Sörfün rüzgarı akılları karıştırdı

Son 1 aydır Alaçatılıyım. Öyle hafta sonları değil, bildiğin “yerlisiyim”, okur. Tabii ki, ayda bir yerin yerlisi olamıyorsun ama ucundan kıyısından biraz o hissi tadıyor insan.
Uzun zamandır unuttuğumuz bir şey geçenlerde köyün en önemli konusuydu burada... Rüzgar sörfü! Unutmuştuk çünkü, cafeydi, bardı, takıcıydı, gece kulübüydü, tasarım dükkanıydı, galeriydi darken; Alaçatı’yı Alaçatı yapan asıl sebep aklımızdan çıkmıştı. Bundan yaklaşık 40 yıl önce Almanlar tarafından başlatılan, sonrasında Türk sporcuların devraldığı sörf tutkusu olmasa (ve tabii Leyla Figen) bugün belki de Alaçatı, Alaçatı olmazdı.
Geçen hafta ne oldu?
Gazetelerde inanılmaz iddialar ortaya atıldı. İddia özetle şöyleydi. Çağla Kubat, Bora Kozanoğlu gibi hocaların başı çektiği 8 sörf okulu birleşmiş ve Port Projesi’ni durdurma kararı istemiyle valiliğe dilekçe vermişti.
İddiaya göre, bu yıl ikincisine başlanan Port Alaçatı Evleri projesi, dünyanın en güzel koyunun rüzgarını kesiyordu. Üstelik, bu evlerin önüne bağlanan ve Port Marina’dan çıkan tekneler, sörfçüleri çıldırtacak dalgalar ve kirlilik yaratıyordu.
Haber kokusunu alınca atladım gittim sörf plajına. Şampiyonları, hocaları, kendi kendine sörf yapıp rant peşinde koşmayanları, Port’ta ev sahibi olanları, olmayanları kısacası pek çok insanı dinledim.
Öncelikle, ortada valiliğe verilmiş bir dilekçe filan yok. Pek çok sörfçü, Alaçatı Port Projesi’nin ikinci etabının rüzgarı kesebileceğine inanmıyor. Ya da belediye ile papaz olamamak adına konuşmuyor.
Ama endişe duydukları, benim de sonuna kadar katıldığım bir konu var.
Birincisi, Port projesinin beş etaba kadar büyümesi ile birlikte, koya girip çıkan tekne sayısı şu andakinin 5-10 katına çıkacak. Koyun dalga ritmi bozulacak.
Teknesel atıkların ve sintinenin önüne geçilemeyecek. Zaman içinde su da sığ olduğu için kirlenme başlayacak.
Hiçbir şeyi tadında bırakmayı bilmiyoruz. Ben, Port evlerinin beş etaba kadar uzamasının, devamında uluslararası büyük otel zincirlerinin Çeşme’ye gelmesinin fayda değil, zarar getireceğine inanıyorum.
Evet, 10 yıl önceki 5 bin nüfuslu köyümü özlüyorum. Var mı?

Melek Toraman
Ben hem Port Evleri’nin ikinci fazının rüzgarı bloke ettiğini hem de teknelerin şu anki sayısıyla bile büyük kirlilik yarattığını düşünüyorum. Pek çok arkadaşım da benim gibi düşünüyor. Rüzgar kalitesi değişti. Sörfte düşük enerji var. Yaz boyunca uygulanan inşaat yasağına uyulmadığı gibi, suyun içinde yat atıkları yüzüyor. Gelecekten endişe duyuyorum. Dünyada böyle bir sörf cenneti yok. İnsanlar farkettiğinde çok geç olacak.
* Tasarımcı. Altı senedir sörf yapıyor. Türkiye klasmanında üçüncülük ve ikincilik, dünya klasmanında dokuzunculuk dereceleri var

Hüsnü Baylav
Koydaki tekne trafiğini şimdiden kontrol altına alamazsak ileride büyük sıkıntı yaşarız. Farklı konularda, farklı şikayetleri olan sörfçüler ve okullar var. Ben bunların masaya yatırılacağı, okulların ve belediyenin de hazır bulunacağı, dünyadan sporcuların da konuk edileceği bir sorunlar ve çözümler sempozyumu düzenlemeyi öneriyorum.
* Eski milli sörfçü. Alaçatı Turizm Derneği Başkanı

Moris Eskinazi
Projenin herhangi bir rüzgar blokesi yaşattığına inanmıyorum. Burada asıl önemli konu, teknelerin giriş ve çıkışlarda kurallara uymaması. Bize sörf yapmamız için gösterilen alanlarda, daha düne kadar okulların tuvaleti bile yoktu. Bu yıl çevre düzenlemeleri yapıldı ve belli zorunluluklar getirildi. Ama yine de yapılanlar dünyanın en iyi sörf merkezinden bahsediyorsak yeterli değil.
* İşadamı. 10 seneyi aşkındır Alaçatı’da sörf yapıyor. Master sınıfında çeşitli Türkiye dereceleri var.

Ertuğrul İçingir
Port Evleri’nin ikinci etabı onlarca katlı gökdelenlerden oluşmuyor. O nedenle sörfçülerin rüzgarını bloke edeceğini ya da kalitesiz bir rüzgar hareketine neden olacağını söylemek zor. Bu görüşü mantıklı bulmuyorum. Benim endişem, zaman içinde bu alanda tekne sayısının artmasıyla birlikte koyda, kontrol edilmesi güç bir trafik oluşması. Uzun vadedeki sıkıntımızın bu olacağından endişeliyim. Bu konuda hassasiyet gösterilmesi ve önlemler alınması şart.
* Dünya sıralamasında altıncılığa kadar yükselen, 2004 Atina Olimpiyatları’nı dördüncü bitiren milli sporcumuz.