Bahar Akıncı

Uçurtmalar Alaçatı’da, Buika Arena’da Central Park konseri Fuar’da

25 Mayıs 2013

HEPİMİZ için zor bir haftaydı geçtiğimiz hafta. Reyhanlı’nın izlerini silinmeden Alkol Yasası Meclis’ten yumuşatılarak geçti. Türkiye’de yeni yeni gelişmekte olan şarap kültürüne olumsuz yönde etki edeceği şüphesiz.
Lodos yüzünden çıkan yangınlardan İstanbul, Çanakkale ve Bodrum’daki ormanlar büyük zarar gördü.
Eski OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu, sırlarıyla birlikte yaşamına son verdi.
Kadın cinayetleri hız kesmeden devam etti.
Ataerkil ülkemin şiddetsever kocaları; vicdan dinlemeden yollarına devam etti.
Halbuki aylardan Mayıs’tı. Halbuki mevsim bahardı. Umutlar vardı.
Gel gör ki hey hat; herkes için, hepimiz için zor bir haftaydı.

Yazının Devamını Oku

Tıpta devrim: ERKEKLERE DOĞUM SANCISI!

20 Mayıs 2013
GEÇTİĞİMİZ hafta CNN International’ın web sitesinde çok ilginç bir haberle karşılaştım.

 

Haber aynen şu mahiyetteydi:
“ABD’nin Michigan eyaletinde 2 erkek, eşlerinin yaşadığı doğum sancısının nasıl olduğunu öğrenmek için gönüllü olarak doğumhaneye yattı!”
Haber daha sonra IHA tarafından Türk medyalarına da servis edilmiş.

Olayın gelişimi de sonuçları da ilginç. Ama daha ilginç olan bu 2 kahraman erkeğin, eşlerinin çektiği acıyı biraz olsun anlamak için bu yola başvurmaları. Tıpkı eşi gebeyken “biz hamileyiz” diyen ve kalpleri fetheden duyarlı adamlar gibi.
İsimlerini vermeyen Kensington’dan bu 2 erkek; önce jinekolog Dr. Julie Masters ile irtibata geçmiş. Daha sonra 12 Mayıs’taki Anneler Günü’nde, doğumdan önce kasılmaların canlandırıldığı simulatöre girerek, yaşadıklarını filme aldırmış.

Yazının Devamını Oku

SAKLI CENNET: Burhaniye - Ören

19 Mayıs 2013

BU yazıyı size Burhaniye’den, hayatımda konakladığım en huzurlu otelden yazıyorum: TEOMİDA. Tam karşımda İDA Dağı. Zaten bu nefis küçük otelin ismi de Pelin ve eşi Christian’ın çocukları Teoman ve İda’nın isimlerinin birleşiminden geliyor. Haziran ayında yapacağım uzun bir Kuzey Ege turu öncesi Burhaniye seyahati, torbadan son anda çıkan, hafta içi gece yarılarına kadar çalışmanın sonucunda kendime verdiğim küçücük bir ödülün sonucu.

Yıllardır Ayvalık yolunda aklıma Burhaniye ve Ören’e kıvrılmak gelir. Ama hep Ayvalık’ta beni bekleyenler ağır basar. Bu kez bilinçli bir şekilde direksiyonu Burhaniye’ye doğru kırıyorum. Ve Ören’e resmen vuruluyorum.

Burhaniye, Kuzey Ege’de, Balıkesir ilinin sınırları içinde. Edremit Körfezi’nin güneydoğusundaki düzlüğe kurulmuş. Sahilden bir kaç kilometre içerideki ilçe merkezi “idare eder”. Daha estetik, daha planlı olabilirdi. Plan derken şehir planlamasından bahsediyorum tabii ki. Ama yine de Egeli olmanın yarattığı naif bir hava var merkezde. Sahil şeridi ise inanılmaz; Ege Denizi’nin 17 kilometrelik kıyı şeridi Burhaniye’ye ait. Ören de kıyı şeridinin en güzel koyunda yer alıyor.

Burhaniye’nin tarihi, M.Ö. 1400’lere uzanıyor!

Yazının Devamını Oku

Bir tez konusu olarak; KADIN BAŞINA TRAFİĞE ÇIKMAK

18 Mayıs 2013

Otomobilimi aldım. Dolayısıyla maceralar da başlamış oldu. Aynı reklam ajansında çalıştığımız mesai arkadaşlarımın deyimi ile de “ve olaylar gelişti.” 

