Paylaş
Ben yurtta estirilen, ‘‘Milletvekili dokunulmazlıkları sınırlandırılsın’’ havasına katılmıyorum. Bu havayı Türkiye açısndan fevkalade tehlikeli buluyorum.
Milletvekili dokunulmazlıklarının düşüncelerini ifade edişleriyle sınırlandırılmasını elbette istiyor ve özlüyorum. Ama bunun ancak tam demokrat bir ülkede olabileceğini biliyorum.
Şu anda Türkiye'de bürokratik devlet tipinin var olduğunu ve bu devlet karşısında halk oylarıyla seçilen milletvekillerinin dokunulmazlık zırhına her zamankinden daha çok muhtaç olduklarını iddia ediyorum.
Daha da ileri giderek, dokunulmazlıkları sınırlamaya kalkışmanın, halkı da bürokratik devletin eline teslim etmek olduğunu söylüyorum.
Bürokratik devletin dip uzantısı ‘‘derin devlet’’in, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ortaya çıkmayacağını, bilakis daha da örtüleceğini düşünüyorum.
Susurluk olayını ortaya çıkarmak bahanesiyle kaldırılmak istenilen dokunulmazlıkların, hem milletvekillerini, hem onları seçen milleti derin devlete -azad edilmemek kaydıyla- esir edeceğinden endişe ediyorum.
Velhasıl, milletvekillerinin akıllarını başlarına toplamalarını diliyorum.
İntihar etmenin hele şu zamanda alemi yoktur.
* * *
Dokunulmazlıkların kaldırılacağı zaman elbette gelecektir. Bundan umutluyum.
Ama o zaman geldiğinde Türkiye, bürokratik değil, demokratik bir devlet yapısına kavuşmuş olacak; düşünce, suç olmaktan çıkarılacaktır.
Anayasa tamamiyle yenilenecek, özgürlükçü bir çağdaş anayasa şekline bürünecektir.
Olağanüstü mahkemeler kaldırılacak, sivil yargı herkese uygulanacaktır.
Sivil-asker dengesizliği ortadan kaldırılacak, sivil otorite askeri otoriteye kesin olarak hükmedecektir. Askerin dokunulmazlığı da kaldırılacak, sivilin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilecektir.
Askerler de disiplin suçları hariç, sivil makemelerde yargılanacaktır.
Bunların tümü aslında askerin de özlemidir. Ne var ki buraya ulaşmak için kararlı, akıllı, yürekli ve özverili siviller gerekmektedir.
Askerde de saygı uyandıracak siviller gerekmektedir.
* * *
Şu anda Türkiye'nin gündemi asla dokunulmazlıklar olamaz.
Türkiye'nin gündemi, yeniden yapılanmak için bir araya gelmek olmalıdır.
Güneydoğu savaşını bitirmek için çözüm kurultayları toplamak olmalıdır.
Şu an, güçlü bir TBMMM'ye en çok ihtiyacımız olduğu zamandır.
Şu an Türkiye'nin derin bir nefes alması gereken zamandır.
Üzerimize düşen toplumsal paranoyoyaya son vermemiz şart oldu.
Korkularımızdan kurtularak, kendimizi bulmaya çalışmamız şart oldu.
Bu terazinin artık bu sikleti çekmediğini anlamamız şart oldu.
Birbirimizi boğazlamaya çalışmaktan artık vazgeçelim.
Biz ancak hep birlikte var ve mutlu olabiliriz.
Önce kendimiz, sonra birbirimizle barışmalıyız.
Paylaş