ÇİÇEĞİ burnunda ABD Dişişleri Bakanı Bayan Rice bugün Türkiye’ye geliyor. Bölgemizde uygulanmak istenen Pax Americana’yı bir kez daha burnumuza sokacak olan bu ziyaret Türk-Amerikan ilişkilerindeki güven bunalımının aşılmasına yarar diye umuyoruz.
Zira Ortadoğu cehenneminde alevlerin bize de ulaşacağı bir hareketlenme var; Başkan Bush üç gün önce, 3 Şubat’taki konuşmasında Suriye ve İran’ı hedef gösterdi.
Ortadoğu yangın yeriyken duygusal gerginlik zamanı değil. Duyguları kışkırtan nutuklarla bir yere varmak mümkün değil. Çünkü duygular zaten var. Ve bu her iki taraf için de geçerli.
Bugün Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerginliklerin temelinde, 31 Mart Tezkeresi’nin TBMM’de kabul edilmemesi var. Ama bunun sonrasına da bakmak gerekir. ABD tarafı aşırı duygusal davranmadı mı? Tezkere sonrasında üslup seviyesizliği Türkiye’yi derinden yaraladı. Askerlerimizin kafasına çuval geçirilmesi... Amerikan medyasındaki Türkiye’yi aşağılama kampanyaları...
Bugün ilişkilerde büyük bir güven bunalımı yaşanıyor.
* * *
Tarihte Pax Romana, Pax Ottomana, Pax Brittanica oldu, şimdi de Pax Americana (Amerikan barışı) var. Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi ABD açısından Pax America’nın en ağırlıklı kısmı. ABD bu bölgenin enerji kaynaklarını her ne pahasına olursa olsun denetlemek istiyor. Bu bölgedeki Pax Americana, ABD’nin istemediği hiçbir değişikliğin ona rağmen yapılamaması anlamına gelir. Bu çerçevede Türkiye’nin kıymeti ancak ABD ile işbirliği yaptığı ölçüde var. Yoksa elimiz kolumuz bağlanır.
* * *
Irak’a asker gönderme tezkeresinin kamuoyunda tartışıldığı günlerde Türk basınının Amerikan kolejli, radikal ama resmin bütününü göremeyen bir köşe yazarı ve benzerleri ‘Kuzey Irak’ta Kürt devleti kuruldu da size mi battı?’ diye sormuşlardı.
Eh biraz öyle oldu. Geldik bugüne ve Kuzey Irak’taki gelişmeler istesek de istemezsek de, farkına varsak da varmasak da bize batıyor. Sadece siyasi olarak değil, Doğan Hızlan gibi kültür önderleri Kerkük meselesine tarihi ve kültürel değerlerin korunması açısından bakıyorlar ki çok haklılar.
Öte yandan, Irak’la ilgili Amerikan kültüründe şehitlere yakılan ağıtların dışında herhangi bir şiirsellik var mıdır, bilmem ama gün gelir Türk ulusunun ortak bilinçaltına işlemiş satırlar (Arif Nihat Asya) anımsanıverir:
‘Perdeleri örtük/ Lambaları sönük/ Sırtında yıllar yük/ Hatıraları kırık dökük/ Bir yer olacak orada/ Adı Kerkük’...
Stratejik işbirliği ve ortak menfaatlerin korunması, ulusların duyguları büsbütün göz ardı edilerek yapılabilir mi? Condolezza Rice’ın kadın ruhu bu inceliği belki anlar diye umuyoruz.