Paylaş
O müthiş kariyer, Emlak Bankası genel müdürlüğüyle başlamış. Sonra batan bankalardaki yüksek bankacılık performansıyla devam etmiş. Şimdi de Amerika'ya kaçmış. Ya da tedaviye gitmiş.
Bu tipler 80'lerden sonra türeyen bir ırktır. İktidar partilerinin banka genel müdürleridir. Pek ortalıkta görünmezler. Sessiz ve derinden giderler. Kendi aralarında konuşurken ‘‘ekonomiyi iyi bilmek’’ filan diye söze başlarlar. Genelde iyi aile babası look'undan ödün vermezler. Bu da onların nazar boncuğudur!
Eş dost sohbetlerinde ‘‘bizim ülkede bu kadar olur’’ bahanesiyle kuralsızlığı bir kadermiş gibi savunurlar. Kendi yolsuzluk kervanlarını yürütürken işini doğru düzgün yapmak isteyenlerin kuyusunu kazmaktır işleri güçleri. Aslında yıllardır ne yaptıkları, ne ettikleri devlet tarafından pekálá bilinse de siyasetin dengeleri nedeniyle üzerlerine gidilmez vs.
* * *
İşte önceki gün böyle bir tip Radikal Gazetesi'nin manşetindeydi. Gazete, Egebank tarikatından bir bankacının arazi olduğunu yazıyordu.
Bu ne ilki, ne de sonuncusu.
Belli ki Amerika'ya uçacakların sayısı artıyor son günlerde. Bakalım, bütün bu kepazeliklerden sonra bu bankacılık kesimi sicilini nasıl toparlayacak?
Ben iktisatçı değilim. Bazı gerçekleri anlamak için, ‘‘iktisat bilmek’’ gerektiğini de sanmıyorum. Biraz gözlem, biraz gerçekçilik ve de vicdan yeterli olmalı.
Çok açık biçimde görülüyor ki, IMF müdahalesi olmasaydı bu ballı börek düzeni sürüp gidecekti. IMF de sütten çıkmış ak kaşık olduğu için değil. Güneydoğu Asya ve de Rusya'daki hezimetten sonra IMF de ‘‘kurallılığın’’ kalkınmanın koşulu olduğunu idrak etti. Şimdi ‘‘şeffaflık promosyonuyla’’ kendi meşruiyetini sağlama almaya çalışıyor.
Yani IMF de dersini aldıktan sonra Türkiye'ye geldi. Ve de ‘‘yola gelin’’ komutunu verdi. Komut İngilizce olunca ‘‘ekonomiyi çok iyi bilenlerin’’ sesi soluğu kesildi. Arsız koro sustu. Şimdi Türkiye'nin ‘‘siyaset-iş dünyası ilişkisinin’’ (crony kapitalizm) en çarpıcı olanları ortaya çıkıyor. Ve bugün ortaya çıkanlar, ‘‘acaba daha neler var’’ sorusunu yanıtlarıyla beraber kamuoyunun gündemine getiriyor.
Bu ülkede büyük rantlar yıllardır iktidarın gözetimi altında eşe dosta dağıtıldı. Bu dağıtımdan son zamanlarda en fazla mali sistem yararlandı. Çok bilmiş vatanseverler ve ekonomiyi çok iyi bilenler hep bu sektörde serpilip boy attı. Pazarın çok üstünde maaş ve paralarla yönetici, danışman bilmem ne olarak mali sektörde palazlandılar. Bol keseden dağıtılan ödüllerle ‘‘yılın başarılı yöneticisi’’ filan seçildiler. Kıyak kıstasların kıyaktan başarılı adamlarıydı bunlar.
Şimdi sapır sapır dökülme dönemi başlıyor. Türkiye bunları dökebildiği oranda doğru yola adım atabilecek. Yani lig değiştirmek gibi bir ileri iddiadan değil, sadece bir ‘‘ilk adımdan’’ söz ediyoruz!
Bugün ortaya dökülenler Demirel sektörünün safraları.
* * *
Yılmaz, Çiller dönemlerinin ‘‘iyi iktisat bilen’’, ‘‘siyaset öğreten’’ ahbap çavuşları da ortaya çıkmak zorunda. Aydınlık bir geleceğin alfabesi bu. İstikrar paketi filan iyi hoş da... Örneğin, ANAP'ın parçası olduğu bir iktidar, istikrar paketini uygulamada zorlanmaz mı? Mesele bu.
İşte bu nedenle halk bir hukuk insanının devletin zirvesinde olmasından bu kadar hoşnut. Yeni ahbap çavuşları belki önleyebilir umuduyla... ‘‘Ekonomiyi iyi bilenlerden’’ öyle bir ikrah geldi ki. Halk hukukun koruyuculuğuna sığınıyor bir bakıma.
Olay bu kadar basit...
Paylaş