Paylaş
“Bu süreci baltalamak isteyenler olabilir. Sürecin sabote edilmesine fırsat vermemek lazım. Hassasiyet göstermek gerekiyor” diyor.
Öcalan’ın da daha önceki süreçlerin sabote edildiğine işaret ederek, “1991 yılında çağrı yaptım. O zaman çok acemiydim. Özal öldü. O çağrı ortada kaldı. Erbakan döneminde yaptım. Üzerinden 28 Şubat geçti” dediği ifade edilmişti.
AMAN DİKKAT
Özal ve Erbakan dönemindeki çabalar kanlı bir şekilde sabote edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Baldıran zehri içme” pahasına başlattığı iki süreç akamete uğratıldı. Askeri vesayet güçlüydü. Kimi zaman İngilizler kimi zaman Amerikalılar kimi zaman Esed yönetimi kimi zaman ise askeri vesayetin uzantıları tarafından bu süreçler sabote edildi.
KARAYILAN’IN AĞZINDAKİ BAKLA
Kandil’deki teröristbaşlarından Murat Karayılan’ın, “Silah bırakma kararı sıradan bir karar değildir. Bazı çevreler savaşın devam etmesini istiyor” sözleri üzerine “Bu çevreler kim?” diye sormaktan kendimi alamadım. Karayılan, “Çağrı yapmıyorum dedim. Mevcut durumda ikna olmayan arkadaşlarımız, savaşçılarımız var” diyor. PKK’nın nisan ayının ortalarında kongresini toplayıp silah bırakma ve kendini feshetme kararı alması bekleniyor. Ancak bunun çok kolay olmayacağı gözüküyor.
SUİKAST GİRİŞİMİ
Şam’daki anlaşmadan sonra Mazlum Abdi’ye Kamışlı’da suikast girişiminde bulunduğu haberleri ortaya çıktı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptığı anlaşmadan rahatsız olan PKK elebaşlarından Mahmut Raş’ın, Mazlum Abdi’ye suikast girişiminde bulunduğu söylendi. Başarısız suikast girişiminden sonra Mahmut Raş’ın ABD’liler tarafından gözaltına alınarak bilinmeyen bir yere götürüldüğü öğrenildi.
PKK KONGRESİ
Karayılan, PKK’nın fesih kararı alması için Öcalan’ın kongre sürecini yönetmesi gerektiğini savunuyor. Tabii bunun bizzat kongreye katılarak olmayacağını o da kabul ediyor. Ama devletin ona göre bazı yöntemler geliştirebileceğini söylüyor.
İRA’nın, ETA’nın silah bırakma süreçlerinde kullanılan yöntemler var. Biz bu konuda çok önemli deneyimlere sahibiz.
Burası Ortadoğu. PKK denilen örgüt 40 yıldır küresel güçlerle işbirliği içinde. Yatağa girmediği istihbarat servisi yok.
İSRAİL VE İRAN’IN HAMLESİ
Bu süreci sabote etmek için İsrail ve İran’ın bir hamlesi oldu.
6 Mart’ta Suriye Lazkiye ve Tartus’ta Esed ordusunun kalıntıları bir kalkışma ve iç savaş girişiminde bulundular. İsrail ajanı olan Selim Narlı ve maalesef ki CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Suriye’deki “mezhep ateşini” Türkiye’ye taşımak için Hatay’da eylem yaptılar.
Türkiye Kahramanmaraş, Sivas ve Çorum olaylarında ağır bedeller ödememiş gibi mezhep fitnesini harekete geçirmeye çalıştılar.
Peki Lazkiye ve Tartus’taki ayaklanma girişiminin hedefi neydi? Sadece Ahmed Şara ve Suriye yönetimi miydi? Hayır. Hedef Türkiye’ydi. Ahmed Şara ile Mazlum Abdi ne zaman anlaşma imzaladılar? Bu olaylar bastırıldıktan sonra 10 Mart’ta. Eğer Lazkiye ve Tartus’taki olaylar bastırılmasa ve bir iç savaşa dönüşse Mazlum Abdi bu anlaşmayı imzalamak zorunda kalır mıydı?
KONJONKTÜR LEHİMİZE
“Hiçbir savaş bir önceki savaşın tekrarı olmaz” derler. Hiçbir çözüm süreci de bir öncekinin benzeri değil. Bu kez farklı bir süreç yönetiliyor. “Terörsüz Türkiye” sürecinin dinamikleri farklı.
Bu süreçler zordur. Ama bu kez konjonktür lehimize. Bu kez şartlar barıştan yana. O nedenle bu kez başarılı olacağımıza inanıyorum.
1- Trump yönetimi Suriye’den çekilmeyi planlıyor. En önemli işleri SDG-PKK-YPG’nin geleceğiydi. Türkiye’nin de katkılarıyla Suriye devleti ile yapılan anlaşmayla soruna çözüm buldular.
2- Trump’ın Avrupa üzerinden Amerikan şemsiyesini çekip, NATO’dan çıkma tehditleri nedeniyle Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var. PKK’ya destek veren Avrupa’nın bu süreçte sesi çıkıyor mu?
SURİYE’DEKİ GÜÇ DENGESİ
3- Suriye’de PKK’nın hamisi olan Esed rejimi yıkıldı. Suriye’de yeni bir güç dengesi ortaya çıktı. Trump’ın dediği gibi “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde”. PKK-YPG, Suriye iç savaşında ABD’nin desteğiyle sağladığı imtiyazlı konumunu kaybetti.
4- Türkiye’de askeri vesayet geriletildi.
5- Devlet Bahçeli’nin liderliği ve Türk milliyetçiliğinin siyasi simgesi olan MHP’nin “Terörsüz Türkiye” sürecine verdiği güçlü destek.
Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğine ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Erdoğan bir dünya lideri. Fransız Le Point dergisi dünyayı şekillendiren 4 lider arasında Erdoğan’ı da kapağına taşıdı. 2025 yılını “Terörsüz Türkiye” yılı ilan eden Erdoğan, bu işi bitirmekte kararlı. Erdoğan, “Terörsüz Türkiye girişimimizle Türkiye’nin 40 yılına mal olan bir musibetin çözümü için cesur bir adım attık” dedi. Ya silah bırakacaklar ya da silahlarıyla o topraklara gömülecekler.
Mazlum Abdi bunu Suriye’de anladı. Sıra şimdi Kandil’dekilerde.
DEM’LE GÖRÜŞME
Sizi tekrar AK Parti ile DEM heyeti arasında yapılan görüşmeye götürmek istiyorum. Çünkü orada kilit bir cümle var.
DEM heyeti AK Parti ile görüşmede bazı talepleri dile getiriyor. AK Parti heyeti, demokratikleşmeye ilişkin adımların PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesinden sonra konuşulabileceği mesajını veriyor. PKK’nın tasfiye edilmesi için “demokratik dönüşüm” gerekli olacaksa bu ancak silahlar bırakıldıktan ve PKK’nın tasfiye edildiği kararı alındıktan sonra gündeme alınabilecek. Silahların gölgesinde çözümün olmadığını gördük. Önce silah bırakılacak sonra sıra silahsız siyasete ve demokratik dönüşümlere gelecek.
Paylaş