Paylaş
Bu başlık Polonya’daki maçta tribündeki Türk seyircilerin gönüllerindeki mutluluğu haykırarak sık sık tekrarladığı gururun ifadesiydi.
Biz yıllardır “Türk çocuğunun en yetenekli olduğu spor dalı basketboldur, basketbol, Türkiye’nin 1 numaralı sporu olma şansına sahiptir” diye yazıyoruz. Dün gece Avrupa Şampiyonu Fransa’yı yenip finale kalmamız, bu iddiamızın gerçekleşmesi yolunda çok büyük bir adım oldu. Ama gerçeği konuşursak biz bu iddiamızın erkek takımımızla gerçekleşeceğine inanıyorduk. Türk sporundaki bu en büyük iddiayı gerçekleştiren bayan takımımız oldu. Onlara ne kadar yürekten teşekkür ve minnet duyduğumu anlatamam.
Onlardan aynı içtenlikte özür de dilemem gerekli. Benim bayan basketboluna çok yakın olduğum söylenemez. Onlara layık oldukları ilgiyi göstermediğim için ne kadar yanlış yaptığımı görüp ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz. Bundan sonra yaşadığım sürece bayan basketbolunun da yanında ve emrinde olacağım.
Finalde Rusya’yı da yenip şampiyon olur muyuz bilemem ama şu anda ispatlanan bir gerçek var. Kızlarımız, Avrupa’nın en iyi basketbolunu oynayan kadın takımıdır. “Türk basketbolu bayanlarda Avrupa’nın en iyisidir” pankartlarını her yere astılar. Çabuk paslaşmaları, isabetli şutları olayın gözüken yüzü. Ama başarının temelinde her topta yaptıkları ölümüne savunma yatıyor. Takım olarak gösterdikleri gayret herkesi hayretler içinde bırakıyor. Basketbolda takım savunması (birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için) şeklinde özetlenir. Bireysel gayretleri mi takım savunmamız mı daha iyi derseniz ikisi de o kadar iyi ki kimse buna cevap veremez. Biz de koçlar takım oyunu hücumda hızlansın diye genelde hep TEMPOdiye bağırırlar. Bayan Basketbol Milli Takımımızın oyun temposu Türk basketboluna örnek olacak kadar hızlıydı. Umarım tüm genç takımları bu maçları izleyip gereken dersleri çıkarıyorlardır.
Bize bu gurur ve mutluluğu yaşatan koç Ceyhun Yıldızoğlu’nu ve tüm teknik ekibimizi yürekten kutluyoruz.
Ama bir gözlemimi de yazmadan geçemeyeceğim.Dün gece ki maçın yorumcusu Cem Akdağ’idi. Cem’in ne kadar kişilikli, bilgili, saygı değer bir koç olduğunu tekrarlamam gereksiz. Türkiye’de bayan basketbolunun temelini atan koç o. Bu takımda oynayan tüm oyuncuların gelişmesinde onun tartışılmaz payı var. Ayrıca önceki yıl talihsiz küme düşme tehlikesi yaşayan Galatasaray’ı da kurtaran da o. Ama şimdi çalıştıracak takım bulamıyor, kenarda oturuyor ve yorumculuk yapıyor. Ve kulüplerimiz de böyle bir fırsatı kullanmayıp maç sırasında bağırmaktan başka özellikleri olmayan yabancı koç arayışı içindeler.
Dün geceki galibiyet bizi o kadar sevindirdi ki; bu üzüntüleri çözmek için büyük bir fırsat yakaladık. Şimdi sıra erkeklerde, onlara da duyduğumuz güven sonsuz.
Paylaş