Bu kasabada yaşamak yürek ister! Kayanın altındaki dünya...

Minik ve sıcak bir köy olan Setenil de las Bodegas doğal alanıyla diğer köylere alternatif… İşte Setenil de las Bodegas ile ilgili ilginç bilgiler…

Setenil de las Bodegas, İspanya’nın 17 özerk bölgesinden nüfusu en fazla olan Endülüs bölgesinin Cádiz iline bağlı Sierra de Cádiz ilçesinde yer alıyor.

Cádiz şehrinin kuzeydoğusunda yer alan, Rio Trejo Nehri’nin aşındırdığı bir hat üzerine kurulu Setenil de las Bodegas’da yaklaşık 3 bin kişi yaşıyor.Setenil de las Bodegas oldukça eski bir yerleşim yeri. Öyle ki insanların burada tarih öncesi zamanlardan beri yaşadığı tahmin ediliyor.

Bu bilginin geçerli kabul edilmesinin sebebi; yaşama elverişli ve korunaklı olması.

Tepesinin büyük bir kayadan oluşmasından ötürü baştan sonra bir ev yapmaya gerek yok Setenil de las Bodegas’da, bir ön cephe ve duvarların olması yeterli.

Yaz-kış fark etmeksizin cazip olan bu evler; yazın aşırı sıcak olmuyor, kışın da aşırı soğumuyor.

Setenil de las Bodegas sakinleri bir kayanın altında yaşıyor olsa da, yaşam biçimlerinin diğer insanlardan farklı olduğunu söylemek yanlış olur.

Setenil de las Bodegas’daki barlar, restoranlar ve marketler bölgenin en iyi mekanları olarak gösteriliyor.

Özellikle Endülüs şarabı, balı ve zeytinyağının bölgedeki en iyi ürünler olduğundan bahsetmek gerek.

En yoğun turistik zamanlarını ilkbahar ve yaz döneminde geçiren köyde özellikle hafta sonları restoran ve kafelerde boş yer bulmak zorlaşıyor.

Latince ‘septem nihil’ demek olan ‘Setenil’ ‘yedi kez hayır’ anlamına geliyor.

Bu ismin ortaya çıkış hikayesi ise dönemin Katoliklerin bölgeyi Endülüslerden 7 kez almaya kalkmasına ithafen konulmuş.

Kayaların altındaki serin alanlar, üretilen yerel gıdaları geniş alanda rahatça saklayabildiği için ismin sonuna, ambar anlamına gelen ‘Bodegas’ ekleniyor. Kaynak: lonely planey, listelist

Dünyada tıpkı Setenil de las Bodegas gibi ilginç köyler var. İşte onlardan bazıları...

Haid Al-Jazil / Yemen
Eğer ‘Yüzüklerin Efendisi’ romanı veya filminden fırlamış bir kent arıyorsanız, Yemen'deki Had Al-Jazil'den daha iyisini bulabileceğinizden emin değiliz. Kurak bir vadide bir kayanın üzerine kurulan kasaba, doğal bir film platosu olarak gelecekte çok ilgi görecek. Arabistan Yarımadası'nın güneyindeki Yemen'de hiçbir nehir kalıcı değil.

Yağışlı mevsimde akmaya başlıyor ama kısa süre sonra kuruyorlar. Denizden uzak yaşayan insanlar için hayatın tek kaynağı da bu kısa süreli akan sular. Haid Al-Jazil'in kurulma amacı da aynı doğrultuda. Yemen'in iç bölgelerinde arazi genellikle kurak çöllerden oluşuyor ve kaynaklar çok sınırlı. Bu yüzden de ev yapmak, bir kasaba kurmak biraz yaratıcılık gerektiriyor.

Had Al-Jazil'de tüm evler çamurdan inşa edilmiş ve ahşap tabanlara sahip. Bu da onları sıcaktan koruyor. Haid Al-Jazil'de bulunan evler çamurdan yapılmalarına rağmen son derece dayanıklı, çünkü hem yağışlı mevsime hem de hemen arkasından gelen aşırı sıcaklara karşı dimdik ayakta duruyorlar. Yaklaşık 150 metrelik bir kaya üzerinde yükselmeleri ise onları doğrudan film setlerine ışınlıyor.

