Bu ara hem arkadaşlarım hem de köşeye e-posta atanlar arasında köpek arayanların sayısında ciddi artış var.
Hayvan almak mı moda oldu, yoksa insanlar yalnızlıktan ve soğuktan bir hayvanın koşulsuz sevgisi ve sıcak kürküne değerek mi kurtulmayı planlıyor bilmiyorum. Ama sanırım özellikle bana sormalarının sebebi, bizim “home made” üretimi destekliyor olmamız. Asla para vererek bir petshop’tan hayvan almayacağım, çevremde alan olursa da burnundan getireceğim. Büyük kısmı adil olmayan hayvan ticaretini desteklemeyeceğim, destekletmeyeceğim! Gerçi bir iki arkadaşım var, ismi lazım değil bir petshop zincirindeki hasta ve kötü durumdaki hayvanları kurtarmak için alıyorlar, o başka. Evet, evde doğan yavru köpekleri tercih ve tavsiye ederim. Hem anne-babasını biliyorsunuz hem de doğduğu, büyüdüğü şartları. Yurtdışındaki bir çiftlikten gelen köpeğin şeceresi ne kadar tamam da olsa, hangi koşullarda geldiğini hiçbir zaman tamamen öğrenme şansınız yok. Unutmayın ki, barınaklarda da sahiplenilmeyi bekleyen binlerce kedi-köpek var. Çoğu bir heves alınmış, sonra da büyük ihtimalle keyfi sebeplerle terk edilmiş. Bir barınağa giderseniz yavrusundan yetişkinine, onlarca farklı ırktan, hepsi birbirinden tatlı, sevecen hayvanla karşılaşırsınız. İlk gidişinizde olmazsa ikincisinde, bir barınakta değilse ötekinde mutlaka bulacaksınız yeni aile ferdinizi. Sahiplenmeye niyetiniz yoksa bile bir barınağa gitmenizi tavsiye ederim. Ama yine de bu aralar evinde yeni doğan veya doğacak, sahiplendirmek istediğiniz beagle/jack russel’ı olanlar varsa bana bir mail atabilir. Ticari beklentiniz yoksa tabii!