Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

İklim değişikliği

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

İklim değişikliği, dünya genelinde doğal ekosistemleri derinlemesine etkileyen bir olgu olarak çıkıyor karşımıza. İnsan faaliyetleri, fosil yakıtların kullanımı ve sera gazı emisyonları, küresel sıcaklıkların artmasına ve kutuplardaki buzul kütlelerinin erimesine yol açıyor. Bu durum, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanus akıntılarının değişmesi ve biyolojik çeşitliliğin tehdit altına girmesi gibi sonuçlar doğuruyor.

Grönland ve Antarktika’daki buz tabakaları, 30 yıl öncesine göre altı kat daha hızlı eriyor. Ancak bu süreç, genellikle, daha küçük parçalar halinde gerçekleşiyor. Antarktika’nın kırılgan ekosisteminin değişimi için çok fazla şey gerekmiyor ve bu durum, bilim insanları arasında endişe yaratıyor.

Kasım 2024’ te, İsviçre' deki ETH Zürih Üniversitesi ve Belçika' daki Vrije Brüksel Üniversitesi' nden bilim insanları, dünyanın geleceğine ilişkin karamsar bir tablo çizdiler. Buzulların erimesi ile tatlı su kaynaklarının tükeneceğini belirten bilim insanları, dünyanın renginin değişeceğini ve iklim değişikliğinin daha hızlı gerçekleşeceğini ifade ettiler.

Haberin Devamı

İklim değişikliği, dünya genelinde hava koşullarını köklü bir şekilde dönüştürmeye devam ediyor ve bu dönüşümün etkileri her geçen gün daha da belirgin hale geliyor. Özellikle artan sıcaklıklar ve ekstrem hava olayları hem doğal çevreyi hem de insanları derinden sarsıyor. Örneğin, Copernicus'tan yapılan açıklamaya göre; Ağustos 2024, 1991-2020 referans ortalamasının 0,71 derece üzerine çıkarak küresel olarak en sıcak ağustos ayı oldu. Haziran-Ağustos 2024 için dünya genelinde ölçülen sıcaklık ise 1991-2020 ortalamasını 0,69 derece, Haziran–Ağustos 2023'teki rekoru ise 0,66 derece geçti. Böylece 2024 yazı, küresel ölçekte 'en sıcak yaz' olarak nitelendirildi.

Ekim 2024’te, Fas’ın güneydoğusundaki Sahra Çölü’nde 50 yıldan bu yana ilk kez sel meydana geldi. İki gün süren yoğun yağış, bölgede nadir görülen su baskınlarına yol açtı. Fas Meteoroloji Kurumu yetkilileri, 30 ila 50 yıldır bu kadar kısa süre içinde yağış düşmediğini belirtti. Dünya Meteoroloji Örgütü’ nden yapılan açıklamada ise; “Artan sıcaklıkların bir sonucu olarak, hidrolojik döngü hızlandı. Aynı zamanda daha öngörülemez hale geldi. Ya çok az ya da çok fazla su yüzünden büyüyen bir sorunla karşı karşıyayız” ifadeleri kullanıldı.  

Haberin Devamı

Bu veriler, küresel ısınmanın hızla ilerlediğini ve acil müdahale gerektiren bir durum olduğunu ortaya koyuyor; dolayısıyla, iklim değişikliğiyle mücadelede bilinçli ve etkili stratejiler geliştirmek, geleceğimiz için hayati önem taşıyor.

İklim değişikliğinin geleceğimizi tehdit eden ve küresel ekonomiyi temelden etkileyen en önemli ekolojik sorun olduğu unutulmamalı.

2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması, 2015 yılında Paris’ te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında; iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşma. BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’ nda kabul edilen Paris Anlaşması' nın uzun dönemli hedefi; endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen, küresel sıcaklık artışının 2°C'nin olabildiğince altında tutulması. Paris Anlaşması, kabulü üzerinden bir yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşma. Bu anlaşma, 2020 sonrası süreçte iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedefliyor...

Haberin Devamı

Türkiye; “Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” nin 6 Ekim 2021 tarihinde TBMM Genel   Kurulu’ nda kabul edilmesi ile, anlaşmayı kabul eden ülkeler arasına girmiş oldu. Aslında, Türkiye Paris İklim Anlaşması’ nı 22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen imza töreninde imzaladı; ancak Anlaşma, 7 Ekim 2021’de yürürlüğe girdi.