Savoca / Sicilya
Sicilya’nın doğu ucunda bulunan Savoca, Ortaçağ izlerini taşıyan bir köy. Eski taş evleri, etkileyici kiliseleri ve Akdeniz hissi yaşatan sokaklarıyla tarihi köy, kaçış rotaları arasında.

Sicilya’yı ve bölge kültürünü en iyi yansıtan yerlerden biri olduğu için Coppola’nın çok beğenilen Godfather II filmi de bu köyde çekilmiş.

1600 kişinin yaşadığı yerleşim yerinde gürültü, araç kornası hatta insan sesi bile zor duyuluyor.

Júzcar / İspanya
İspanya‘nın güneyinde, Endülüs Bölgesi’nde bulunan Júzcar, yakın zamana kadar kendi halinde bir köydü.

2011 yılında Şirinler filminin galasına ev sahipliği yapan köydeki tüm evlerin dış cepheleri maviye boyanınca köyün kaderi değişti. Sony Pictures’ın evleri eski haline döndürme teklifini kabul etmeyen köylüler Şirinler Köyü’nü andıran evlerinde doğayla baş başa yaşıyor.

Popeye Village – Malta
Dünyanın en ünlü denizcilerinden biri, gücünü ıspanaktan alan Temel Reis olsa gerek. Malta’da 1980’de çekilen filminin seti o zamandan beri olduğu gibi korunuyor ve ziyaretçilerine bir hayal aleminin kapılarını açıyor.

İçinde birbirinden sevimli evler, yeme içme mekânları, oyun alanları, parklar, sergiler, müzeler bulunan Popeye Village, ailece vakit geçirebileceğiniz renkli bir eğlence merkezi. Akdeniz’in ortasında küçük bir ada ülkesi Malta. Temel Reis’in filmini çekmek için, gündelik hayatın denizle iç içe aktığı Malta’dan daha iyi bir adres bulunamazdı.

Dünyanın en ünlü denizcisinin filmi 1980’de çekildi. Maltalılar o zamandan beri filmin setini koruyor, eğlence merkezine dönüştürülen bu sahil köyü, ziyaretçilerini bir hayal dünyasına götürüp Temel Reis ve arkadaşlarıyla tanıştırıyor. Daha ilk bakışta muhteşem doğası ve masalsı mimarisiyle sizi etkileyen merkez Sweethaven Village olarak da biliniyor.

Çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de hitap eden merkezde birbirinden renkli ve sevimli evler, yeme içme mekânları, oyun alanları, parklar, sergiler ve müzeler bulunuyor.

Huacachina – Peru
Burası 1930'larda hali hazırda orada bulunan bir sulama kuyusunun etrafına kurulmuş.

Çöldeki bu etkileyici vahanın içindeki küçük gölde bir deniz kızının yaşadığı efsanesine inanılıyor. Yolunuz düşerse deniz kızını görebilmek için bir gözünüz daima gölde olsun.

Shirakawa-go Köyü – Japonya
Japonya'ya gitmeye karar verildiğinde akla hemen Tokyo, Hiroşima ya da Nagasaki gibi popüler yerler gelir. Aslında ülkede keşfedilecek daha güzel yerler var. Shirakawa-go Köyü bölgeye has tarihi yapıları ve doğasıyla adeta başka bir dünyaya aitmiş hissi veriyor.

UNESCO tarafından Dünya Mirası kabul edilen Shirakawa-go, Japonya'nın Gifu bölgesinde, Shogawa Vadisi'nde bulunuyor. Geleneksel Japon evleriyle ünlü bu küçük köyde geçmişte çiftçilerin, tüccarların ve başlangıç seviyesindeki samurayların kaldığı biliniyor. Köyde bulunan tarihi evler birbirinin neredeyse aynısı.

Böyle bir görüntü üzerine özellikle kış aylarında kar yağdığı zaman fotoğrafçılar için son derece çekici manzaralar meydana geliyor. Bölgeye yolunuz düşerse ünlü Japon lezzetlerinin dışında ülke mutfağının geleneksel lezzetlerini de tatma şansı bulabilirsiniz.

Özellikle vadiye hakim, yüksek seyir terasından köyü izlemekse ayrı bir keyif... Shirakawa-go'ya gitmek için Tokyo'dan trenle Takayama'ya ulaşıp, buradan da otobüsle 50 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor.