Trump, İran’ı vuracak mı, vurmayacak mı diye konuşulmuyor.
Trump, İran’ı hangi gün vuracak diye tartışılıyor.
ABD basınına göre Trump, İran’ı pazar günü vuracak.
Bazı analistlere göre ise İran’ı cuma günü piyasalar kapandıktan sonra vuracak. Trump’ın İran’ı vurma ihtimali her geçen gün güçleniyor.
Beyaz Saray sözcüsü ise Trump’ın iki hafta içinde kararını vereceğini söyledi.
İRAN’A SALDIRI EMRİNİ ONAYLADI
Bazı belirtileri aktarmak istiyorum.
1-
İran’ı vuruyor.
İran’ın ne yaptığı belli, İsrail’i vuruyor.
Ama Trump’ın ne yaptığı belli değil.
Sabah barıştan söz ediyor, akşam savaş diyor.
Trump G7 Zirvesi’nden erken ayrıldığı andan itibaren dünya diken üstünde.
Salı gününü çarşambaya bağlayan gece ABD’de Ulusal Güvenlik Konseyi toplandı. O sırada İsrail basını ‘Trump, İran’a savaş ilan etme kararı aldı’ diye yayına geçti. Toplantı bitti bu kez Trump, Netanyahu ile telefon görüşmesi yaptı. Biz o geceyi ‘Trump, İran’a savaş ilan edecek mi etmeyecek mi’ tartışmasıyla geçirdik.
Amerikalılar da ne olduğunu anlamamış olmalı ki bir grup Kongre üyesi, ‘savaş ilan etme yetkisi Kongre’de’ diye harekete geçti.
Trump,
Trump’ın, “İran anlaşmayı kabul etmeliydi. Ateşkesten daha iyi bir çözüm için çalışıyorum” şeklindeki sözleri ise endişeye neden oldu. İran-İsrail savaşı başladığı günden bu yana yaptığı çelişkili açıklamalar nedeniyle Trump’ın tavrı endişeleri artırıyor.
Trump bu tür durumlarda “havuç-sopa” yöntemini kullanıyor. “İran’a 60 gün süre verdim ama onlar, ‘Hayır’ dedi. 61. günde ne olduğunu gördünüz” dedi. ABD’nin 30 tanker uçağını ve savaş gemisi USS NIMITZ’ı bölgeye göndermesi ABD müdahalesi ihtimalini güçlendirdi.
4 KRİTİK NOKTA
1. Trump, İran’ı anlaşmaya zorlamak için baskıyı artırıyor. Trump, “İran’da nükleer silah istemiyorum ve gerekli adımları atıyoruz” demişti. Peki Trump tam olarak ne istiyor?
2. Trump, İran’ın nükleer faaliyetlerini durdurduğu ilan etmesini ve elinde bulunan zenginleştirilmiş uranyumu, üçüncü bir ülkeye göndermeyi kabul etmesini istiyor.
3. İran bunu kabul etmeyeceğini bildirdi. Bu durumda Trump’ın, İran’ın nükleer tesislerinin yok edilmesi için talimat vermesinden endişe ediliyor.
4. Trump, “İran nükleer silaha sahip olamaz. Tahran’daki herkes derhal tahliye edilmeli” sözleriyle İran’ı vuracaklarının sinyalini verdi.
SİYONİST LOBİ
ABD ve İsrail’in kırmızı çizgisi İran’ın nükleer kapasitesi. ABD ve İsrail, İran’ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırmakta kararlı.
İran ise barışçıl amaçlı nükleer silah üretiminden vazgeçmeyecek.
İki kırmızı çizgi ile bir yeşil çizgiye yani anlaşmaya ulaşmak mümkün mü?
Sıkılı yumruklarla barış olmaz.
ABD, DEVREYE GİRER Mİ
Peki bu sürecin sonunda ABD, İran’a müdahale eder mi?
Ankara bu ihtimali yadsımıyor. Eğer İran, nükleler anlaşmaya yanaşmazsa; İsrail, İran’ın nükleer kapasitesinin korunduğu kanaatinde olursa ABD devreye girebilir. İsrail’in en çok korktuğu İran’ın nükleer silaha ulaşması. Lafı dolaştırmadan söyleyeyim ABD, İran’ı vurabilir. Böylece İran’ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırabilir.
Bu hem İran için hem bölgemiz için bir felaket olur.
İsrail’den İran’a atılan bombalar ve İran’dan atılan füzeler sadece bu ülkeleri vurmuyor. Füzeler aynı zamanda ekonomiyi vuruyor.
PİYASALARA ETKİSİ
Hafta sonu piyasalar kapalıydı, ancak cuma günü petrol fiyatlarında yüzde 6’lık bir artış yaşandı. Petrol bir ara 80 doların üzerine çıktı. Kriz dönemlerinde güvenli liman olarak görülen altın yükseldi. Gram altın 4 bin 358 liraya, çeyrek altın 7 bin 194 liraya çıkarken külçe altın yüzde 1.6 değer kazandı.
Dolar ise sınırlı bir yükselişle 39.43 liraya kadar yükseldi. Sonra kısmi bir gerileme yaşandı.