Anladım ki; eğer bir kadınsınız her sabah o direksiyonun başına 1-0 yenik geçiyorsunuz. Çünkü daha otoparktan çıkarken, görevlinin ağız kıvrımındaki o inceden bükülüşü yakalamamanız imkansız. Çünkü, siz bir kadınsınız ve eşittir bir ayrıntı manyağısınız. 1600 mercek mikroskop gibi etrafınızdaki en minik mimikleri bile görmeye ve sezmeye doğuştan mahkumsunuz.

Eğer ilk arabanızsa benim gibi daha da fena. Çünkü ya kiralık otomobillerde ya da şirket araçlarında veya eşi dostun, anne-babanızın kıymetli arabalarında piştiğiniz için kendi sevdiceğinize alışmanız bir süreç alıyor. Sağını solunu kurcalamak, ön cama su püskürtmeye çalışmak, kısalar diye sis farlarını açıp gitmek... Bunlar hep ilk haftanın cilveleri.

Ama en kötüsü yarım indirilmiş el freni ile yaklaşık 600 metre yol yapmaya çalışmak. Konsoldaki göstergede kocaman bir kırmızı ışık yanıyor, araba bas bas bağırıyor ben hala gitmeye çalışıyorum. Tabii ki araba sürekli stop ediyor. Panikle Ahmet Usta’yı arıyorum (araba kullanan bir kadının panik halinde iken en yakın akrabası, servisteki ustasıdır) “bozuk çıktı benim arabam, sürekli stop ediyor” diye feryat figan bağırmaya hazırlanırken; taksi durağındaki taksicinin büyük bir keyifle “küçük hanım el frenini indir” demesiyle kendime geliyorum.

O anda tüm dünya ve tüm trafik durup bana bakıyor. Camlarım açık, bedenim taş. Rengim mor. Taksici bir kadına daha sürücülük konusunda büyük verdiği için keyifli. Allah razı olsun yine de küçük hanım dedi.

Trafikte bir kadın sorunsalı; ORTA ŞERİT

Eğer ileri sürüş teknikleri konusunda (henüz) iddiası olmayan, sıradan bir kadın şoförseniz; hayatta en sevdiğiniz yer orta şerit. Tıpkı riski olmayan ilişkiler gibi. Kavga yok, gürültü yok, risk yok. Huzurlu, ama monoton. Olsun. Hayatta her şeyi denemek gerek. Taa ki, bir ruh hastası gelip güvenli dünyanızdaki o mazbut huzurunuzu kaçırana kadar. Yahu, orta şeritteyim. Hız limiti 70. Ki, 80’le seyrediyorum. Solum, sağım ve önüm dolu. Trafik akıyor ama belli bir hızda. Arka tamponum ile birleşip selektör yaka yaka beni taciz etmenin; asabımı bozmanın bir manası var mı? İşte trafikteki ilk el kol hareketini yapmasını, bir kadın o esnada öğreniyor.

Yazının Devamını Oku

Yılın en kayda değer projesini açıklıyorum:

13 Mayıs 2013

KONUŞAN KİTAPLAR

DOKUZ Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde aynı sıraları paylaştığım cabbar bir arkadaşım var. İsmi Yeliz Tuna... Yeliz, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi, fotoğrafçılık eğitimi sebebiyle ameliyat fotoğrafçısı ve aynı zamanda yeni kurulan Ege Üniversitesi TV’de yapımcı. Bir koltuğa pek çok karpuz sığdıranlardan. Annesi de aynı üniversitede (Uzm.Dr. Beyhan Tuna) olunca network’lerini bir araya getirip görme engelliler için ne yapabiliriz diye düşünüyorlar ve ortaya ‘Konuşan Kitaplar’ projesi çıkıyor.

Bu sene üçüncüsü düzenlenen proje, yaşamda sınırlılıklar içine hapsolmuş görme engelli vatandaşların hayata geri kazandırılması adına Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nce sosyal sorumluluk projesi olarak hayat buluyor. Konuşan Kitaplar Projesi, görme engelli vatandaşların kitap okuma ihtiyacını gidermek amacıyla gönüllüler tarafından kitapların seslendirilmesiyle başlamış ve geçen iki yılda bu amaçla birçok kitap seslenlendirilerek Milli Kütüphane’ye bağışlanmış.

Bu sene projeyi daha geniş kitlelere yaymak ve bu konuya farkındalığı artırmak amacıyla Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi bir ilke imza atmış. İzmir merkezli bir yayın kuruluşu olan TUDEM’le yapılan protokol çerçevesinde 100’e yakın sanatçı, spiker, tiyatrocu ve oyuncuya hikaye kitapları gönderilmiş ve kitaplar ünlüler tarafından kendi imkanlarıyla ya da bir diğer proje paydaşı olan Virgin Radio Stüdyoları’nda seslendirilmiş.

