Devlet Bahçeli, Meclis’te DEM Parti milletvekillerinin elini sıkarken, Efkan Ala hemen yanında yer alıyordu. Geçmişte uygulanan çözüm sürecinin önemli aktörlerinden biriydi. O nedenle ‘Yeni bir çözüm süreci mi gündemde’ sorusunun yöneltileceği adreslerden biriydi.
YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ Mİ
Efkan Ala, gazeteci Sinan Burhan’ın başkanı olduğu Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nda medyanın Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. MHP Lideri Bahçeli’nin DEM Partililerin elini sıkması, ardından Öcalan’a yaptığı çağrı ile birlikte ‘Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor’ sorusu gündemde. Efkan Ala bu yöndeki bir soruya, “Türkiye’de o günden bu yana çok şey değişti. Sorun da farklı, sorunlara bulunacak çare de farklı. Her seferinde aynı şeyi yapmak durumunda değiliz ki” karşılığını verdi.
DEVRİM YAPILDI
AK Parti iktidarı döneminde devrim niteliğinde reformlar yapıldığını anlattı. Zor oldu. Ama Kürtçe kaset dinlemenin yasak olduğu bir Türkiye’den 24 saat Kürtçe yayın yapıldığı bir döneme ulaştık. Çözüm sürecinin zaafları oldu ama önemli kazanımlar da sağladı. Irak ve Suriye’nin hallaç pamuğu gibi atıldığı bir dönemde, bölge halkı Erdoğan’ın Kürt sorunun çözme konusunda samimi olduğunu gördü ve macera arayışlarına prim vermedi.
BEDEL ÖDEDİLER
Ama çözüm sürecinin AK Parti ve HDP kanadında görev üstlenen siyasileri ağır bedeller ödedi. HDP’lilerin bir kısmı hapse girdi, AK Parti cephesindekiler siyasi olarak ağır bedeller ödedi. Yeni bir çözüm süreci başlatılacak olsa, siyasi aktör bulunur mu ondan emin değilim. Bu ülkede bir günde kahraman olursun, bir günde hain damgasını yersin. Bu aşamada çözüm süreciyle ilgili bir tartışma açma niyetinde değilim. Bir yararı da yok.
ERDOĞAN’IN UYARISI
Bu arada ‘Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor’ sorusu gündeme geldi. Yazımın sonunda yazacağımı ilk başta ifade edeyim. Yeni bir çözüm süreci gündemde değil.
MASAYA OTURULMAZ
Zaten hem Bahçeli hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç cepheyi sağlam tutma adına, samimi bir şekilde el uzatıldığını söylediler. Bahçeli, “Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin” dedi. Çözüm sürecinin şartları farklıydı. PKK ve HDP süreci sabote ettiler. “Aynı suda ikinci kez yıkanılmaz.”
KANDİL RAHATSIZ
Zaten Bahçeli ve Erdoğan’ın bu açıklamalarından Kandil rahatsız oldu. Demek ki Erdoğan ve Bahçeli doğru bir hamle yaptılar. Önce Bese Hozat, ardından da Mustafa Karasu, “Bahçeli’nin el sıkması özel savaş siyaseti gereğidir” diye açıklama yaptılar.
TERÖRÜ BIRAKMAZ
PKK, Kürt sorununun çözümünü istemez. Çünkü Kürt sorunundan beslenir. Kürt sorununun çözümünün önündeki en önemli engel, PKK’dır. Kandil, terörün bitirilmesini istemez, çünkü varlığını teröre borçludur. Terör, Kandil’in sigortasıdır.
O nedenle PKK kendini feshetmez ancak Türkiye, PKK’yı etkisiz hale getirebilir. Sınırlarımız içinde de bunu büyük ölçüde başardık.
Önceki gün iki İsrail tankı, Suriye’de Kuneytra’ya girdi. O sırada CNN Türk’te Ahmet Hakan’la “Tarafsız Bölge” programındaydık. Hemen alarma geçtik. Bir yandan bölgeden bilgi almaya çalışıyor diğer yandan İsrail ve Suriye içindeki hareketliliği öğrenmek için çaba gösteriyorduk.
Ama bir tek Suriye rejiminden ses çıkmıyordu. Sanki İsrail tankları başka bir ülkenin topraklarına girmiş gibi hareket ediyorlardı.
İsrail, Lübnan’daki ateşi Suriye’ye taşımak için her şeyi yapıyor. Tartus’u, Hama’yı, Humus’u, Halep’i, Dera’yı hatta başkent Şam’ı vurdu. Tanklarıyla Suriye topraklarına girdi. İsrail’in bunlarla yetinmeyeceği söyleniyor.