Bugün piyasalar açıldıktan sonra füzelerin piyasalara olan etkisini daha iyi görme imkânımız olacak.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN KAPATILMASI
İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması durumunda ise petrol fiyatlarının 120- 130 dolar arasına yükselmesinden endişe ediliyor. Küresel petrol arzının yüzde 20’si Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol ve LNG ticaretinin yüzde 80’i Hürmüz Boğazı’ndan sağlanıyor.
EKONOMİYE FATURASI
Bir bölümümüz İsrail’in İran’ı ‘vuracağını’ savunduk, bir kısmımız ise ‘vuramaz’ dedik. Programa başladığımızda Los Angeles’taki eylemleri konuşuyorduk. ‘Amerika bölünür mü, iç savaş çıkar mı’ diye tartışıyorduk. Ancak biz yayındayken son dakika haberleri gelmeye başladı. Bir anda kendimizi ‘İsrail, bu gece İran’ı vurur mu’ tartışmasının içinde bulduk.
Amerika’nın Bağdat Büyükelçiliği’ni tahliye edeceği haberleri, İsrail’de hükümetin düşme tehlikesi üzerine Netanyahu’nun, İran’ı vurarak iktidarını kurtarma hesabı ve İran’da füze rampalarının silolarının açıldığı yönündeki haberler saldırının an meselesi olduğunu gösteriyordu. Bir ara ‘İsrail bu gece saldırır mı yoksa sabahı bekler mi’ tartışmasını yaptık.
TEHLİKE SÜRÜYOR
Sonuç itibariyle İsrail, İran’ı vurmadı. Ama tehlike geçti mi? Hayır.
Netanyahu’nun, İran’ı vurmak için fırsat kolladığı biliniyor. Biden döneminde heveslenmişti. İran’la karşılıklı olarak bir gösteri vuruşu yaptılar. Ama beklenen büyük savaş çıkmadı. Trump ise Beyaz Saray’da İran’ı vurmak için vize isteyen Netanyahu’ya, “Makul ol Bibi” demişti.
Trump’ın, Netanyahu’ya, “İran’la müzakere etmelisin dedim. Haydi kalk ve müzakere et” dediğini açıkladıktan sonra neden aniden bir savaş havası oluştu?
ABD’SİZ VURUR MU?
Bizi kaygılandıran da asıl bu durumdu. ABD istihbaratından, İsrail’in, Amerika’nın onayı olmadan İran’ı vurmasından endişe duyduğu yönünde haberler geliyordu. Bizi asıl endişelendiren de buydu.
1- Geçmişte Kennedy’yi ortadan kaldıran derin Amerika’nın seçim kampanyası sırasında düzenlenen suikastla Trump’ı ortadan kaldırmaya çalıştığını ilk andan beri savunuyorum. Derin Amerika ile savaşarak gelen Trump’ın, suikastla ortadan kaldırılma ya da görev süresini tamamlamadan azledilme gibi tehditlerle karşı karşıya olduğunun farkındayım.
2- Trump daha görevi devralmadan önce ABD ordusunda görev yapmış olan Shamsud Din Jabbar’ın New Orleans kentinde yılbaşı eğlencesi için sokakta toplanan insanların üzerine aracını sürüp 14 kişinin ölümüne sebep olduğu saldırının, Trump’ın otelinin önünde patlatılan Tesla marka aracın bir mesaj olduğuna inanıyorum.
ELON MUSK MESAJI
3- Elon Musk’ın, bir dönem kankası olan Trump’ı pedofili suçlamasında bulunup isminin Epstein dosyasında yer aldığı iddiasının derin Amerikan’ın Trump’a mesajı olduğunun farkındayım. Elon Musk, yaptığı paylaşımlardan dolayı pişman olduğunu açıklasa da mesaj adresine ulaştı.
TERS TEPTİ
4- Ama Trump’ın Los Angeles’taki olaylara müdahale tarzını kitlesel eylemlere karşı aşırı güç kullanmanın her zaman ters teptiğini bildiğim için abartılı buluyorum. Zaten sonuç ortada. Trump bastırdıkça olaylar büyüyor, diğer eyaletlere yayılıyor.
5- Zaten Trump’ın amacı da bu, Trump, kriz ve kaos üzerinden yönetmeyi seviyor diyebilirsiniz. Haklısınız da. Trump önce yangın çıkarıyor sonra yangın tüpüyle söndürülecek olan ateşi, yangın uçakları ile söndürmeyi tercih ediyor. Ama bu arada Amerika’nın imajı sarsılıyor.
6-
En önemli gündem maddesi emekliler başta olmak üzere dar gelirlilerin geçim sıkıntısı.
En önemli gündem maddesi hayat pahalılığı.
En önemli gündem maddesi faizlerin yüksek olması.
En önemli gündem maddesi sanayi ve tarım kesimindeki eksi büyüme.
Şimdi uzun uzun bunun nedenlerine girecek değilim. Asıl anlatmak istediğim başka bir şey. Bir süredir görüştüğüm her yetkiliye ekonomide rahatlama ne zaman hissedilecek, dar gelirli vatandaşlarımız ne zaman rahat nefes almaya başlayacak sorusunu soruyorum.
ŞİMŞEK, 2026’YI İŞARET ETTİ
Bu sorularıma birinci elden yanıt Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek, Dünya gazetesine verdiği röportajda, “Önümüzdeki döneme dair iyimser olmak için güçlü gerekçelere sahibiz. 2026 yılı refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi.