Ulusötesi kimlikler

LINZONU Linz’de, taksiden inerken gördüm, ille de yol parasını ödemek istiyor, taksi şoförü ise Nuh diyor peygamber demiyordu.

Sonunda Türk asıllı taksici galip geldi ve 87 yaşındaki yolcusu Profesör Nermin Abadan Unat’ın arkasından seslendi: "Türkiye için Avrupa Birliği’ne katkım olsun!"

Linz, 2009 yılı Avrupa kültür başkenti. Avusturya Cumhurbaşkanı tarafından açılışı yapılan Extra Europa diye bir sempozyum düzenleyip, AB dışı üç ülkeden, Türkiye, İsviçre ve Norveç’ten konuşmacı davet etmişler. Avusturya yüzde 5 ile AB üyeliğimizi en az destekleyen ülke. Akşam otelin barında Avusturyalı bir gazeteciye neden Türkleri istemediklerini soruyorum. Ülkesindeki 500 bin Türk’ün uyum sorunu yaşadığını, yaşam tarzlarının uymadığını anlatıyor.

Önce ona orada 500 bin değil 220 bin Türk olduğunu, yarısının da Avusturya vatandaşlığına geçtiğini söylüyorum, ama bana pek inanmıyor. Belçika’da da, Hollanda’da da Türklerin olduğunu ama hiçbir yerde yüzde 5 gibi bir oran olmadığını, her 100 Yunanlıdan hiç olmazsa 24’ünün Türkiye’yi AB’de görmek istediğini söyleyince biraz şaşırdığını hissediyorum.

* * *

Avusturya’da Türk imajı denilen sorun tamamen siyasetçilerden kaynaklanıyor. Viyana kuşatmasıyla da bir ilgisi yok. 2002’de yapılan kamuoyu araştırmalarında Türklerin AB üyeliğine verilen destek (yüzde 32) ile Hırvatistan’a verilen (yüzde 34) neredeyse aynı. Aradan sadece üç yıl geçiyor, Türkiye’ye destek yüzde 10’a inerken Hırvatistan’ınki yüzde 55’e çıkıyor.

İki arada bir derede ne oluyor diye sorunca ortaya çıkan resim şu: 2004’te Avusturya’da sağcı partiler iktidar oluyor. Aşırı sağcı iktidar ortağı Haider o güne kadar Türkiye aleyhinde ağzına ne gelirse söylemişken çark ediyor. Hükümet politikası olarak karşı tavır almaktan vazgeçiyorlar.

İşte tam da bu noktada sosyal demokratlar oy uğruna Türkiye’yi satmakta mahzur görmüyorlar. Türkiye karşıtı kampanya yapıyorlar. Kısa bir süre sonra Haider de zaten fikir değiştiriyor. Avusturya’da Türkiye’yi savunan kimse kalmıyor.

* * *

Avusturya, Almanya ya da başka bir ülke... Türk olan her yerde asimile olan seviliyor, kibarca entegrasyon isteniyor. Bugünkü çağda bu ne kadar mümkün? Avrupa’ya Türk göçünü daha 1960’larda incelemeye başlayan Prof. Abadan Unat’a göre, teknoloji çağında göçmenlerin ülkelerinden kopmaları mümkün değil. Ne tam olarak oralı ne tam olarak Türkler. Ve onların artık ayrı ve farklı bir kimlikleri var.

Ayhan Kaya gibi genç araştırmacılar buna "transnasyonal-ulusötesi kimlik" diyorlar. Sayıları her geçen gün artan "Eurotürk"ler işte bu üçüncü kimliğin sahipleri. İnsanlara kimlik giydirirken en demokratik ve insani kabul de bu olmalı. Göçün yarattığı üçüncü kimlikle barışık olmak gerekiyor.

On dört yaşına kadar Türkçe bilmeyen, Viyana doğumlu, Atatürk Türkiyesi’ni 1936’da vatan olarak benimsemiş Prof. Nermin Abadan Unat’ın parasını almayan Eurotürk taksi şoförü arkasından bağırıyor: "AB’ye katkım olsun..."

Zaman akıyor, kimlikler değişiyor...
Yazarın Tüm Yazıları