LÜBNAN VE SURİYE’DE
Lübnan’da, Litani nehrine kadar olan bölgeyi kontrolü altına alıp bir tampon bölge oluşturmak istediği biliniyor. Ama bilinmeyen bunun Suriye ayağı. İsrail’in sadece Lübnan’da bir tampon bölge kurmakla yetinmeyeceği söyleniyor. Suriye’nin içinde de bir tampon bölge oluşturmak istediği ifade ediliyor. İsrail’in, Suriye içinde kurmayı hedeflediği tampon bölge nerede olacak? Golan, İsrail’in işgali altında. İsrail’in Suveyda’ya kadar olan bölgeyi işgal ettikten sonra bir tampon bölge kurmayı hedeflediği söyleniyor.
İsrail’in kurmak istediği tampon bölge için Golan eteklerinden başlayıp Suveyda, Kuneytra ve Dera’yı kapsayan Et Tenef’e kadar olan bir bölgeden söz ediliyor. Tenef, ABD üssünün bulunduğu ve ABD’nin kontrolündeki bir yer.
BİRLEŞTİRMEYİ PLANLIYORLAR
Statü olarak PKK-SDG’nin kontrol ettiği bölgeye benzer bir oluşum düşünüyorlar. SDG’nin başında PKK’nın belirlediği isim olan PKK’lı
Bakan olması beklenen isimlerin arayanı soranı çoğaldı. Bakanlık için ismi geçenleri “Kulislerimin ne kadar sağlam olduğunu bilirsin. Bu kez Kabine’desin. Hayırlı olsun” diye arayanlar bile var. Bunların arasında her Kabine değişikliğinde muhtemel isimleri arayıp “Sağlam bir yerden öğrendim. Bakan oluyorsun” dediği halde hiçbir öngörüsü tutmayanlar başta geliyor.
BAKAN TOTO
Dünden itibaren ise Kabine listeleri dolaşmaya başladı. Şimdilik üç ayrı liste var. Kimi hızını alamamış Kabine’ye tek bir kadın bakan bile koymamış, ki AK Parti kabinelerinde her zaman bir kadın bakan olur. Kimi Cumhurbaşkanı Erdoğan haricinde ancak birkaç isme yer vermiş. Kabine’nin yüzde 80’ini değiştirmiş.
BANKO İSİMLER
Tüm listelerin ortak 4 ismi var. Mehmet Şimşek, Hakan Fidan, Yaşar Güler ve Murat Kurum banko isimler. Onların dışında bir listede Sağlık Bakanı var, diğer listede İçişleri Bakanı yer alıyor. Bazı listelerde genel merkezden kimse girmezken, bazı listelerde genel merkezden bir iki isim yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin durumu da aynı. Listeye göre Külliye’den giren sayısı değişiyor. Harcamak istedikleri bürokratların adlarını da listeye yazanlar yok değil. Bazı isimler ise her Kabine listesinin demirbaşı ama şimdiye kadar bir türlü gerçek Kabine’ye giremediler.
SADECE ERDOĞAN BİLİYOR
Kabine değişecekse Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında kimse bilmiyor. Erdoğan bir süredir çok köklü değişikliklere gitmiyor. Aksayan isimler varsa onları değiştiriyor. İş olsun diye değişiklik yapmıyor.
Son söz; kulislerde dolaşan listeler doğru değil. Bu iş bakan toto ile değil
Ankara’da her Kabine değişikliği öncesinde yaşanan trafik işlemeye başladı. Siyasi fay hatları harekete geçti. ‘Bakan toto’ oynanmaya, hangi bakanlar gidecek diye konuşulmaya başlandı. 48 saatin durum raporunu verecek olursam; Kabine değişikliği beklentisi oluştu, değişecek isimler diye bazı bakan isimleri ortalıkta dolaşmaya başladı. Ama henüz şu bakan gidecek, şu isim Kabine’ye girecek aşamasına gelinmedi.
ERDOĞAN İŞARET ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Genel başkan yardımcılarında aynı şekilde değişiklikler olabilir. Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem genel başkan yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi, aynı şekilde Kabine’de de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir” açıklaması Kabine değişikliği beklentisini oluşturdu.
Ancak Erdoğan’ın açıklamasının iki ayağı var.
KONGRE BEKLENEBİLİR
1 “Genel başkan yardımcılıklarında da değişiklik olabilir” dedi.
Bu ne zaman olacak? AK Parti’nin kongre süreci başladı. 2025 yılı nisan-mayıs ayında büyük kongre var. Genel başkan yardımcılıklarının kongreden sonra değişmesi bekleniyor. Önceden kongrede parti yönetimi değişir, ardından da kabine değişikliği yaşanırdı. Bu kez de aynı şekilde olacağı belli değil. Ama genel beklenti o geleneğin sürmesi yönünde. Çünkü parti yönetiminden alınan bazı isimlerin Kabine’de değerlendirilmesi gibi bir yöntem izlenebilir.
KABİNE’DE KÖKLÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye destek verdi. DEM’e terörle arasına mesafe koyması çağrısı yaptı. “Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur” uyarısında bulundu.
BEKLENTİ OLUŞTU
Cumhur İttifakı’nın iki lideri Erdoğan ve Bahçeli’den güçlü mesajlar gelince bir anda Ankara’da yeniden bir çözüm süreci mi başlıyor beklentisi oluştu.
