Sen de şad olasın TÜİK

Sırf anksiyete hastalığından mustarip bir 300 milyon insandan söz ediliyor, en yaygın rastlandığı yerse Amerika kıtası.

Önceki gün raporu yayınlandı; Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yerküre nüfusunun yüzde 4.4’ü depresyon, 3.6’sı ise kaygı bozukluğuyla boğuşmakta.

Ondan önceki gün de TÜİK’in mutluluk verileri açıklanmıştı. İkisini üst üste okuyunca, dünyanın geri kalanına nazaran ne kadar talihli olduğumuzu daha net anlıyorsunuz.

MARAZALARDAN ETKİLENMEMEYİ İZOLATÖRÜMÜZE BORÇLUYUZ

WHO rakamları yüzünü güldürmüyor âlemin, nerede bizim gibi bahtiyar millet ki TÜİK’i var.

İzolatör sanki mübarek, dünya cinnetinden bizi yalıtıyor, ruh sağlığımıza mukayyet oluyor, akli dengemizi koruyor.

Sayesinde bize sirayet etmiyor dünyayı kasıp kavuran bu çağ salgını.

Realiteden kopmadan, rasyonel muhakeme yeteneğimizi yitirmeden kendi halimizde ve Amerikalılardan hallice yaşayıp gidiyoruz çok şükür.

YATIP KALKIP TÜİK’E DUA EDELİM

Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde depresyon hastalığı yüzde 18.4, anksiyete hastalığı ise 14.9 oranında artış göstermiş dünyada.

Bir de bize bakın.

Ama geçen sene başımıza gelenlerin pişmiş tavuğun bile başına gelmediğine bakmayın.

Resmi muayenede çekilen filmimiz turp gibi gösteriyor bizi, şeytan kulağına kurşun...

Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na göre mutluluğumuz daim olmakla kalmamış, çoğalmış da.

2016’da mutlu mesutlarımızın oranı yaklaşık 5 puan daha artmış.

BİR ELİMİZDE CIMBIZ ÖBÜRÜNDE AYNA, UMURUMUZDA MI DÜNYA

Cihanı saran belirsizlik duygusunu, önünü görememe kaygısını, gelecek endişesini filan geçin...

Geleceğe umutla bakanlarımızın miktarında da yüzde 2 buçukluk bir yükseliş görülüyor.

En mutsuz, en bedbaht, en karamsar kesimimizse mum gibi eriyor gün geçtikçe.

‘Mutsuzum’ diyenlerde elle tutulur bir daralma tespit edilmiş, bezgin Bekir’lerin sayısında gözle görülür bir azalma yakalanmış hamdolsun.

SAĞ OLSUN ÇİÇEK GİBİYİZ

Nazar değmesin, kâğıt üstünde çok iyiyiz, saadetimize hiçbir güç mani olamıyor.

Ağız tadımızı bozmaya hangi badire muktedir olabilirdi ki; maşallahımız var, vız gelip tırıs gidiyor hepsi.

Şikâyetini müşteriye, memnuniyetini TÜİK’e bildiren berberiniz sizi yanıltmasın, taksi esnafına da aldanmayın.

Göze gelmezsek bize bir şey olmaz evvel Allah.

Hoşnutsuz ve gayrimemnunlarımızın adedi parmakla sayılıyor, şimdiden ihmal edilebilir seviyelere inmiş durumda.

Resmi rakamlarımız varken sırtımız yere gelir mi?

MUTLULUĞUMUZUN SIRRI ‘GÜZEL GÖREN GÜZEL DÜŞÜNÜR’ FELSEFESİNDE

Mutluluğumuzun önündeki tek engel, bazı kara hayalci mızmızların ‘anlatılan gerçekle yaşanan gerçek arasındaki makas’ın açıldığı şeklinde bir illüzyona kapılması, yoktan dırıltı ve huzursuzluk çıkarması.

Değişik, fantastik, rahatsız bir zihin dünyasına sahipler.

Oysa makul, mantıklı, gerçekçi, sağlıklı düşünmekte biraz ısrar etmeseler mutluluğu yakalayacak onlar da.

Haberleri düzmece mi değil mi, söylenenleri uydurma mı değil mi diye akıl terazisine vurup ayırıyorlar.

İlla huysuzluk edip muhakeme süzgecinden geçirecekler...

Bilmiyorlar ki kafa konforunu bozar, bütün mutsuzlukların kaynağıdır o.

Bilmiyorlar ki fazla kurcalamadan güzel bakmayı başarabilen güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünense mışıl mışıl hayatından lezzet alır.

Kısmetse, kendilerini mutlu olduklarına hâlâ inandıramayanları da bu azimle şu dillere destan cihan saadetine uyandırırsın sen. Bizi şad ettin, sen de şad olasın TÜİK.