik arayışında olmasından kaynaklanıyor. Freddie, İngiltere’ye göç etmiş sıradan bir ailenin üyesi. Ne zaman ki kendini ifade edebilecek platforma sahip oluyor, o zaman yapmak istediklerini korkmadan söylüyor.

◊ Çok hazırlık gerektiren bir roldü, öyle değil mi?

- Evet. Bu filme hazırlanmak, tiyatro okuluna geri dönmek gibiydi. Hayatımda elimi piyanoya sürmemiştim mesela, buna rağmen filmde tamamen kendim çaldım. Güne saat 11’de piyano dersi ile başlıyordum, 1’de müzik dersi, 3’te dans dersleri... Geri kalan zamanda da arşivlerdeki görüntülerini izliyordum.

◊ Bu rolün hakkını verebilmek için, içindeki divayı ortaya çıkardın diyebilir miyiz?

- Evet... Çekim dışındaki saatleri bile cesurca, hatta biraz yüzsüz şekilde Freddie gibi geçirdim. Saç, makyaj, bitmek bilmeyen kostüm provalarında tamamen Freddie gibi davranıyordum. Beni hazırlayanlara da çekim dışında olsak bile beni Rami gibi değil Freddie gibi düşünün dedim.

ONUN MARY AUSTIN İLE DE HARİKA BİR İLİŞKİSİ VARDI

◊ Filmin Live Aid konseri sahnesinda sizi değil de direkt Freddie Mercury’yi izlemiş gibi oldum. Konser sahneleri size ekstra bir endişe yaşattı mı?

Yazının Devamını Oku

Dünyanın en korkunç şeyi kaş aldırmak

21 Ekim 2018
“Game of Thrones” dizisinde canlandırdığı Tyrion karakteriyle sevilen Peter Dinklage, Fransız aktör Herve Villechaize’in hayatını anlatan “My Dinner with Herve” filminde rol aldı. Filmde Herve karakterini canlandıran oyuncu, New York’ta Barbaros Tapan’ın sorularını yanıtladı.

◊ Son filminiz “My Dinner With Herve”ün üzerinde çok uzun zaman çalıştığınızı duydum. Ne kadar sürdü filmi hayata geçirmeniz?

- Filmi yapmamız oldukça uzun zaman aldı... Yönetmenimiz Sacha Gervasi 2003 ya da 2004’te New York’a tiyatro oyunuma gelmişti. Oyundan sonra yemeğe gittik. Sacha o zamanlar “My Dinner With Herve”ü kısa film olarak yazmıştı. 25 sayfalık bir filmdi. Yemekte bana anlattı. Geçen süre içerisinde hep Herve ile ilgili konuştuk. Bir taraftan o başka işler yaptı, ben de başka işler yaptım. 14-15 yıl sonunda filmi hayata geçirmek için her şey yolunda gitti. HBO da filmi istedi ve yaptık.

◊ Senaryonun yazım aşamasına ne kadar dahil oldunuz?

- Sacha birkaç farklı taslak yazmıştı, onları okudum. Ama arayıp bu fikir hakkında ne düşünüyorsun, nasıl yapmalıyız diye sormadı. Filmin arkasındaki yaratıcı güç Sacha’ydı sonuçta...

◊ Sacha Gervasi size Herve hakkında birçok kaset verdiğini söyledi, izlediniz mi o kasetleri?

- İzlemedim... Yaşayan, nefes alıp vermiş bir insanı oynamanın en zor yanı da bu.

◊ Nedir?

- İmitasyondan kaçmak... İlk defa bir insanın hayatını oynadım. Herve’ün imitasyonu olmak istemedim. Eğer o kasetleri izleseydim Herve’ün kopyası olabilirdim. Büyük ihtimalle bilinçaltıma yerleşirdi o kasetler... Ben oyuncu olarak kendi yorumumu katmak istedim.

Yazının Devamını Oku

Jennifer ilham kaynağım

14 Ekim 2018
Başrollerini Jennifer Lopez ile Vanessa Hudgens’ın paylaştığı romantik komedi filmi “Second Act” (İkinci Perde) Türkiye’de 14 Aralık’ta gösterime girecek. Barbaros Tapan, Vanessa Hudgens ile Los Angeles’ta buluştu ve filmin detaylarını konuştu. “High School Musical” ile tanınan ve kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Hudgens, Lopez’e olan hayranlığını da anlattı.

◊ Son filminiz “Second Act”te başrolü Jeniffer Lopez ile paylaşıyorsunuz. İkiniz de hem şarkıcı hem oyuncusunuz. Nasıldı Lopez’le çalışmak?

- Ne kadar çalışkan bir kadın olduğunu gözlerimle gördüm. Dışarıdan nasıl meşgul bir kadın olduğunu hepimiz görüyoruz ama yakından şahit olunca daha iyi anladım. Jennifer yoğun iş günümüzde sahne aralarını bile farklı projeleri üzerinde çalışarak geçiriyordu.

◊ Mesela neler yapıyordu?

- Biz filmi çekerken Vegas Show’u hâlâ devam ediyordu. Şova yeni konseptler yaratmak için yaratıcı ekibiyle toplantılar yapıyordu. Her anını kendini daha iyi yapmak ve kariyerini ilerletmek için harcayan bir kadın. Bu duruma şahit olmak bana  hem ilham verdi hem de kariyerim için örnek oldu.

◊ Jennifer Lopez’in filmde anneni canlandıracağını duyunca nasıl hissettin?

- Jennifer’ın havası, aurası bir başka. Tabii gergin ve heyecanlıydım onunla karşılıklı oynayacağım için.

HAYATIMIN İKİNCİ PERDESİ

◊ Filmin adı “Second Act” (İkinci Perde) ama bence siz çok gençsiniz ikinci perde için...

Yazının Devamını Oku