Aysun Kayacı’nın "Haydi Gel Bizimle Ol" programında söyledikleriyle ilgili tartışmada iş şirazesinden çıktı.
Kayacı’nın üzerinde asıl durulması, ciddiyetle tartışılması gereken sözleri bir kenara atılırken, konuşmasından cımbızla çekilen bir lafı spekülasyon konusu oldu.
Bilimsel araştırmalara göre (Kaynak: Yılmaz Esmer, Seçmen Davranışlarından 3 Kasım Analizi, Milliyet 15, 16, 17, 18 Kasım 2002), toplumun daha az eğitimli kesiminden daha yüksek oranda oy almaya meyilli AKP milletvekillerinden bazıları işi Kayacı’ya hakaretler yağdırmaya kadar vardırdılar.
Halbuki Kayacı’nın programda öne sürdüğü fikirler, üzerinde ciddi bir şekilde tartışılması gereken toplumsal çarpıklıklarla ilgiliydi.
Örneğin şöyle diyordu Kayacı, "Sonradan belediyelerin diploma dağıtır gibi tapularını dağıttığı gecekondu dikenle, kaçak elektrik kullananla, ki bu yüzbinleri buluyor Türkiye’de, vergi kaçıranla niçin benim oyum eşit acaba?"
Oy eşitliği konusunu şimdilik bir kenarda bırakalım. Kaçak yapılaşma, kaçak elektrik kullanımı ve vergi kaçakçılığı sorunları hepimizin aramızda konuştuğu önemli toplumsal çarpıklıklar değil mi? Taksiye bindiğimizde taksici bile bu toplumsal adaletsizlikten yakınmıyor mu? Otobüste insanların bu adaletsizlikleri konuştuğuna kulak misafiri olmuyor muyuz? Kahvelerde, restoranlarda, barlarda sohbet konusu değil mi bunlar?
Herkesin gündemindeki bu toplumsal adaletsizlikler gündeme girmiyor, Kayacı ekrandan isyan ettiğinde yankı bulmuyor da, Kayacı’nın aslında üzerinde durmaya değmeyecek kadar naif lafı mı koca koca milletvekillerine dert oluyor? Bu milletvekillerinin yarası mı var ki, gocunuyorlar? Aslına bakarsanız gerçekten yaraları olmalı ki, naif bir söze hakaretle cevap verecek kadar köpürüyorlar. Yılmaz Esmer’in AKP’nin oy tabanının gelir ve eğitim seviyesi görece düşük bir seçmen kitlesine dayandığını gösteren araştırma sonuçları da, AKP’li kimi milletvekillerinin ölçüsüz tepkisini açıklar nitelikte.
Oy eşitliği konusuna gelirsek. Evet "genel oy kullanma hakkı" demokrasinin, felsefi tartışmaları yıllar önce yapılmış ve üzerinde genel mutabakat kılınmış temel ilkelerinden biri. Öte yandan "fikir özgürlüğü" demokrasinin daha da temel bir kavramı ve hiyerarşik olarak bakarsak "genel oy kullanma hakkı"ndan daha üstün bir kavram.
Dolayısıyla Kayacı’yı "genel oy hakkı"nı eleştirdiği için eleştirmeye kalkanlar, böyle yaparak aslında demokrasiyi Aysun Kayacı’dan daha az özümsemiş olduklarını kanıtlamaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Sanki demokrasinin çoğunluğa istediğini yapma özgürlüğü vermek olmadığını söyleyen en temel ilkesini görmezden gelen başta AKP hükümeti olmak üzere Türkiye’de herkes demokrasiyi ve ilkelerini çok iyi özümsemiş de, iş Aysun Kayacı’nın bir magazin programındaki sohbet sırasında sarf ettiği naif sözleri kıyasıya eleştirmeye kalmış...
Michelin Yıldızı ve Zeytin Dalı
Geçen hafta henüz gidip denememiş olmama rağmen, daha önceki deneyimlerime dayanarak üç İstanbul restoranının üç dönemsel uygulamasını tavsiye etme riskini almıştım. Bunlardan birincisi, yani Swissotel Gaja Restoran’ın iki Michelin Yıldızlı misafir şefinin mönüsünü sunduğu yemek akşamları geride kaldı.
Hem kendi gözlemlerime hem gidip deneyen okurlarımdan gelen izlenimlerden aldığım cesaretle bu hafta bir restoran daha tavsiye edeceğim. Bu kez Edremit, Akçay’dan.
Bu restoranı da gidip, görmedim. Kızartma ve pilav dahil her yemekte zeytinyağı kullanmayı tavsiye eden yazımdan sonra gönderdikleri bir e.posta mesajı vesilesiyle tanıştım. Zeyyat Lokantası’nda aynen öyle yapıyorlarmış. Zeytin işi yaparken müşterilerine kızartmayı bile zeytinyağı ile yapabileceklerini bilimsel verilerle destekleyerek anlatmaya çalışırlarken, bakmışlar olmuyor... En iyisi biz bunu tattırarak yapalım demişler ve Zeyyat’ı açmışlar. Restoranın bir önemli özelliği daha var, içeride sigara yasak. Bugüne kadar tek bir müşteriden bile itiraz gelmemiş olması yemeklerin lezzetinin teyidi olsa gerek. Hani bazı filmler vardır. Yönetmenine, oyuncularına, konusuna bakarak gitmeden iyi olacağını bilirsiniz. Zeytinyağını bu şekilde kullanan ve müşterilerine saygı duyan bir restoranın iyi olacağından da, gitmeden emin olabilirim. Alemin kalite simgesi Michelin Yıldızı’ysa, bizim de bence Zeytin Dalı olmalı.
Zeyyat’ı gidip deneyenleriniz olursa kaç Zeytin Dalı verdiğinizi yazmayı ihmal etmeyin lütfen...