İneği ölene taziyeye giden başkan

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile eski albümleri karıştırdık… COVID-19 pandemisi sırasında 68’i yoğun bakımda olmak üzere 108 günü hastanede geçiren Böcek’in çocukluğu da gençliği de hep zorluklarla geçmiş... Diyor ki; “Yörükler yolları aşmaya alışık olduğundan mücadelecidir! Herkese dokunmaya çalışırım. ‘İneği ölene başsağlığına giden başkan’ derler. Gücendiğim, kırıldığım oldu ama Allah bana ikinci şans verdi.”

Haberin Devamı

1- Sene 1960’lar… Antalya’nın Konyaaltı beldesindeyiz. Bugün sıra sıra otellerin, kafelerin olduğu, iğne atsanız yere düşmeyecek kalabalığın yürüdüğü Konyaaltı o zamanlar seraların, narenciye bahçelerinin olduğu ufak bir yerleşim birimi. Muhittin Böcek, yörük bir ailenin yedi çocuğundan biri olarak 1962 yılında dünyaya geliyor. Babası Mustafa Böcek köyün ağası… Bir yandan fıstık, pamuk çiftçiliğiyle uğraşıyor, diğer yandan da hayvancılık yapıyor. Aile her mayıs ayında yaz sıcakları gelmeden yaylaya göç ediyor. Uzun, zorlu bir yolculuk bu… Katırlarla önce beş, altı saatlik bir yolculukla ara istasyon Çağlarca Köyü’ne gidiliyor. Buradan da daha yukarıya; Feslikan Yaylası’na… Uçsuz bucaksız yaylada kıl çadırlarda kalıyorlar.

İneği ölene taziyeye giden başkan

Haberin Devamı

YAYLADAN KENTE GÖÇ YOLCULUĞU

 Muhittin Böcek, çocukluğuna dair en mutlu anılarının bu dönemde olduğunu anlatarak başlıyor: “Yağmurlu havada kıl çadır gerilene kadar; ilk beş dakika su geçirirdi. Yağmur damlaları yüzümüze düşerdi… Çağlarca Köyü’nde toplanan mahsullerin satışına ‘Elmacı geldi, armutçu geldi!’ diye bağırarak yardım ederdim. Henüz beş, altı yaşlarında! Annem kazandığım demir iki buçuk liraları bir keseye koyardı. Her şeyimizi kendimiz yapardık. Yaylada üç, dört ay kalırdık. Dönüş yolunda da meşhur ‘kar çukuru’ vardı… Oradan kar keserdik. Pekmezle dondurma yapardık. Beyaz kaput üzerine keçe ve kıl geçirip Konyaaltı sahiline kadar bu ‘garlama’yı satardık. Yolun son günü de bankaya giderdik. Benim payıma bir gazoz bir de simit düşerdi!”  

İneği ölene taziyeye giden başkan

YETİM KALINCA MÜCADELE BAŞLADI

Eylülden sonraysa şehir hayatı başlardı. Okula bisikletle gidip gelirlerdi. En yakın yol arkadaşı da ağabeyi Şadi Böcek’ti… Ortaokul ikinci sınıfta bir gün ağabeyi ile mahallede oyun oynarlarken bir haber geliyor ve hayatları değişiyor.
Muhittin Bey anlatıyor: “Babamız bir süredir rahatsızdı. Öğrendik ki kaybetmişiz… Ondan sonra her ne kadar toprak zengini, varlıklı bir aile olsak da bir yoksulluk içine girdik. En başlarda anlayamadık. Sonra... Öğretmen ‘Eşofman alınacak’ diyordu. Annem inekten sağdığı sütü bakkal İbrahim Amca’ya götürüyordu. İbrahim Amca ‘Şu an nakit param yok, ödemeyi bir sonraki ay yaparım’ deyince bizim eşofman da bir sonraki aya kalıyordu. Annem bizi aç bırakmadı sağ olsun ama o küçük yaşta yoklukla varlık arasında mücadele etmeyi öğrendim.” 

Haberin Devamı

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1977 - “O zamanlar bisikletli olmak Mercedes araba sahibi olmak gibiydi!”

