Paylaş
Sonuçta hepimiz bu şehirde yaşıyoruz. Daha yaşanılabilir bir kentin, o kentte yaşayanların daha mutlu olmasına katkısı tartışılmaz.
Mustafa Tuna’nın geçtiğimiz günlerde Hürriyet Ankara Bürosu’nu ziyaretinde öne çıkan üç önemli konu vardı:
* Emsal artışı yok, öldü.
* İlçe belediye başkanlarıyla ortak akılla hareket ederim.
* Ankapark’la ilgili uygulamaları istişareyle (vatandaşla) alırız.
* * *
Tuna’nın özellikle Ankara’da çok tartışılan imar uygulamalarıyla ilgili “Emsal artışı öldü” açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul ve Ankara belediye başkanlarını çok uyardım. Maalesef ‘tabi efendim haklısınız, gereğini yapacağız’ demelerine rağmen hiçbir şey değişmedi. Mustafa’yla (Tuna) konuştum, göreceksiniz neler yapacak? Bu tür binalarla ilgili gereği yapacak” açıklaması geldi.
İstanbul ve Ankara’da en fazla 6 kata müsaade edileceği de gündeme gelirken, ne tür uygulamaların yapılacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bugün ise Tuna’nın başkanlığa gelmesinin hemen ardından gazetemize yaptığı ziyarette hem kentle ilgili hem de yönetim tarzıyla ilgili açıklamalarının devamına yer vereceğim. Pek çok Avrupa kentinde bisikletin yaygın bir araç olduğunu hatırlattım Tuna’ya.
Bisiklet yollarına sıcak baktığını belirten Tuna, “Ankara’da keşke bisiklet yolları olabilse. Ama gerçekçi olmak lazım, mevcut imar durumları, yollar, araçlar durum ortada. Kentin uygun bölgelerinde olabilir. İlçelerden bu yönde talepler gelirse değerlendiririz” dedi.
Zaman zaman sohbetlerimizde Fethi Yaşar(Yenimahalle Belediye Başkanı), Alper Taşdelen(Çankaya Belediye Başkanı), Enver Demirel(Etimesgut Belediye Başkanı) bisiklet yollarının olması gerektiğini ifade etmişti. Ümitköy, Çayyolu, Batıkent ve Eryaman’da bisiklet yollarının yapılmasının önünde engel yok. Tuna’nın bu açıklamasından sonra bakalım ilçelerden bir talep gelecek mi?
KIZILAY’IN HALİ BENİ ÜZÜYOR
Tuna’nın yönetim anlayışı hakkında önemli ipuçları veren açıklamalarının devamı özetle şöyle:
* Lüks harcamalara paramız yok. Kusura bakmasınlar. Ben şuna benzetiyorum; önce karnımızı doyuralım da sonra pastaneye gidip kahve içip pasta yiyelim. Evet o da güzel ama önce karnımızı doyuralım.
* Kızılay’ın mevcut hali beni üzüyor. Eskiden orada telefon hattı hava parasıyla satılıyordu. 70’lerde 4 milyon liraya telefon hattı satılırdı. Kızılay telefon hattı diye. Önce Güvenpark’ın mevcut karmaşıklığına bir çözüm bulacağız sonra Kızılay’ın eski haline dönmesi için projeler üreteceğiz.
SİYASİ GÖRÜŞÜNE BAKMAM
* Sincan’da seçim öncesi MHP’nin bayrağını asan personeller vardı. Ne seçim sürecinde ne başkan olduktan sonra hiç birine karışmadım. Adamın siyasi görüşü, seçim zamanı gitmiş partisi adına çalışmış, ben işini düzgün yapıp yapmadığına bakarım.
* Bazen geliyorlar, ‘Ben de AK Parti’nin falanca üyesiyim’ diye söze başlıyorlar, ‘bırak partiyi sen vatandaşsın, yeterli’ diyorum. Bana gelene ‘Sen hangi partidensin hangi görüşe mensupsun’ diye soramam, çok ayıp bir şey bu.
ESKİYMİŞ YENİYMİŞ ANLAMAM
* Büyükşehir’e geldik, olan oldu. Kimseye zulmedemeyiz. İşe yarayanlar durur işe yaramayanlar -eskiymiş yeniymiş- anlamam. Eli cebinde boş gezen adamlara teşekkür ederiz, kimseye boş yere para veremeyiz. Yazık günah.
* İşçi, memur, belediye şirketleri, taşeronlarla beraber Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan 41 bin 685 kişi var.
* Şirketlerle ilgili bazılarının birleştirilmesi söz konusu olabilir. Rasyonel ve akılcı olmasına bakar ortak akılla çözüm buluruz. Dürüst, şeffaf, adil olunca hiçbir sıkıntı olmaz.
Paylaş