İSVİÇRE’deyim, otel lobisinden faks geçmeye çalışıyorum; çünkü bilgisayarıma takılan GPRS çalışmıyor. Uzaktan internet bağlantısı gerçekleştireceği söylenen alet ‘servis yok’ yazısı gönderince iş başa düşüyor.
Resepsiyona faks ücretlerini belirten bir yazı asmışlar. Avrupa ülkeleri: 1 sayfa faks 7 Euro. Avrupalı olmayan ülkeler: 14 Euro. Elimde 5 sayfa yazı var, hem Hürriyet’e hem de Tempo’ya haftalık yazımı geçeceğim. Aradaki iki kat farkı görünce şansımı denemeye karar veriyorum:
‘İstanbul’a faks çekeceğim, Avrupa fiyatı uyguluyorsunuz değil mi?’
Resepsiyondaki genç görevli bir süre düşünüyor, karar veremiyor, öbür uçtaki arkadaşına sesleniyor: ‘Türkiye artık Avrupalı, değil mi Nicole?’ Nicole cevap veriyor: ‘Hayır, henüz değil!’
Bu kısacık cevap benim için faks gönderiminde yüzde 50 artı bir maliyet demek.
* * *
Faks için iki misli para öderken henüz Avrupalı olamamanın başımıza gözle görülmeyen, elle tutulmayan kimbilir başka ne maliyetler çıkardığını düşünüyorum.
Aslında resepsiyondaki kızın tereddüdünden hoşlanmış olduğumu da fark ediyorum. Emin olamıyor, soruyor: ‘Türkiye artık Avrupalı, değil mi Nicole?’
Eskiden olsa ‘Şaka mı ediyorsunuz? Türkiye mi? Ne Avrupası?’ diye suratıma bakardı bu aynı kız. Arkadaşının cevabı da ilginç: ‘Hayır, henüz değil.’ Yani artık Avrupa kamuoyunda Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yer alacağına dair bir beklenti oluşmuş durumda.
* * *
Lobide kahvemi yudumlarken gazeteleri karıştırıyorum. Le Monde’da bir İngiliz araştırmacının çalışması, başlık şöyle: ‘Balkan ülkelerinin AB’ye girişi zor.’ Acaba neden zor? Üç sebep sıralanıyor: Birincisi, Balkan ülkelerinin Osmanlı geçmişi. Bu geçmiş, kültürel bir zorluk yaratıyormuş bu ülkelere. Katılmıyorum; çünkü Yunanistan, Romanya, Macaristan ve Bulgaristan’ın da Osmanlı geçmişleri var.
İkinci zorluk ise şimdi çok daha sıkı durun, Balkan ülkelerinin ulus devlet olmayışlarıymış. Çünkü sadece ve sadece ulus devletler AB ile bütünleşmeyi başarabilmişler. Bunun da bu kadar açık sözlülükle dile getirildiğine ben şahsen ilk kez tanık oldum.
Balkan ülkelerinin Avrupalı olmalarındaki üçüncü zorluğun ise 1990’lı yıllarda yaşadıkları savaşın bıraktığı izler olduğu söyleniyor ki buna da hak veriyorum. Avrupa, burnunun dibinde yaşanan son Balkan faciasını aylar, hatta yıllar boyu seyretmekle yetinmedi mi? Kolay unutur mu oradaki insanlar bu vurdumduymazlığı?
Resepsiyondan çağırıyorlar. Fakslar gitmiş. Parayı ödüyorum. 5 sayfa, toplam 70 Euro... Balkan ülkeleri Avrupalı mı diye bir soran olsa, resepsiyondaki kız ne derdi acaba?