Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv Balıkçısı
Ateş Yalazan - Arşiv BalıkçısıYazarın Tüm Yazıları

ABD’nin meşhur Lahana Bey’i

Hikmet Feridun Es, Hürriyet’in efsane savaş muhabiriydi. Eşi Semiha Es ile birlikte Kore Savaşı’nı en iyi takip eden gazetecilerdi.

Haberin Devamı

İsimleri gazetecilik tarihine geçmiştir.

Hikmet Feridun Es, Hürriyet’in yayın hayatının ilk günlerinde, 1948’de aylarca süren bir yazı dizisi hazırladı.

ABD’nin meşhur Lahana Bey’i3 Haziran 1948

“Amerika’da Türkler” başlıklı seri yazılarda, 1851’de ABD’ye ayak basan ilk Türk’ten itibaren bu ülkeye damga vuran isimler anlatılıyordu.

Birbirinden ilginç hikâyelerin anlatıldığı bu serideki kişileri zaman zaman bu sayfaya taşımaya çalışacağım.

Bugün, “San Francisco zelzelesinden kurtulan Lahana Bey’in” hikâyesini aktarayım.

ABD’de 1904 senesinde 60 ülkenin katıldığı dev bir fuar yapıldı. St.Louis Panayırı olarak bilinen bu fuar için bugünün parasıyla 500 milyon dolar para harcanmıştı.

Haberin Devamı

MİKROP KORKUSU ROTA DEĞİŞTİRDİ

İzmir Karataş’lı Lahana Bey’in ABD yolculuğu da birçok Türk Yahudisi gibi işte bu panayırla başladı.

Tire’li Jacob Lahana’nın oğlu olan Lahana Bey, İzmir’deki eğitiminin ardından tıbbiyede okumak için İstanbul’a gitti.

Fakat bir sorun vardı. Lahana Bey mikroptan çok korkuyordu. Tam da o sene, 1899’da, büyük kolera salgını İstanbul’u kavuruyordu. Tıp okumaktan vazgeçip Paris’e gitti. Bir süre orada ticaret yaptı, salgın bitince tekrar İstanbul’a döndü.

İşte bu sırada meşhur St.Louis panayırı için bir grup Musevi tüccar Türkiye’den ABD’ye gidiyordu. Lahana Bey de bu gruba katıldı.

North America vapurunu dolduran Türkiye’li Museviler şarkılar söyleyip, dans ederek New York’a vardı. Hemen hepsinin hayali bu panayırla birlikte zengin olmaktı.

ABD’nin meşhur Lahana Bey’i

ST.LOUIS’DE İSTANBUL SOKAĞI

1904 Panayırı çok başarılı geçti. Sergide kurulan “İstanbul Sokağı” büyük ilgi gördü. Lahana Bey şöyle anlatıyor:

“Çok göze çarpan bu enteresan sokak, serginin hemen hemen en uzun yollarından birini teşkil ediyordu. Herkes İstanbul Sokağı’ndan geçmek için birbirini çiğniyordu. İstanbul Sokağı’nda nargile fokurdatan Amerikalılar, şark usulü yemek yiyenler pek çoktu. Amerikalı ilk defa şiş kebabını St.Louis sergisinde yemiş, pilavı da orada tatmıştır. İstanbul Sokağı’nın iki tarafına da maket halinde Yeni Cami ve yangın kulesi kurulmuştu.”

Haberin Devamı

Lahana Bey de sergide öteberi satıyordu. Ancak kimse fuardan hayalini kurduğu parayı kazanamadı. Aralıkta sona eren serginin ardından hep beraber New York’a döndüler. New York o sene feci bir kışın pençesindeydi. İzmir’den gidenler için büyük şoktu. Otelden burunlarını bile çıkartamıyorlardı.

Bir gün, otele gelen bir Yahudi, “Kişi başı 50 dolara sizi Pasifik sahilindeki Portland’daki fuara götürürüm” dedi.

Yıl 1904, Lahana Bey, “O zamanlar Pasifik kıyılarını görmek aya seyahat kadar mühimdi” diyor. Ekip 5.5 günlük tren yolculuğuyla ABD’yi boydan boya geçip Atlantik’ten Pasifik’e gittiler.

Portland’da az biraz para kazanabildiler. Ardından San Francisco’ya geçtiler. Kenti gördüğü anı Lahana Bey, “Yokuşları, denizi ile o kadar İstanbul’a benziyordu ki bütün Amerika’da biz ancak burada barınabilirdik. Yokuşları o kadar sevdim ki ben derhal yerleşmeye karar verdim” sözleriyle anlatıyor.

Haberin Devamı

ABD’nin meşhur Lahana Bey’i

DEPREMDE HER ŞEYİNİ KAYBETTİ

Lahana Bey, ortağıyla beraber şark halısı ticaretine başladı ve oldukça para kazandı.

1906 yılının 17 Nisan günü meşhur tenor Caruso, San Francisco Operası’nda Carmen temsilinde oynayacaktı. Lahana Bey de oraya gidecekti. Ama aynı akşam için Fransız, İtalyan bağcıları, onu şehirden uzaktaki bağlara davet etti. Önce kararsız kaldı, ardından da İzmir’den özlediği bağları görmeye karar verdi.

Bağ ziyaretinin ertesi günü uyandığında San Francisco büyük bir depremle yerle bir olmuştu. Askerler kenti kapatmıştı. 18 gün şehire giremedi. Dükkânı da yıkılmıştı. Hiç birikimi yoktu, bir anda sıfıra indi. New York’a gitmeye karar verdi. Hayata tekrar başladı. Hayal ettiği kadar zengin olamadı ama Amerika’da tutunmayı başardı. 1920’de İstanbul’a ve İzmir’e geldi. Akrabalarıyla buluştu.

Haberin Devamı

Bu yazı dizisi hazırlandığında, 1948’de 50 yıldır ABD’de yaşıyordu.

LAHANA BEY’İN LAHANA TUTKUSU

Hikmet Feridun Es, Lahana Bey’in ABD’de oldukça şöhretli olduğunu, tüm Türklerin onu tanıdığını şöyle anlatıyordu:

“O, buradaki bizden gelmiş Yahudilerin muhtarı gibidir.”

Lahana Bey, Türkçe’yi hiç unutmadı. “Vatanın dilini unutmak! Böyle şeyi benim kafam almaz” diyordu.

Peki Lahana ismi nereden geliyordu? Onu da şöyle açıkladı:

“Asıl ismim Lehana’dır. Madrid civarında bir kasabadır. Asırlarca önce ailem Madrid’den Türkiye’ye gelmiş. Fakat biz çok sevdiğimiz Lahana kelimesini isim olarak yıllarca önce almışız.”

Lahana Bey’in lahana sevgisi de çok meşhurdu:

Haberin Devamı

“Hem çok mükemmel sebzedir ha. Dolması olur, sarması olur, kapuskası olur, kapaması olur, zeytinyağlısı olur, sade yağlısı olur, alaturkası, alafranga olur. Lahana, biber turşusu! Bu ses şimdi kulağımda eski bir şarkı gibi...”

Yazarın Tüm Yazıları