2- PİYANGODAN ÇIKAN PARAYI YATIRIM YAPTIM

Küçük yaştan itibaren çalışmaya alışıktı! Meslek lisesi sınavlarına girdi. Gönlü Elektrik Bölümü’ndeydi. Puanı da yetiyordu ama annesi ‘Köyde cam sera yapacaksın, metal işleri yaz!’ deyince onu kırmadı; Endüstri Bölümü’ne girdi. Okulla beraber bir de yeni işi vardı: “Bir sinema şirketinde filmleri sarıyordum. Bir gün heves ettim Milli Piyango bileti aldım; 10 bin lira para çıktı! Konyaaltı köylerinde sinemacılık yapardım. Sahilde kahveye bir perde çekmiştim. 250 de tahta sandalye vardı. Okul çıkışı bisikletle gelir, ‘Dikkat, dikkat! Siz sinemaseverler için bu akşam ‘Çeşme’ filmi oynayacaktır’ diye anons yapardım. Sonra eve koşup bir yandan annemin hazırladığı yağlı ekmekle inekleri otlatır, bir yandan ödevleri yapardım. Seans saati gelince de filmi oynatmaya giderdim.”

Haberin Devamı

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1978 - Okulda kaynak yaparken

3- ŞOFÖR MUHİTTİN’DEN YÖNETİCİ BÖCEK’E

Okul bittikten sonra iş önce daha da fazla işi; sonra da siyaseti getirmiş: “Ticarete girdim. 1988 senesinde narenciyeden kazandığım parayla Kemer Tur otobüslerinden hat aldım. O zamanın çift kapılı, en havalı otobüslerindendi! İki şoförüm vardı ama ben de direksiyon başındaydım. Her gün en az altı saat Kemer-Antalya arasında gidip geliyordum.

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 2001 - Annesi Ayşeana Böcek ile; “Ailem hep Antalyalıymış. Osmanlı yörüğüyüz. Dedem Çanakkale şehidi. Babam da benim gibi öksüz büyümüş. Şimdi rahmetli anne ve babamın adına öğrenciler okutuyorum. Ayrıca Muhittin Mustafa Böcek Anadolu Lisesi okulumuzda 2200 öğrencimiz var. Ben de meslek lisesinden sonra açık öğretimle eğitimime devam ettim; Halkla İlişkiler, İktisat, Kamu Yönetimi, Siyaset Bilimi… Akademik hayatım 8 sene sürdü!”

Haberin Devamı

Genelde turist ağırlıklı çalışıyorduk ama yörenin teyzeleri de binerdi. Beni tanır ve çok severlerdi. Beşinci senenin sonunda yönetici oldum. Derken rahmetli Hasan Talşık Konyaaltı Belediye Başkan adayı olacaktı. Bana, ‘Sen aktif bir gençsin, belediye meclis üyesi ol’ dedi. Peki hangi partiden? Yıllar önce Samsun’da askerliğimi yaparken rahmetli Turgut Özal’la karşılaşmış ve kendisine sempati duymuştum. ANAP’ta her görüşten isim vardı. Siyasete de meraklıydım. ANAP’a kaydoldum.” 

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1981

4- SEÇİM OTOBÜSÜNDE HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM

Muhittin Böcek, ilk defa 1994 yerel seçimlerinde belediye meclis üyesi olarak siyasete adımını attı. Ancak kapıdan içeri girmesi hemen olmamış… Muhittin Bey, “Tecrübe için bazen haksızlığa uğramak gerekiyor” diye devam ediyor: “Beni seçilmemin mümkün olmadığı dokuzuncu sıraya koydular. Tabii seçilemedim ama işe küsmedim. Seçimler için gece gündüz canla başla çalıştım… Üç ay sonra rahmetli Mesut Yılmaz beldelere ‘başkan’lar atamaya karar verdi. Konyaaltı için beni seçtiler. Kendi işlerimi Şadi ağabeyime devredip tam zamanlı siyasete girdim. Mesut Bey, belde başkanlığı binasını açmak için Konyaaltı’na gelecekti. Onu havaalanında davullarla zurnalarla karşıladık. Bizi binaya götürecek otobüse binince ben hüngür hüngür ağlamaya başladım. Öksüz büyümüş bir çocuk, Başbakan Mesut Yılmaz’ın hemen yanında oturuyor! Bana ‘Ne kadar sürede varacağız?’ diye soruyor, ben ‘Rahmetli babam bugünleri görseydi…15 dakika efendim’ diye gözyaşlarımı silip cevap veriyorum!”

