Bayburtlu kadınların elişi güneşlerini tuvallerine taşıdı

BAYBURT’TA doğduğu köyde kurduğu Baksı Müzesi ile aynı zamanda sanatsal manifestosunu da sunan Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın ‘Gölgenin Arkasındaki’ adını verdiği sergisi Piyalepaşa’daki Merkür Sanat Galerisi’nde açıldı.

Haberin Devamı

Bayburt’u sanatının laboratuvarı olarak da gören Koçan bu kez resimlerine bölgedeki kadınların göz ardı edilmiş, âtıl bırakılmış, gölgede kalmış emeklerini de dahil ederek onların birer güneş olarak parlamalarını sağlıyor.

Baksı Müzesi’nde kadın ve çocuk odaklı bir program uyguladıklarının altını ısrarla çizen Hüsamettin Koçan, geleneksel zanaat üretimlerinin, yerel hafızanın, taşı çatlatan sabrın, çağdaş sanat ile nasıl bir araya gelebileceğinin olanaklarını zorluyor.

Sanatçı, 2024 yılında gerçekleştirdiği ‘Gel Zaman Git Zaman’ sergisinde halk sanatı birikimine dikkat çekmişti. Baksı Müzesi koleksiyonuna kazandırılan hapishane işlerine de ayrı bir yer vererek hapislik, zaman ve boncuklar arasındaki anlamlı yolu keşfederek bu işleri ‘Bitmeyen Zaman Saatleri’ olarak adlandırmıştı.

Haberin Devamı

Bayburtlu kadınların elişi güneşlerini tuvallerine taşıdı

Bayburt şehir merkezinde yapımına başlanan ve köyden kente taşınmış kadınların potansiyellerini yeniden ortaya çıkarmak ve onların yarattığı üretimlerini görünür kılmak amacıyla başlattığı Baksı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’nde yaptığı bu projenin çıkış noktası da hapishane işi boncuklar olmuş. Bu fikri pek benimsemeyen kadınların her biri tığ işi boncuklarla kendi güneşlerini ortaya çıkarmışlar.

Baksı Müzesi koleksiyonundaki halk sanatına ait cam altı eserlerde görülen, 13. yüzyılda yaşamış büyük Selçuklu mutasavvıfı Abdülkadir Geylani’nin adının yazıldığı doğan figüründen Hititlerin kutsal saydığı yılana kadar Koçan’ın tuvallerindeki motiflere eşlik ediyor Bayburtlu kadınların sabırla yaptıkları renkli güneşleri. Geleneksel yöntemle ekmek ve yemek yaptıkları yuvarlak sac kapların zemininden doğarak bambaşka anlamlara bürünüyorlar. Boncukla işlenmiş İnsan-ı Kâmil portreleri kâmil olmanın yolunun sabırdan geçtiğini gösteriyor.

Sergideki ‘Güneşi Anlatmak Serisi’nin geliri eserlerde emeği olan kadınları bir çatı altında toplayıp üretimlerini desteklemek üzere kurulan Baksı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’ne aktarılacak.

Haberin Devamı

Tığ, boncuk ve sabrın buluştuğu, geleneksel ile güncelin kaynaştığı, kadın ile erkeğin sanat yoluyla bir araya geldiği, bir diyalog ve bir tokalaşma niteliğinde ‘Gölgenin Arkasındaki’ sergisi, 19 Nisan tarihine kadar Merkür Galeri’de görülebilir.

Bayburtlu kadınların elişi güneşlerini tuvallerine taşıdıProf. Dr. Hüsamettin Koçan

ZANAAT VE SANATI YAN YANA GETİRİP KADINLARIN YARATICILIĞINI KIŞKIRTMAK İSTEDİM

Her biri şehirdeki evlerine kapanarak kendi hapishanelerinde yaşamak zorunda kalan kadınların potansiyellerini ve üretime katkılarını yeniden sağlayan bu projenin gelişimi şöyle açıklıyor Hüsamettin Koçan:

Bu sergide kullandığımız her şey yaşamın bir parçası. Ekmek ya da yemek yapılan saclar da dahil oldu bu sergiye. Bir üretim zeminine oturan, doğrudan doğruya kadının hayatının bir parçası olan şeyleri yan yana getirdik.

Haberin Devamı

Köyden kente göç eden kadınlar bir apartmanın içine sıkışıp kalmışlar. Rutin ev işleri dışında bir üretimleri yok. Aslında değer üreten insanlar bunlar. Bir şekilde evlere hapsedilmişler. Baksı Müzesi’ndeki boncuk işlerinden oluşan çok beğendiğim bir hapishane koleksiyonu var.  Bayburt’taki atölyede acaba onlardan yapabilirler mi diye örnekler götürdüm, pek sevmediler. Biz tığ işi yapalım dediler, ama tığ işi olarak ne yapacakları sorusu gündeme geldi. Güneşi yapalım dediler. Sergide gördüğünüz her şey her bir kadının yaptığı kendi güneşi. Benim yaptığım kadın odaklı üretim meselesi ve nesnesini yan yana getirerek oradan yeni bir üretim tarzı çıkarmak oldu. Zanaat ve sanatı yan yana getirme, onların yaratıcılığını kışkırtma meselesidir.

Haberin Devamı

Bayburtlu kadınların elişi güneşlerini tuvallerine taşıdı

Boncuklarla kendilerini ifade ettiler. Gelenekselin içinde olan teknik bilgiyi, sabrı bu tarafa aktarmaktı burada yapılan.

Yeni diye sadece dijital olana bakıyoruz. Oysa bunların hepsi yeni olanaklar sunuyor sanat alanında, yeni iş birliklerine kapı açıyor. Proje üretmek bu olmalı. Zanaatı, kadını, üretimi işin içine katan bir model bu. Daha önceki işlerimi de bu yeni üretimlerle bir araya getirerek farklı bir enerji yaratmak istedim.”

 

Yazarın Tüm Yazıları