Cemal Süreya ve Papirüs

Türk edebiyat dergiciliğinde iyi şair Cemal Süreya’nın yayımladığı Papirüs’ün ayrı bir yeri vardır.

Haberin Devamı

Benim şairler için yazdığım yazıların çoğu onun dergisinde yayımlanmıştır. Ayrıca dost olarak da yaşamımda ayrı bir yeri vardır. Benim çıkardığım dergilerde de onun adı öndedir.

Onunla ilgili her çalışmadan mutlaka söz ederim. Şiiri dışındaki yazıları, onun başta şiire, daha çok edebiyata, topluma bakışını yansıtan yazılardır.

Papirüs’ten Başyazılar - Cemal Süreya’ kitabındaki yazılardan o günün edebiyat dışı düşünce dünyasını da izlemeniz mümkün.

Muzaffer Buyrukçu ne yazmış?

Türk edebiyatına çeşitli açılardan bakan, o açıdan gördüklerini değerlendiren, sorunlara bir düşünür, bir denemeci, bir şair olarak yaklaşan ve çözüm arayan, çözüm getiren önemli yazılardır Cemal Süreya’nın yazıları.”

Yazıların taşıdığı zaman dilimi 1966 - 1980 arası. Değişenle değişmeyen arasındaki edebî ve düşünsel serüveni, insanların tanıklığını okuduğumuzda sorumluluk kavramı üzerine de düşüneceksiniz.

Haberin Devamı

Yazıların arkasındaki kişilik yazıyla hayatın nasıl tutarlı bir bileşimde olduğunu da kanıtlıyor.

Aydın ve yazar üzerine çeşitleme için gerekli malzemeyi burada bulacaksınız. Edebiyatı edebiyat olarak yorumlama üzerine yeniden düşüneceksiniz.  Batının önemli adlarıyla Türkiye’deki fikir hareketlerini de mukayese edeceksiniz.

Başucu kitaplarından biri.

Papirüs üzerine yazılanlardan kısa bir özet:

Bir Cemal Süreya Yaşadı - Atilla Özkırımlı:

Dergi çıkarmak bir tutkuydu Cemal Süreya için ‘Edebiyatın nabzı dergilerde atar’dı çünkü. Dergilerde serpilirdi bir ülkenin edebiyatı. Bu yüzden hep dergilerde yaşadı Cemal. Ya bir dergi çıkararak ya da çıkaracağı bir dergiyi düşünerek.

Oldukça geç katıldım ben Papirüs’e. Temmuz 1968’de. Sıradan bir kitap tanıtma yazısıydı ilk yazım. Şiirler, öyküler yayımlamıştım. Hatta bir-iki arkadaş, yıllar önce, 1963’te bir dergi bile çıkarmıştık. Ama Papirüs başkaydı. Cemal Süreya beğenmişti yazımı, dergisinde yayımlamıştı. Üstelik Papirüs’e sürekli yazmamı istemişti benden.”

Papirüs’teki Günler - Tomris Uyar:

“’Şimdi düşünüyorum da’ diye başlanır ya, şimdi düşünüyorum da 1966 yazında Cemal Süreya, Ülkü Tamer ve benim Papirüs dergisini çıkarmaktaki inadımıza şaşırıyorum. (Ama gerçekten şaşırıyor muyum?)

Haberin Devamı

Nesnel bir bakışla, üçümüz de güç günler geçiriyorduk o dönemde, özellikle para açısından. Cemal Süreya’nın bir akrabasından toplu bir alacağı vardı ama nedense bölük pörçük taksitlerle alabiliyordu. Ülkü Tamer ile benim elimize de az buçuk bir para geçiyordu. Neyse ki bütçelerimiz ortaktı. Cemal Süreya ile benim Kazancı Yokuşu’nda kiraladığımız ev de çalışma mekânı olarak ortaktı. Ancak üçümüzden birinin eline toplu bir para geçti mi, bir lokantaya gidebiliyor, birbirimize armağanlar alabiliyorduk. Acaba o günlerde bizi ayakta tutan, durmaksızın edebiyattan konuşma alışkanlığı mıydı? Edebiyat görüşlerimiz, üç aşağı beş yukarı birbirini tutuyordu, tutmadığı zamanlar kıyasıya –ama kırıcı biçimde değil tabii– tartışabiliyorduk. Parasızlığın yanı sıra kişisel yaşamlarımız da pek parlak sayılmazdı doğrusu.

Haberin Devamı

Böyle bir durumda dergi çıkarma düşüncesi nereden doğdu? Yeni Dergi, piyasada büyük bir boşluğu dolduruyordu. Yazılarımızı oraya verebiliyorduk. Dertli başımıza dert mi arıyorduk yani?

Dergilerin de insanlar gibi bir yaşamı var. Papirüs’ün ilk sayıları, her şeye karşın birbirlerini seven, sevdikleri işleri birlikte götürmekten mutluluk duyan üç kişinin ne kadar heyecan verici bir işi ortaya çıkardıklarının bir göstergesi.

            (Can Yayınları)

Yazarın Tüm Yazıları