Satrancın en büyük ustası ve Rusya’daki muhalif Birleşik Sivil Cephe’nin Başkanı, Bakü doğumlu Garry Kasparov, çokkültürlü bir dünyaya inanıyor.
Kasparov, "20. yüzyılda nefret, etnik temizlik ve diş bilemeyi yeterince yaşadık. 21. yüzyılda geçmişteki bu acı tecrübelerden ders alarak ilerlemeliyiz" diyor.
Yahudi bir babayla Ermeni bir annenin 13 Nisan 1963 Bakü doğumlu oğlusunuz. Niçin, Azerbaycan’da değil de Rusya’da yaşıyorsunuz?
- Ben farklı milletlerin bir arada yaşadığı bir ailede büyüdüm. Büyük halam Ermeni’yle, küçük halam ise Azeri’yle evliydi. Dolayısıyla farklı milletlerin bir arada olduğu büyük bir ailede yetiştim. Bakü’de eskiden etnik köken ikinci sırada gelirdi. Çünkü hepimiz Rusça konuşuruz. Rus kültürüyle yetiştik. Ben her zaman kendimi Rusya’nın bir parçası olarak gördüm. Sovyet İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, içinde yetiştiğimiz ülkeye göç ettik. Fransız İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Cezayir’deki Fransızların Fransa’ya dönmeleri gibi. Başkenti Moskova olan bir ülkede doğdum, şimdi de başkenti Moskova olan bir ülkede yaşıyorum. 1990’dan sonra Karabağ konusu yeniden başlayınca ailece Moskova’ya yerleştik. Ben Bakü’yü çok sayıda etnik grubun bir arada yaşadığı bir yer olarak hatırlıyorum. Şimdi öyle olmadığı için de üzüntü duyuyorum. 1994’te savaş sırasında Saraybosna’ya gidip Bosnalılar yararına gösteri maçlarına katıldım. Bosna da çok sayıda etnik grubun bulunduğu bir yer. Ben çokkültürlülüğe derinden inanıyorum. 20. yüzyılda nefret, etnik temizlik ve diş bilemeyi yeterince yaşadık. 21. yüzyılda geçmişteki acı tecrübelerden ders alarak ilerlemeliyiz.
Türkiye, AB’ye alınmalı
Türkiye, Rusya’dan nasıl görünüyor gözünüze?
- 2002’de Wall Street Journal’a bir makale yazmıştım. Makalenin ana fikri, teröre karşı büyük mücadeleyi başlatmadan önce ortaya bir plan çıkarmanız gerektiği şeklindeydi. Bence bunun en önemli noktalarından biri de, bu savaşın Hıristiyanlıkla Müslümanlık arasında bir savaşa dönüşmemesini teminat altına almaktı. Bu stratejinin anahtar bileşeni, Türkiye’ye, Avrupa entegrasyonunda yardım etmekti. Türklerin demokrasiyi Hıristiyan bir unsur olarak görüp Batı’dan uzaklaşmasının önüne geçmek şarttı. Ekonomisiyle, toplumdaki genel konsensüs ile Türkiye, Avrupa’ya İran ya da Suudi Arabistan’dan çok daha yakın. Türkiye’nin AB’ye katılması, demokrasinin bir Hıristiyanlık rejimi olduğu yolundaki inancı da değiştirecek.
Uzakdoğu’da Çin istilası korkusu
Komünizm, bir gün yeniden Rusya’nın kapısını çalamaz mı?
- Komünizm, 20. yüzyılda başarısız oldu, tek bir başarılı örneği bile yok. Çin de kademeli olarak komünizmden yarı-demokratik topluma geçme aşamasında. Bu kolay olmayacak bence. Barış içinde gerçekleşmesini dilerim. Son kalan sol diktatörlükler Küba ve Kuzey Kore, onların da bir cazibesi yok zaten. Sosyal konuları önemsemeden 21. yüzyılı yaşamamız mümkün değil. Günümüzde insana daha fazla kaynak ayrılması gerekiyor. Bence komünizm gibi aşırı rejimler bir daha asla geri gelmeyecek. Rusya’da Sovyetler Birliği dönemine dair belli bir nostalji var. Çoğunlukla sosyal garantiler, eski komünist idari yapı özleniyor. Çin hálá Rusya’nın en büyük düşmanı. Rusya’nın topraklarında gözü olduğunu saklamayan tek ülke. Uzakdoğu’ya ve Doğu Sibirya’ya çok sık seyahat ediyorum. Oralarda Çin istilasına dair büyük bir korku var. Irkutsk’ta şöyle bir şaka duydum; "Çinliler 100 bin kişilik küçük gruplar halinde sınırımızı geçiyor."
Petrol, terörü ateşliyor
ABD’nin Büyük Ortadoğu projesini desteklediğiniz doğru mu?
- Hayır efendim, Amerika’nın hiçbir projesine inanmıyorum. Ortadoğu politikaları ise tam bir başarısızlık. Hem demokrasi kurulması gibi idealist bir yaklaşımınız olacak, hem de çok yoğun kaba güç kullanacaksınız. Bugün dünyada sorunları bölge bölge çözemezsiniz, global çözümler bulmak zorundasınız. Haberler çok hızlı dolaşıyor. BM’nin bir bütün olarak neden çalışmadığına bakmamız gerekir. Petrolün çok büyük bir tehlike olduğunu görmeliyiz. Çünkü, petrol tam anlamıyla terörü ateşliyor. Rusya’da petrol ve gaz nedeniyle büyük problemler yaşanıyor, İran’da da öyle. Galonu 10 dolarken Hatemi vardı, 70 dolar olduğunda Ahmedinejad. Amerika, en güçlü ülke olarak sorunları diğer ülkelerle işbirliği içinde çalışarak çözmeli. Bush yönetiminin gözü çok kara olmasının sefil sonuçları ortada.