Konu, Fırat Kalkanı harekâtının sıradaki hedefi Menbiç.
Teröristlerden kastı da PYD.
Fakat çağrısının muhatapları anonim, ‘dostlarımız’ diye sesleniyor.
PYD ile aramızda bir seçim yapmasını isteyebileceğimiz iki aktör var Suriye’de. Biri ABD, öteki Rusya.
İkisi de PYD diyor ama ‘terörist’ demiyor.
Hatta bunlardan Rusya, PKK’yı dahi terör örgütü kabul etmiyor.
Nasıl aşılacak bu açmaz, nasıl olacak da doğru sonuç alınacak?
MENBİÇ’İN YOLLARI TUTULU
Yani ‘karargâh’la ‘rahatsız’ sözcüklerini yan yana getirmeseydi...
‘Karargâh rahatsız’ gibi bir başlığı iç sayfasında dahi geçirmeseydi...
Askeri vesayet dönemlerinin örtük muhtıra manşetlerini çağrıştıracak bir kalıptan editör kaçınsaydı...
Sadece manşetteki ‘7 eleştiriye 7 yanıt’ başlığıyla kalınsa... İçeride de ‘İddia ve eleştiriler 7 konuda askeri yıpratıyor’ başlığıyla yetinilseydi...
İktidara ayar verici bir içerik barındırmıyordu.
Siyasi iradeye posta koymaya dönük değildi.
Meydan okuyucu bir ton taşımıyordu.
Kısacası, zaten demokrasiye bir askeri müdahale niteliğinde görünmüyordu.
Sırf anksiyete hastalığından mustarip bir 300 milyon insandan söz ediliyor, en yaygın rastlandığı yerse Amerika kıtası.
Önceki gün raporu yayınlandı; Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yerküre nüfusunun yüzde 4.4’ü depresyon, 3.6’sı ise kaygı bozukluğuyla boğuşmakta.
Ondan önceki gün de TÜİK’in mutluluk verileri açıklanmıştı. İkisini üst üste okuyunca, dünyanın geri kalanına nazaran ne kadar talihli olduğumuzu daha net anlıyorsunuz.
MARAZALARDAN ETKİLENMEMEYİ İZOLATÖRÜMÜZE BORÇLUYUZ
WHO rakamları yüzünü güldürmüyor âlemin, nerede bizim gibi bahtiyar millet ki TÜİK’i var.
İzolatör sanki mübarek, dünya cinnetinden bizi yalıtıyor, ruh sağlığımıza mukayyet oluyor, akli dengemizi koruyor.
Sayesinde bize sirayet etmiyor dünyayı kasıp kavuran bu çağ salgını.
Realiteden kopmadan, rasyonel muhakeme yeteneğimizi yitirmeden kendi halimizde ve Amerikalılardan hallice yaşayıp gidiyoruz çok şükür.
Trump, ‘gerçeği olduğundan farklı gösterme yöntemi’ni başarıyla uyguluyor Amerikan rüyasında.
Washington Post, 35 günde 135 defa gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu yazıyor.
SAYGINLIK VE BARIŞ ADAMI OLMASI
Enkaz olarak devraldığı Amerika’yı yeniden büyük yapma vaadiyle oy toplamıştı.
İlk bir aylık icraatında; bir başbakanın yüzüne telefon kapattı, İngiliz Parlamentosu’nda konuşma yapmasının istenmediği söylendi, Avrupa Parlamentosu oybirliğiyle AB büyükelçi adayını ‘istenmeyen kişi’ ilan etti vesair...
Obama’nın küçük düşürdüğü ABD’ye, böyle böyle dünyada yeniden itibar ve saygınlık kazandırıyor yeni Başkan.
Barış ve istikrar umudu satarak iktidara gelmişti.
Çin’e çatmak, İran’a kafa atmak derken rahat yüzü göstermedi, istikrarını kaçırdı, dünyayı dehşet dengesinin kenarına, savaşın eşiğine kadar getirdi iki haftada.
Zamanlamasını manidar bulan mı ararsınız... ‘Sırası mıydı şimdi’ diyen mi... ‘2 ay daha bekleyemez miydi’ serzenişlerinde bulunan mı... ‘Dişini sıktı sıktı bizim referanduma mı denk getirdi, daha iyi bir gün ayarlayamazdı’ diye gönül koyan mı...
Az daha zorlasanız, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e gizli hayırcı diyen bile çıkar...
Sanki hayırcıların eline koz vermek için yaptı, sanki Azerbaycan cumhurbaşkanlığı sistemi ile bizde getirilmek istenen model arasında benzerlik kurulması için yaptı...
Pasif evetçi de yakalarsın; en isteksizi bile sayımda yok yazılmamak için ‘Buradayım’ demek, gönülsüz de olsa varlığını ispat etmek zorunda.
Kaprisli evetçi var; ‘Evet’ diyecek ama seçici, ama hassas. Şeytanfeneri gibi yanardöner evetçilerle yan yana görünmek istemiyor, göze girme şovlarında aile fotoğrafı vermekten kaçınıyor.
Kaprisli hayırcı kadrosu da boş değil, kendi oyunu herkesinkiyle bir tutmayan seçkinciler burada toplanıyor.
Cılız evetçi var; cılız hayırcı var; günü gelince oyumu atar gerisine karışmam diyenler bu sınıfa giriyor.
Diyelim ki adın Mehmet ve idama ‘Hayır’ diyorsun.
Yanlış infazın geri dönüşü, adaletsizliğin telafisi olmadığı için bu cezayı istemiyorsun.
Hatta diyelim ki başkanlığa da bir o kadar sıcaksın. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın idamı geri getirme vaadi kafanı karıştırıyor...
Hiç dert etme, sorunun çözümsüz değil.
Başkanlığa ‘Evet’, idama ‘Hayır’ diyebilirsin. İkisinin birbiriyle uzak yakın alakası yok.
İDAMA NİYET NEYE KISMET?
Odağının kaymasına izin vermezsen, yanılmazsın.
Unutma, oylayacağın paket idam vaadini içermiyor, yönetilme biçimini düzenliyor.