Ayrıca proje kapsamında 44 kitap, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ve projeye destek veren Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi, İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi’nce seslendirilmiş. Kimler yok ki görme engelliler için kitap okuyan ünlüler arasında! Ahmet Kural, Aslı Hünel, Ali Kırca, Ayşe Şule Bilgiç, Beyazıt Öztürk, Can Bonomo, Cem Davran, Cem ve Seda Öğretir, Deniz Tuzcuoğlu (4x4 Grubu), Emre Altuğ, Emre Karayel, Engin Altan Düzyatan, Ferhat Göçer, Feridun Düzağaç, Fettah Can, Gökçe, Göksel, Gripin, Gupse Özay ve Gülben Ergen bu isimlerden sadece bazıları... 

Yazının Devamını Oku

Senin annen bir melek

12 Mayıs 2013

Annemizden klonlanarak geliyoruz dünyaya. “Aman da babasına ne kadar benziyor, ayy gözleri aynı babası!” filan hikaye.
Gerçi erkek çocuklar büyüdükçe ve anne tarafından babaya kızıldıkça “ayynı o mendebur babana benzedin” diye azarlanıyor ama neyse. Bugün, bizim konumuz anneler.
Önce küçüklüğümde annemin de bana anlattığı bir hikaye...
Bir zamanlar doğmak üzere olan bir çocuk varmış. Ve dünyaya gideceği gün Allah’a sormuş:
“Bu kadar küçük ve korunmasızken dünyada nasıl yaşayacağım?” Allah “Meleklerimin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni hep koruyacak” diye cevap vermiş.
“Ama burada Cennet’te hiç bir şey yapmadan şarkı söylüyor ve gülümsüyorum, ben böyle çok mutluyum.”
“Senin meleğin de sana şarkılar söyleyecek ve sana her gün gülecek. Sen de o meleğin sevgisini hissedeceksin ve mutlu olacaksın.”

Yazının Devamını Oku

Çek bi’ pilav, GDO’lu olsun!

11 Mayıs 2013

Düşün öğle arası olmuş, işten şöyle bir hava almaya ya da karnını doyurmaya çıkmışsın, her zaman yemek yediğin lokantaya doğru yürüyorsun. Ve önünden mis kokulu bir nohut-pilav arabası geçiyor. Bir yandan da lokantada eşin, sevgilin, iş arkadaşların ya da önemli bir müşterilerin bekliyor. Beklenen oluyor. Nefsine hakim olamayıp o canım pilava dalıyorsun.
Ya da öğrencisin. Hepimizin bir zamanlar olduğu gibi. Karnınız aç, cebiniz boş. Dünyanın en zor işlerinden biri öğrenci olmak. Küçücük bir harçlıkla her şeyi yetindirmeye çalışmak. İşte tam da öyle anlardan birinde, köşeyi dönüyorsunuz hop diye pilav arabası. Ya da zaten siz o pilavcının yerini çoktan biliyorsunuz.
Veya gece yarısı bir konserden, kulüpten çıktın. Ayakların seni yine o nefis pilavcıya götürüyor.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Şimdi soru: Milletçe hastası olduğumuz, ayağınıza kadar gelmiş pilav arabasından bir tabak şahane pirinç pilavını, gördüğünüz yerde, oracıkta yer misin, yemez misin?
İşte bu kez öyle olmadı. Yaratıcı eylemleri ile gönlümüzde taht kuran Greenpeace üyeleri, önceki gün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı önünde eylem yaptı. Ve Bakanımız GDO’lu pilavdan yiyemeden polisin sert müdahalesi ile karşılaştı.

Peki neden?

Yazının Devamını Oku

Hayalindeki İzmir İçin bugün harekete geç!

6 Mayıs 2013

 

www.izmiriplanliyorum.org

ÜRDÜN’den dönerken, Adnan Menderes dış hatlarda bir pano dikkatimi çekti. Sloganı “Hayalindeki İzmir için, bugün harekete geç!” Hemen altında da bir web sitesi adresi yazılıydı: www.izmiriplanliyorum.org
Eve gelince merak edip adresi tıkladım. İzmir Kalkınma Ajansı tarafından oluşturulan bir proje çıktı karşıma. Üstelik İzmirlileri de içine katan, 2014 – 2023 yılları arasındaki İzmir’i, İzmirlilerle birlikte oluşturmayı hedefleyen bir proje.
Nihayet, bizim de sesimizi duyurabileceğimiz bir forum var diye düşünürken, biraz daha araştırma yaptım. Ve karşıma 3 büyük şehir için (İstanbul - Ankara - İzmir) için, o kentin Kalkınma Ajansları tarafından oluşturulan 3 benzer ve önemli bölge planı sitesi çıktı.

Nedir bu Bölge Planı

Yazının Devamını Oku