Çözüm sürecinde yaşanan deneyimler ışığında söylüyorum, eski çözüm sürecinin bir benzeri yaşanmaz. Çünkü PKK ve onun siyasi uzantıları çözüm sürecini sabote etti.
Peki yeni durumu nasıl okumak gerekiyor?
TÜRKİYE ETRAFINDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan savaşın bölgemize yayılması, İsrail saldırganlığının Türkiye’yi hedef alması karşısındaki tehlikelere dikkat çekip iç cepheyi tahkim etmek gerektiğini söylemişti. Bölgesel savaş tehlikesinin sınırlarımıza dayandığı bir dönemde iktidar, muhalefet çekişmesinin bir yana bırakılması ve “Türkiye” etrafında toplanılması çağrısı yapmıştı. Başka Türkiye yok. Devlet Bahçeli de Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına destek vermek için bu adımı attığını söylemişti.
Şimdilik bildiğimiz bu adımların iç barışımıza ve Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik bir çabanın ürünü olduğu yönünde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gelirken şeref holünde uzun bir kuyruk oluşmuştu. Erdoğan, ilk adım attığı andan itibaren hepsinin elini sıktı, dokundu, kimisiyle selamlaştı, kimini dinledi, yanındaki görevlilere notlar aldırıp, talimatlar verdi. Böylece birkaç dakikalık yolu 15 dakikada aldı. Bu yol siyaset yolu. Siyasette göz teması kurmak bile önemlidir. Erdoğan, yıllardır bunu yapıyor. Erdoğan’ın siyasi başarısı da bunlardan kaynaklanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına gelince, bir yönüyle Meclis’in açılışında yaptığı konuşmanın bir devamıydı. Dün bu köşede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AK Parti MYK toplantısında bir konuda bir isyan halinde olduğunu yazmıştım. Bir kısmını dün yazdığım gibi cezasızlık algısını yıkan düzenlemeler geliyor ve yeni mekanizmalar oluşturuluyor.
Erdoğan’ın konuşması üç sütun üzerine kurulmuştu.
DEM’E UZATILAN EL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açış konuşmasında İsrail’in savaşı bölgeye yayma tehlikesine dikkat çekip, asıl hedefin Türkiye olduğunu belirtmiş ve bu süreçte iktidar muhalefet ayrımını bir kenara bırakıp, iç cephenin tahkim edilmesi gerektiğinin üzerinde durmuştu. Erdoğan’ın konuşmasından sonra Bahçeli yerinden kalkarak, DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmıştı. Bahçeli bunu “DEM sıralarına giderek el uzattım. DEM sıralarına el uzatmam doğaçlama değildi. Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifimizdir. DEM’e uzattığım el Türkiye Partisi olun teklifidir” diye açıklamıştı.
BAHÇELİ’YE DESTEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye güçlü bir şekilde destek verdi. “Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, 85 milyonun kardeşliği açısından değerli buluyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis’teki tüm siyasi partilerin de bu yaklaşımla hareket etmesidir” dedi.
YENİ SİYASET İNŞASI
19 yaşındaki cani Semih Çelik yarım saat arayla iki genç kızımızı katletti. Yasadışı bahis, kara para aklama, sahte fatura, örgüt kurma suçlamasıyla tutuklu olarak yargılanan Engin Polat ile Dilan Polat tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Dilan Polat yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadan, “Enerji” diye ortalıkta dolanmaya, şımarık videolar çekip, lüks araçlara binip dans etmeye devam ediyor. Candan kardeşler ise cezaevinden çıktıktan sonra soluğu önce kuaförde sonra eğlence mekanlarında aldılar. Hani hastalıktan dolayı hayati risk taşıyorlardı...
Bunlar toplumun adalete olan inancını sarsıyor. ‘Dilan Polat’ın tahliye olduğu bir sistemde ben adalete nasıl güveneyim’ diyor. Semih Çelik isimli caninin iki genç kızımızı vahşi bir şekilde öldürmesi ise toplumda travmaya neden oldu.
ERDOĞAN GÜNDEME GETİRİYOR
Bu konular AK Parti MYK Toplantısı’nda gündeme geliyor. Gündeme getiren kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan. Cumhurbaşkanı MYK’yı açış konuşmasında bu olaylara değiniyor. Bir cumhurbaşkanı olmanın ötesinde bir baba olarak adeta isyan ediyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, cinsel istismarla ilgili suçlarda yeni düzenlemeler yapılmasını istiyor. “Cezasızlık algısını yıkmamız lazım” diyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da bir süredir bunun üzerinde duruyordu.
FAİL DE MAĞDUR DA GENÇ
Erdoğan, Yükseköğretim Akademik Yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada da bu konuya değindi. “Cuma günü iki genç kızımız vahşi cinayete kurban gitti. Fail de mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak batılı ülkelerin sorunları ile bizim de yüzleşmemiz kaçınılmaz” dedi.
9’UNCU PAKETE GİREBİLİR
Cumhurbaşkanı