Dünyada kayda geçmiş en sıcak yıl olan 2024, Türkiye’de de etkisini gösterdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre geçen yıl Türkiye’de 1257 adet aşırı hava olayı görüldü. 2024 yılı 1940’dan bu yana en çok aşırı hava olayı görülen ikinci yıl oldu. Aşırı hava olaylarının sayısı son dört yıldır 1000’in, son iki yıldır da 1200’ün üzerinde seyrediyor. Ayrıca, iklim değişikliği etkisiyle bölgesel ve küresel çapta çıkan büyük orman yangınlarının günlerce devam etmesi; ekolojik, ekonomik ve sosyal açıdan büyük zarara neden oluyor. Bu sebeple, orman yangınlarının önlenmesi ve ormanın özelliklerine bağlı olarak yangın riskinin bilinmesi her zamankinden daha önemli bir hale gelmiş durumda.  Ve ne yazık ki uzmanlar; iklim açısından, bu yılın da geçen yıla göre daha olumlu bir tablo sergileyebileceğini öngöremiyorlar.

 

Haberin Devamı

“Değişim Elçileri” ve “İklim Öncüleri” gibi iklim aktivistleri toplulukları, iklim eylemini hızlandırmak ve ekolojik yıkımlara karşı dur demek için etki yaratılmasını destekliyor; bu konuda uğraş veriyorlar. Amaçları; farklı illerde iklim krizi ile mücadele taleplerini duyurmak, iklim krizi ve ekolojik yıkımla mücadele adımlarını hızlandırmak, toplumun iklim ve çevre hakları konularındaki farkındalığını artırmak ve onları bu alanda hak savunuculuğu yapabilecekleri bilgi ve becerilerle donatmak.

Dünkü yazımda, “Değişim Elçileri” ile ilgili olarak oldukça detaylı bilgi vermiştim. Bugünkü yazımı, çalışmalarına hayran olduğum bu gençlerin kendileri için benimsedikleri “İlkeler” ile sonlandırmak istiyorum:

Haberin Devamı

Gençlerin Güvenliği ve İyi Olma Halini Korumak: Program yürütücüleri olarak, hem topluluk içinde hem de program kapsamında gerçekleşen aktivitelerin tamamında (basın ile iletişim, karar alıcılar ile görüşme, kampanya başlatma ve yürütme, çevrimiçi ve çevrimdışı eğitimler…), her bir katılımcının güvenliğini ve iyi olma halini korumak en önemli ilkemizdir. Program yürütücüleri olarak topluluk içinde barışçıl, güvenli, herkesin sesinin duyulduğu ve varlığının dikkate alındığı bir ortam oluşturulması ve bu ortamın korunması ilk önceliğimiz.

İç toplantılar, eğitimler ve sadece topluluk üyelerinin yer aldığı aktivitelerde konuşulanlar ya da çekilen fotoğraflar izinsiz olarak üçüncü kişilerle paylaşılmaz. 

Katılımcılar 18 yaşından büyük olsa dahi, topluluk dışında gerçekleşen program aktiviteleri kapsamında katılımcıları riske atabilecek herhangi bir durum varsa, önlem almak en önemli sorumluluğumuzdur.

Açık ve Şeffaf İletişim: Topluluk olmanın gereği karşılıklı güven, samimiyet ve açıklık. Toplulukta her durum ve koşulda, samimi, şeffaf ve açık iletişimi destekliyoruz. Bu, hem sorunların daha hızlı ve yapıcı bir şekilde çözülmesini sağlıyor hem de topluluk içi güveni ve samimiyeti güçlendiriyor.

Etki Yaratırken Eğlenmek ve Yaratıcılığı Desteklemek: Etki yaratmanın sonsuz yolu var! İklim krizi çok ciddi bir konu olsa da daha çok insana çözümleri anlatmanın, karar alıcıları etkilemenin ve gerçekten etki yaratmanın hem yaratıcı hem de eğlenceli yolları var. Katılımcıların, etki yaratmak için yaratıcı güçlerini kullanmalarını teşvik ediyor; bunu yapmaları için gerekli araç ve olanakları sağlıyoruz: Oyunlar oynamak, vaka çalışmaları, sanat ve doğa temelli etkinlikler planlıyoruz.”

Sizler de etkilenmediniz mi?

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları