Paylaş
◊ “Star Wars” evrenine olan ilginiz nasıl başladı?
- Gerçekten çok küçüktüm. Sanırım 5-6 yaşlarındaydım. Tüm kuzenlerim benden büyüktü, ben aralarında en küçüğüm. Hepsi ışın kılıçlarıyla bu fantezi dünyasında oynuyordu. Ben de sadece oraya ait olmak istiyordum. İlk filmleri izlemek için biraz geç kalmıştım. “New Hope”u izledikten sonra o dünyaya ait olmaya çalıştım.
Daha sonra Darth Vader kâbuslarıma girdi ve uzun süre kaldı, orası ayrı. (Gülüyor) Sanırım sinemayı da bu filmler sayesinde sevmeye başladım. Çünkü kuzenlerimle bağ kurmamı, eğlenceli ve ilginç görünen bir şeyin parçası olmamı sağladı. Zaten geçmişte sinemaya çok haksızlık ettik...
◊ Neden böyle düşünüyorsunuz?
- Çünkü sinemanın ne anlama geldiğini unuttuk. Bugünlerde neredeyse her gün yeni bir içerik çıkıyor. Önceden bir filmin hazır olmasını beklemek zorundaydık. Ayda bir büyük açılış yapılırdı, onu beklerdik. Sinemaya gider, filmin ne hakkında olduğunu bilmeden koltuklarımıza otururduk. Filmlerin etrafında bir gizem vardı. O ilişki güzeldi.
Şu anda izlediğiniz bir şeyden hoşlanmazsanız, sadece 2 dakikanızı verirsiniz. Sıradaki gelsin. Çünkü seçenek çok. Ben o dünyada büyümedim. Her filmin önemli olduğu bir dünyada büyüdüm. Darth Vader bavulumu almak için 3-4 ay beklemek zorunda kalmıştım.
Düşünsene, sinema salonuna girdiğinde “Star Wars”un bir gizemi vardı. Eskiden filmleri izlemek etkilenmenize ve şaşırmanıza olanak tanıyordu. Artık bu yeteneğimizi kaybediyoruz. İnsanlar hakkında fikirlerinin olduğu bir şeyi beğenip beğenmeyeceklerini bilerek izliyorlar.
O EVRENDE OYUNCULUK YAPMAK ÇOK KOLAY
◊ “Andor”un görsel dünyasında tipik bir uzay operasından çok tanıdık, hatta zaman zaman Dünya üzerindeymişiz gibi hissettiren bir atmosfer var. Bilimkurguya özgü uzak ve soyut bir evren yerine neden bu görseli tercih ettiniz?
- Bu evreni nasıl erişilebilir hale getirebiliriz diye düşündük. Gerçekçi hissettirmesi gerekiyordu. Çok çok uzaktaki bu galaksinin her kuralına uymalıyız, ancak bu dizi insanlarla ilgili. İnsanların çok çok uzaktaki bu galakside nasıl yaşadıklarını gerçekten görmek ve tanık olmak için hiç zaman ayırmadığını düşünüyorum.
“Star Wars Rogue One”, sıradan insanların sıra dışı şeyler yaptığı bir hikâyeydi. Sonra Lucasfilm, “Hadi bu sıradan insanlar hakkında uzun formatlı bir şov yapalım” dedi. Uzaktaki galakside günlük hayatın ne olduğunu bulmalıydık. Bu arada dizinin arkasındaki tasarım o kadar mükemmel bir şekilde hazırlanıyor ve ayrıntılara o kadar çok dikkat ediliyor ki, o evrende oyunculuk yapmak gerçekten çok kolay. Çünkü sadece tepki veriyorsunuz. Hayal etmek zorunda değilsiniz.
◊ “Andor”da hem yapımcı hem de oyuncusunuz. Sizi bu projeye çeken neydi?
- Bu projeye tutkuyla bağlıyım. Çünkü 6 yıl önce çok uzak bir galakside olabildiğince gerçekçi, insanların değişimin olmasını istediği bir hikâye anlatma fikriyle yola çıktık.
Bir toplulukta güç bulmak için ne olması gerektiği... Bir hareketi, bir isyanı, bir devrimi örgütleme gücü... Bir devrimin patlak vermesi için ne olması gerektiği... Fikir buydu.
Ve başardık. Bu projenin arkasında harika oyuncular ve tasarımcılardan oluşan bir ekip kurduk.
Büyük bir şey hayal ettik, fikrimizi değiştirmek, beklentilerimizden vazgeçmek zorunda kalmadan sona ulaştık. Çok gurur duyuyorum.
JENNIFER LOPEZ’İ ÇALIŞIRKEN GÖRDÜM İNANILMAZDI!
◊ Jennifer Lopez’le birlikte “Örümcek Kadın” filmini çektiniz. Çekim deneyiminizi kısaca paylaşır mısınız?
- Harika bir çekimdi. Jennifer’ı çalışırken gördüm, inanılmazdı! Onun bağlılığına tanık olmak etkileyiciydi. Filme gelirsem; sanki bir film içinde iki film var gibi. Bu projeyi çok özel kılan şey, müzikal tiyatro oyununa dayanması. Sundance’te gösterildi. Gerçekten güzel bir gösterimdi. Ekim ayında çıkacak. Yani hazırız. Bill Condon projesi. Bill harika bir yönetmen, yazar ve sanatçı. Aynı zamanda bir tiyatro âşığı. Bu nedenle onunla çalışmak özeldi.
İZLEYİCİ, AYRINTI VE ÖZGÜNLÜK İSTİYOR
◊ Bir zamanlar “Star Wars” filminde bir Meksikalının başrol oynaması hayaldi. Siz ise o galakside gerçek bir iz bıraktınız. Dünyanın dört bir yanında sizin gibi hayal kuran gençlere ne söylemek istersiniz?
- Bence izleyiciler de artık özgünlüğü kutluyor. Onlar da temsil edilmek istiyor. Kim olduğumuzla ilgili hikâyeler görmek istiyoruz. Her şeyin İngilizce olduğu, garip aksanlar olan filmler izleyerek büyüdüm. Başka ülkeden gelen kötü adamların aksanı olurdu, çünkü onları da Amerikalılar oynardı. Artık kimse bunu istemiyor. Meksika’da geçen bir hikâye anlatacaksanız, ayrıntı ve özgünlük isteniyor. Kuzey Afrika’da geçen bir hikâye anlatıyorsanız, ayrıntı lazım. Bence Lucasfilm’in çok iyi yaptığı şey; “Star Wars”un kökenlerinden sonra yaşadığı değişim. 70’lerden bugüne kadar nasıl değiştiğine bir bakın, çeşitliliğe yanıt veriyor. Değişen zamana yanıt veriyor. Değişen izleyiciye yanıt veriyor. Şahsen ben de izleyicilerin sevdiği şeyleri yükseltip, sevmediği şeyleri cezalandırma gücüne inanıyorum.
Paylaş