Haberin Devamı

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1983 - Samsun’da askerlik

5- OY ORANIM HEP ARTTI

Böcek, altı ay sonra beldeden Antalya merkez il başkanlığına terfi oldu. Muhittin Bey, “İşi inanılmaz sevdim” diye devam ediyor: “Gece gündüz çalışıyordum. Bir sonraki seçim için kamuoyu yoklamalarında hep benim adım çıkıyordu. Şimdi de söylüyorlar, ‘İneği ölene başsağlığına giden başkan’ diye… Halk güvendi bana ve 18 Nisan 1999’da Konyaaltı Belediye Başkanı oldum.” Muhittin Böcek bu görevi tam 20 yıl sürdürdü… Sürekliliğinin sırrını, “Önemli olan seçildiğin beş yıl değildir. Dönemi kurtarmak için vaat vermeyeceksin. Belediyecilik doğumdan ölüme kadar insanların yaşamını kolaylaştırmaktır; yollar, spor salonları, okullar, kongre merkezleri yaptık. Herkesle yakın mesafede çalıştım. Ranta değil halka yönelik projeler yaptım. Bir sonraki seçimi kazanacağımdan şüphem yoktu. Seçilme oranım hep yüzde 60’ların üzerinde artarak devam etti.”

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1986 - Annesi Ayşeana, ağabeyi Şadi ve Muhittin Böcek fıstık kuruturken... Ağabey Şadi Böcek, Muhittin Başkan’ın taburcu olmasından iki ay sonra COVİD’den hayatını kaybetmiş.

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 1999 - Mesut Yılmaz’ın Muhittin Böcek’i belediyede ziyareti...

ANAP’TAN CHP’YE GEÇİŞİM

Siyasete ANAP’ta başlayan Böcek 2002’den beri CHP çatısı altında… Bu değişimi şöyle anlatıyor: “Ben henüz ANAP’ta Konyaaltı Belediye Başkanı’yken Sayın Deniz Baykal ziyaret etti; ‘Beraber çalışalım’ dedi ama reddettim. 2002 seçimleri için Mesut Bey, “ANAP’ın ölüsü bile barajı geçer’ diyordu ama işimizin zor olduğu belliydi. Seçimde yine canla başla çalıştım. Sayın Baykal’a da açıkça ‘Eğer ANAP baraj altı kalırsa gelirim’ dedim. Parti baraj altı kalınca Mesut Bey 18 Kasım’da istifa etti. Aradım ‘Sayın Başbakanım sivil hayatınızda başarılar dilerim. Berna Ablama selam söyleyin. Ben CHP’ye geçiyorum” dedim. Bana ‘İyi edersin’ dedi. Vefamdan dolayı rızasını alarak 6 Aralık 2002’de CHP’ye katıldım.”

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 2002 -  CHP’ye geçiş töreni

‘SİYASET VE İHANET’

Muhittin Böcek, COVID-19’u en ağır tecrübe eden isimlerden biri oldu…  8 Eylül 2020 tarihinde yoğun bakıma alınan Böcek makamına üç ay sonra dönebildi. Bu süreci şöyle anlatıyor: “16 Ağustos gecesi ateşim çıkınca oğlum beni hastaneye götürdü. Kemiklerim lime lime dökülüyordu. Üç gün içinde yoğun bakıma inip çıktım. İkinci sefer yoğun bakıma girerken can parçam oğlumla vedalaştım. Umutsuzdum... Sonrasını hatırlamıyorum. Hastanede 68 günü yoğun bakımda olmak üzere 108 gün kaldım. Bu süreçte kimin dost kimin düşman olduğunu gördüm. Ailem ve sevdiklerim azıcık parmağımı hareket ettirince kurbanlar kestiler. İnandığımız, güvendiğimiz insanlardan ben ölüm döşeğindeyken siyasi şeyler peşinde koşanlar oldu ama kötü günlerin iyi tarafları da vardır; insanları tanırsınız… Beni en çok yapılan haksızlıklar yıprattı, üzdü… Hakkımda ‘Öldü’ diye haberler yapıldı. Sonra yoğun bakımdan çıktım; ‘Çıksa ne olacak, göreve geri gelemez’ dediler.”

İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 2000'ler - Süleyman Demirel ile...

20 YILDIR MUHALİFİM

Muhittin Böcek, 2019 yerel seçimlerinde Antalya Belediye Başkanı seçilerek gençlik hayaline kavuştu. Diyor ki: “Antalya eşi benzeri olmayan bir şehir. İki milyon nüfus yaz aylarında 20 milyonlara çıkıyor. Bu kadar insanı mutlu etmek çok güzel. Ekonomik yanı en büyük sıkıntımız. 20 senedir muhalefetteyim. Bizde ‘Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz’ derler. Her denetimden alnımızın akıyla çıkarız. Rusya-Ukrayna savaşından da en çok Antalya etkilendi. Konut fiyatlarında dengesizlik oluştu.” 

 İneği ölene taziyeye giden başkan
Sene 2021 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başkan Böcek’i makamında ziyaret etti.

Yazarın Tüm Yazıları